YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Çelik’in Terör Değerlendirmesi: Bir Yangın Var, Yangını Söndürmeye Çalışıyoruz

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, terör olaylarına değinerek, “Bir yangın var, yangını söndürmek...

Çelik’in Terör Değerlendirmesi: Bir Yangın Var, Yangını Söndürmeye Çalışıyoruz

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, terör olaylarına değinerek, “Bir yangın var, yangını söndürmek için yangına yaklaşmak gerekiyor. Biz de bugün bunu gerçekleştiriyoruz. Çözümün ortağı olmamız gerekiyor. Aksi takdirde sorunların esiri olma durumunda kalırız.'' dedi.

Çelik, Kocaeli Ticaret Odası'nda düzenlenen 'Sosyal Güvenlik Reformu'nun Getirdikleri ve İstihdam' konulu toplantı ve istihdama katkı sağlayan kuruluşlara plaket verilmesi törenine katıldı. Çelik, burada yaptığı konuşmada, ülkenin en önemli gündem maddesinin 'terör' meselesi olduğunu belirterek, terör meselesinin bu günün değil, 30 yıllık bir mesele olduğunu aktardı. Bunun siyaset üstü bir mesele olarak ele alınmasının doğru olacağı inancında olduklarını vurgulayan Çelik, birçok şeyin siyasete, politikaya malzeme yapılabileceğini, ancak terör konusunun siyasete malzeme yapılmasının son derece yanlış olduğunu kaydetti. Çelik, içinde can, memleket meselesi, ülkenin haysiyeti, şerefi, itibarı olan, temel değerler ve temel sorunlar konusunda mutlak suretle siyaset üstü bir bakışa ihtiyaç duyulduğunun altını çizerek, şunları kaydeti: ''Geçmişte hatalar yapıldı, ötekileştirmeler, inkar politikaları, faili meçhuller oldu, çok şükür bunlar geride kaldı. Türkiye bugün insan merkezli bir yönetim anlayışını sürdürüyor ve bu yola girmiş bulunmaktadır.''

Türkiye'nin son 10 yıldır her alanda normalleşme süreci yaşadığını, hiçbir sorunun sümenaltı edilmediğini belirten Çelik, şöyle devam etti: “Bir yangın var, yangını söndürmek için yangına yaklaşmak gerekiyor. Yaklaşmadan, su bulmadan, suyu nereden bulduğunuz da çok önemli değil, yangını söndüremezsiniz. Hedefiniz, yangını söndürmek olmalı. 30 yıldır süren bu yangını söndürme konusunda yüzde 50 oy almış bir hükümet olarak tabii ki taşın altına elimizi de gövdemizi de koymamız gerekiyordu. Biz de bugün bunu gerçekleştiriyoruz. Çözümün ortağı olmamız gerekiyor. Aksi takdirde sorunların esiri olma durumunda kalırız.''

Çelik, sürecin hassas ve provokasyona açık olduğunu ve ihtiyatlı davranılması gerektiğini söyledi. Bakan Çelik, hiç kimsenin istismarda istikbal aramaması gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu: ''Bu konu istismar edilecek bir konu değil, burada oy avcılığı, '3-5 oy nasıl alırım' düşüncesiyle bu konunun istismar edilip, gelecekte bir istikbal arama düşüncesi son derece yanlıştır. Doğuda, Güneydoğu'da vatandaş bıkmış, 'bitsin bu mesele' diyor. Bu işin bitirilmesi konusunda, yüzde 50 destek almış bir iktidarın tabii ki çok cesur adım atması gerekiyor. Biz bunu gerçekleştirirken vatandaşın, 10 yıllık sicilimize bakarak, neler yaptığımızı, Türkiye'yi nereden nereye taşıdığımızı dikkate alarak bu konuda kısa metrajlı değil, çözüm metrajlı bir yaklaşımı dikkate aldığımızı göreceği ve buna hak vereceği inancı içindeyim.''

"48 MİLYAR SAĞLIK GİDERİ VAR"

Bakan Çelik, 2002 yılında 10 milyar liralık sağlık giderinin şimdi 58 milyar liraya ulaştığının altını çizdi. Çelik, şöyle devam etti: “Bunu yalnız Sosyal Güvenlik olarak söylüyorum. 10 milyar liradan 48 milyara yükseldiğini görüyorum. O zaman 2 kez hastaneye giderken şimdi 8 kez gitmeye başlamış. Ortalama 75 milyonun yılda sağlığa müracaatı yılda 8 kez. Şimdi böyle bir cennet, dünyanın hiçbir yerinde yok. Biz hem kalkınmayı hem vatandaşa sağlık hizmeti sunmada bu larçlığı, bu tabloyu ortaya koyuyoruz.”

‘Helal hoş olsun’ dediklerini belirten Çelik, bu konuda yaşadıkları sıkıntılarla ilgili şunları aktardı: "Sıkıntımız nerede? Buradaki istismarda. İstismarları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı önlesin, ilin milletvekilleri önlesin, müdürleri önlesin, valileri önlesin. Bu doğru değil. Bu hizmetlerin, eğer 8 kez hastaneye gitme ihtiyacı var da gitmen gerekiyorsa istismarları önlemek hepimizin görevi.”

Bakan Çelik, sıkıntıların önüne geçmek için e-reçete dönemini başlatıklarını belirterek, “Bir zamanlar reçete alırken neler ile uğraşırken şimde e-reçete var. Doktora gideceksiniz, size elektronik ortamda reçetenizi yazacak kimlik kartınızla. Ben bugün başka yerde alacağım diyeceksiniz, gidip orada alacaksınız. Herkesin ekranına düşüyor, dilediğiniz yerden alacaksınız. Yönlendirmede olmayacak. Biraz da e-reçeye geçince az yazılır diye düşünüyoruz. Şu anda yalnız ilaç giderimiz 15 milyar lira.” diye konuştu.

“100 BİN KİŞİDEN 8’İ İŞ KAZALARINDA YAŞAMINI YİTİRİYOR”

Çelik, Zonguldak’ta meydana gelen maden faciasıyla ilgili, “Kocaeli’ni size verseler oradaki bir annenin acısı, bir vefat hayatının yakının feryadına hiçbir şey maddi değer karşılamaz.” ifadesini kullandı. “Belki de çok sıradan bazı konulara dikkat edilerek bu faciaların, kazaların önüne geçmek mümkün.” diyen Çelik, şöyle konuştu: “Nitekim istatistikler diyor ki, bu iş kazaları ve meslek hastalıklarının yüzde 98 ve yüzde 100’ünü önleme imkanı var. Ama maalesef dünyada 2 milyon 300 bin kişi, bir Kuveyt nüfusu kadar kişi her yıl iş kazalarından dolayı yok oluyor. Bizim ülkemizde de her gün 3 kişi ölüyor. Günde 172 iş kazası meydana geliyor. 6 kişi iş göremezlikle karşı karşıya kalıyor. Şimdi bu, çağdaş ülkeye yakışır tablolar değil. 100 bin işçide 2002’de 17 kişi iş kazasından hayatını kaybediyordu. Şimdi 100 bin işçide 8 işçi hayatını kaybediyor Türkiye’de. Rakamlar iyi, yarıya yarıya düşmüş. Ama 8 kişi az mı? 12 milyon çalışanımız var. Dolayısıyla bu oranı aşağı çekmemiz gerekiyor.”

Çelik, ölümlerin gerçekten kaza ölümleri noktasına inmesi gerektiğine vurgu yaparak, “İhmalden kaynaklanan ölümler olmamalı. Eğer bunu yaparsak ne oluyor, işletmenin imajı düzelecek.” şeklinde konuştu. Çelik, bütün çalışanları, bütün işletmeleri içine alan bir yasayı yürürlüğe koyduklarını, ancak eleştiriler aldıklarını dile getirerek, şunları aktardı: “Apartmana bir iş sağlığı uzmanı olacakmış, bir de iş güvenliği uzmanı olacakmış. Bir de kapıcı varmış. Nereden bulacak çalıştıracak. Böyle şey yazılır mı? Apartmanda 5 kişi ölmedi mi doğalgaz kaçağından, apartmanda biz yaşamıyor muyuz? Apartmanın güvenliğe ihtiyacı yok mu? 6 yılda bir risk değerlendirmesi yapılacak ve gelip bakacak ya 100 lira ya 200 veya 500 lira verecek. Denetime tabii tutulacak. Böyle bir çalışma yapmayı fazlalık görmek, eleştiriye tabi tutmak kendi güvenliğimizi tehlikeye atmaktır.”

Bakan Çelik, ayrıca sendikal düzenlemeye değinerek, “Sendikal mevzuatı uzunca tartıştık, sonunda çıktı, bütün sanal rakamlardan kurtulduk. 900 bin sendikalı işçi var. Sahte rakamların tümünden kurtulduk. Gerçek rakamlar ortaya çıktı. Sendikacılara sesleniyorum, kavgayla gürültüyle iş yerinizi tahrip ederek, üretimi aksatarak varılacak bir nokta, o sendikacılık geride kaldı.” sözlerini kaydetti. Çelik, programın sonunda istihdama katkı sağlayan bazı kuruluşlara plaketlerini takdim etti.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler