Cemevlerinin Yasal Statüye Kavuşturulması Talebi

Muş’un Varto ilçesindeki Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Cem Evi Başkanı Pir Doğan Yılmaz, cemevlerinin ibadethane olduğunu ve anayasal statüye kavuşturulması gerektiğini söyledi.

Pir Doğan Yılmaz, Alevi yurttaşların en büyük sorununun cemevlerinin yasal statüye kavuşturulamaması olduğunu belirtti. Alevilik inancında en önemli ayın Hızır Ayı olduğunu kaydeden Yılmaz, "İnancımızın en büyük cemlerinden bir tanesi Hızır Cemi'dir. Biz buna ‘Görgü Cemi’ de diyoruz. Hızır Cemleri yılda bir sefer yapılır. Bunun anlamı da kişinin ya da canın bir yıl içinde yapmış olduğu yanlışlardan, hatalardan, günahlardan arınması ve kendini cem huzurunda, kırklar meclisinde tertemiz etmesidir, tövbe etmesidir. Ondan sonra yaptığı hatadan dönmesi ve bir daha bu hataları tekrarlamamasıdır. Aksi halde hak huzuruna söz verip ikinci ve üçüncü gün aynı hataya düşerse hakkı inkar etmiş olur. Bu da Alevilik felsefesinde kesinlikle olmayan bir şeydir" dedi.

Alevilik inancında ‘Cem'e başlamadan önce post makamına oturan ‘Dede'nin (Pir); inanç, sosyal ve kültürel konularda bilgi verdiğini ve sorunlara çözüm aradığını kaydeden Yılmaz, "Alevilik inancındaki ‘Cem’in anlamı bütün insanlar eşittir. Alevi inancına ve cemlerinde asla ve asla insanlar renklerinden, ırklarından, mezheplerinden, inançlarından ve yollarından dolayı ayırt edilmezler ve 72 millete aynı nazarda bakılır. Çünkü merkeze konulan insandır. Her şey insan içindir. Madem ki insanız, bizim bu dünyada paylaşamayacağımız hiçbir şey yok. Sizin renginiz, ırkınız, mezhebiniz, inancınız, diliniz ne olursa olsun ben ona saygı gösteririm. Gösterdiğimiz saygının aynısını da kendimiz için bekleriz. Yeter ki biz birbirimizi kabul edelim, kardeşçesine bir bütünlük içerisinde inancımızı, kültürümüzü uygulayalım. Aramızda asla ve asla bir ayrılık olmamalıdır" diye konuştu.

Yılmaz, cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması gerektiğini de belirterek, "Bu ülke cumhuriyet ile idare ediliyor. Eşitlik sadece sosyal, kültürel ve hukuksal alanda değildir. Devlet bir kere dine tahakküm etmemelidir. Herkes kendi dininde, kendi inancında özgür olmalıdır. Ben nasıl camiye, sinagoga, havraya, kiliseye saygı gösteriyorsam, yardım ediyorsam, sahip çıkıyorsam benim cemevim de öyle özgürleşsin, anayasal statü kazansın. Biz bu devletin vatandaşıyız. Biz ayrı bir ülkede yaşamıyoruz ki. Bizim problemimiz başta bu. Alevilik programa girmeli, Alevilik tanınmalı. Aleviliğin tanımlamaya ihtiyacı yok, Aleviliğin tanımaya ihtiyacı var. Bizim istemlerimiz cüzi istemlerdir, yapılamayacak istekler değildir. İki satırlık bir şeydir. Anayasada yasal güvence altına alacaksınız. Cemevleri de ibadethanedir" dedi.

Devletin cemevleri yapıp finansmanını sağlasın diye bir düşüncelerinin olmadığını, her inancın kendisini finanse etmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, "En güzeli de bu değil mi? Laiklik de bu değil mi? İnsanların özgür olması, eşit olmasıdır. Fazla bir şey istemiyoruz. Bırakın kendi inancımızı yaşayalım. İnancımızdan size zarar gelmez. Ben sizin inancınıza saygı gösteriyorum. Sizin inancınızı başıma taç olarak yerleştiriyorum ama ben sizden benim inancıma da saygı göstermenizi istiyorum ve inancımı tanıyın" şeklinde konuştu.