TBMM Genel Kurulu'nda Ağrı Dağı Üniversitesi'nin adının İbrahim Çeçen Üniversitesi olarak değiştirilmesine ilişkin kanun tasarısının görüşmeleri sürüyor. Tasarının tümü üzerinde hükümet adına bir konuşma yapan Milli Eğitim Bakanı Çelik, Türkiye'nin çizilmiş bir rotası bulunduğunu belirterek, "Biz bu ülkenin insanları ve insanlarının temsilcileri olarak elbette hepimiz bu rotanın sahipleriyiz ve bu rotanın kesinlikle olumsuz anlamda değişmemesi için aynı hassasiyeti gösteririz. Ancak bu rotanın trafik polisliğini CHP yapmayacaktır. Bu millete ait bir rotadır. Kimse bunu kendi tekelinde falan zannetmesin" diye konuştu.
AK Parti'nin değişimin tarafında olan bir parti olduğunu vurgulayan Çelik, "Statik kalanlar, değişmeyenler sadece ölüler ve delilerdir. Hayat ancak değişimle ayakta kalabilir" dedi.
Hiçbir zaman Türkiye'yi geriye götürmeye, arkaya baktırmaya tevessül etmediklerini, böyle bir niyetlerinin de olmadığını anlatan Çelik, demokrat, muhafazakar bir parti olduklarını ifade etti. Çelik şöyle konuştu:
"Bizim muhafazakarlığımız geçmişte kalmış, pörsümüş, eskimiş, bugünün ihtiyaçlarına cevap vermeyen, demode olan şeylerin korunmasına yönelik bir hassasiyet değildir. Bizim muhafazakarlığımız kültürel ve moral alanla sınırlı olan bir muhafazakarlıktır. Bizi biz yapan, bize has olan özelliklerin ve güzelliklerin korunmasına yönelik bir duyarlılığın adıdır. Biz ekonomide, Türkiye'nin dünyaya taşınmasında, Atatürk'ün gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmada herkesten daha çok değişimciyiz. Kendisine devrimci ve değişimci diyenler de bu konuda bizimle yarışamazlar."
"PİŞMANLIK DUYUYORUM, HALKIMDAN ÖZÜR DİLİYORUM DEMELERİNİ BEKLİYORUZ"
Bugün gazetelerde YÖK Başkanı Özcan'ın söylediği bir söze yer verildiğini belirten Çelik, bu sözü duymadığını söyledi. YÖK Başkanı'nın bir grup okulla ilgili, bir camiayla ilgili bir söz söylediğinin ifade edildiğini anlatan Çelik, şunları kaydetti:
"Hangi niyetle, hangi ortamda söylenmiş olursa olsun bir kişiyi, bir camiayı, bir grubu tahkir ve tezyif etmeye yönelik, onu rahatsız eden, onu rencide eden söz kime ait olursa olsun, o kem söz sahibine aittir ve bunu onaylamak, bu üslubu kabul etmek kesinlikle mümkün değildir. Herkes söylediği sözünü bilecek. Herkes hakkını da bilecek, haddini de bilecek. Bu YÖK Başkanı da olsa hakkını, haddini bilecek, ama bu CHP'nin sayın genel sekreteri de olsa, yüce ihsan peygamberini tahkir ve tezyif ederken de hakkını ve haddini bilecek. Biz Sayın YÖK Başkanı'ndan da, Sayın Önder Sav'dan da Türk halkının karşısına çıkıp, 'ben konumumla, pozisyonumla mütenasip olmayan, uyuşmayan bir sözü boş bulundum söyledim. Bundan dolayı pişmanlık duyuyorum ve halkımdan özür diliyorum' demesini bekleriz. Bunu Sayın Önder Sav'ın da, Sayın YÖK Başkanı'nın da yapması lazım." İHA