Cem Yılmaz filmleri 1998'e kadar dayanıyor, yani sanatçının henüz 25 yaşında olduğu zamana!
Tamam, Her Şey Çok Güzel Olacak'ın yönetmeni, listemizdeki diğer filmlerde olduğu gibi Cem Yılmaz değildi. Ne var ki, başrolü ve senaristlerinden biri kendisi olduğu için, bu muhteşem filmi de bir Cem Yılmaz filmi olarak sayabiliriz.
1995 yılında Kandemir Konduk'un yönettiği Palavra Aşklar dizisiyle tv ekranlarına adım atan Ceyda Düvenci, 1997 yılında Türkiye 3. Güzeli seçilmişti. Bu derecenin hemen ardından, Her Şey Çok Güzel Olacak'ın başrollerinden biri olarak güzel yüzünü gösteren hanımefendinin bir sonraki adımı ise tiyatro sahneleri oldu.
İşte ilk gerçek ful faça Cem Yılmaz filmi: G.O.R.A.!
Bir bilim-kurgu & komedi filmi Cem Yılmaz tarafından yapılırsa nasıl olurun yanıtı olan film, Türkiye'nin en pahalı yapımlarından biri olarak tarihe geçti, ama o kadar başarılıydı ki; sadece sinema salonlarında 4 milyon kişi tarafından izlendi (legal ve illegal dvd'leri, websitelerini filan sayamıyoruz tabii...).
Senarist Cem Yılmaz'dı, iki başrol Arif ve Komutan Logar'ı da Cem Yılmaz oynuyordu. Bu kez MFÖ'den Özkan Uğur vardı karşımızda, Rasim Öztekin ve Ozan Güven gibi iki oldukça başarılı oyuncu vardı.
Özge Özberk, Bizimkiler dizisinde oynadığında henüz 13 yaşındaydı!
Sonra ne televizyonu, ne sinemayı ne de tiyatroyu boş geçti hanımefendi...
BKM yapımları olan Otogargara, Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü? ve Bir Demet Tiyatro'da sahne tozu yutan, aktrisliğine aktrislik katan Özge Özberk; 2004 yılında G.O.R.A. ile Türkiye'nin gündemine oturuverdi. Bu filmin ardından geçen 10 yılda tam 18 sinema filmi ve televizyon dizisinde gördük kendisini, üstelik birçoğu çok başarılı yapımlardı: Çemberimde Gül Oya, Babam ve Oğlum, Mavi Gözlü Dev, vesaire...
G.O.R.A.'nın yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak yapmıştı, bu filmin yönetmen koltuğunda ise Cem Yılmaz ve Ali Taner Baltacı vardı: Hokkabaz!
Cem Yılmaz'ın G.O.R.A. ve A.R.O.G. arasına sıkıştırdığı Hokkabaz'ın MFÖ kadrosunda Özkan Uğur yedek kulübesine çekildi, Mazhar Alanson yeniden oyuna dahil oldu. O yıllarda Okan Bayülgen'in TV programlarındaki skeçleriyle jenerasyonumuzu kahkahalara boğan Gürgen Öz de kadrodaydı hatta :)
Müzisyen tarafını ezbere bildiğimiz Özlem Tekin'in aktris hallerinin de ne kadar iyi olduğunu Hokkabaz ile öğrenmiş olduk açıkçası...
G.O.R.A.'da uzaya giden Arif'in, zamanda 1 milyon yıl geriye gittiğinde yaşanabilecek komik olayları da A.R.O.G. sayesinde öğrenmiş olduk :)
2008 yılında vizyona giren A.R.O.G.'un senaristliğini tabii ki Cem Yılmaz yaptı. Ali Taner Baltacı yönetmenlik koltuğunu yeniden Cem Yılmaz ile paylaştı. Film müziklerinde son iki filmdir Ozan Çolakoğlu ile çalışılırken, bu kez Jingle House'un notaları sahnedeydi. Zafer Algöz ve Ozan Güven'e fazla güldük, Özkan Uğur yine bir efsaneydi, bi' ara Rıdvan Dilmen bile vardı kardeşim!
Önce Özgür Kız olarak, sonra da Türk Pop Müziği'nin 'değişik' (hakikaten başka kelime bulamadık) kızı olarak karşımızdaydı, her an detone olacakmış gibi şarkı söylemelerini ve o şarkıları kendi yazmasını pek sevdik.
Cem Yılmaz durmadı, dinlenmedi, A.R.O.G.'dan yalnızca 1 sene sonra bir film daha çaktı. Bu kez Western idi mevzu, tabii Cem Yılmaz'ın bakış açısından :)
Yahşi Batı'nın yönetmen koltuğunda Ömer Faruk Sorak vardı. Senaryo Cem Yılmaz, başrol Cem Yılmaz... Ozan Güven'siz bir CY filmi düşünemiyorduk ki, düşündürtmedi sağolsun. Özkan Uğur ve Zafer Algöz yine vardı. (Ters sırayla) Birini Şerif olarak, birini Kızılderili kabile şefi olarak izledik.
Yahşi Batı'nın bir diğer başrol oyuncusu da Demet Evgar'dı.
Zaten 17 yaşından beri tiyatrocu olan, İstanbul Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nü bitiren, 2000 yılından beri hem televizyon ekranlarında, hem sinema perdesinde sıklıkla kendisiyle karşılaştığımız Demet Evgar, Yahşi Batı'daki Susan Van Dyke rolündeki başarısıyla şaşırtmadı.
2014'te Hokkabaz ve Her Şey Çok Güzel Olacak arası, benzer kafada bir film geldi Cem Yılmaz'dan: Pek Yakında...
Güldük, gülmedik diyemeyiz. Ama daha çok hüzünlü ve meraklı bir şekilde filmi izlediğimizi de belirtmek gerek. Ozan Güven'inden Özkan Uğur'una, Zafer Algöz'üne kadar kadro tastamamdı. Hatta ve hatta Zerrin Tekindor gibi bir usta ile, son zamanlarda bizi en çok güldüren oyunculardan biri olan Çağlar Çorumlu da kadrodaydı.
(Bu hanımefendiye geçmeden hemen kısa bir not düşelim: Hare Sürel sen ne güzel kadınsın.)
Pek Yakında'nın kadın başrol oyuncusu olarak Tülin Özen'i izledik. 2003 yılında ilk kez sinemaya adım atan, 2005'te oynadığı Semih Kaplanoğlu filmi Meleğin Düşüşü ile Antalya Altın Portakal'ı kapan güzel aktris, 2014'te Pek Yakında'da yeniden karşımıza çıktı.
Hoş, 'yeniden' demek biraz saçma oldu. Çünkü Tülin Özen, Pek Yakında'ya kadar zaten 10 tv dizisinde, 12 de sinema filminde rol almıştı... Kendisini bu yıl Muhteşem Yüzyıl: Kösem'de Handan Sultan olarak izleyeceğiz ahali, haberiniz ola.
Cem Yılmaz'ın yeni harikası, henüz geçtiğimiz hafta vizyona giren Ali Baba ve 7 Cüceler.
Henüz izlemedik, çok merak ediyoruz! Eleştirmenlerden tam not almış, her ikisini de Cem Yılmaz'ın oynadığı Ali Şenay karakteri ile Boris Mançov karakterinin bir nevi Arif & Logar eşleşmesi gibi olduğunu söylüyorlar, Sofya'nın dokusu bir başkaymış filan...
Gelelim kadın başrol oyuncusuna... Hakkında henüz pek birşey bilmediğimiz, bu filmden sonra biyografilerinin tüm Google'ları donatacağını tahmin ettiğimiz hanımefendi: Irina Ivkina!
Hanımefendi 1988 doğumlu bir Rus. Daha öncesinde Türkiye'de yaptığı işler olarak Eti Tutku ve Casper reklamlarını, Ferman Toprak'ın Mavi Mavi klibindeki oyunculuğunu sayabiliriz. Hem Türkçe, hem de Rusça bildiğini de Cem Yılmaz'ın basın toplantısından öğrenmiş olduk.
Aktrisliğini de filmi izledikten sonra göreceğiz artık :)