Cemil Çiçek'ten "3 Pkk'lının Öldürülmesi"ne İlişkin Değerlendirme

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Fransa'da 3 PKK'lı kadının öldürülmesi konusunda, "Bu bulanık havayı sevenler var. Onun için bir an evvel bu cinayetin bütün yönleriyle aydınlatılması, bizim en büyük talebimizdir ve beklentimizdir" dedi.

Çiçek, Mustafa Necati Kültürevi'nde 'Yeni Van, Yeniden Van' adlı fotoğraf sergisinin açılışına katıldı. Açılışın ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Çiçek, Fransa'da 3 PKK'lı kadının öldürülmesi ve cenazelerinin Türkiye'ye getirilmesi konusundaki soru üzerine, bu konuda yapılan uyarılara katıldığını ifade etti. Çiçek, "Fransa'da hukuki tabirle tasarlanarak işlenmiş bir suç var, bir cinayet var. Fransa'dan bu işin perde arkasını, bu cinayeti işleyen ya da işletenlerin bütün bağlantılarla beraber bir an evvel ortaya çıkartılmasını arzu ediyoruz, bekliyoruz ve talep ediyoruz. Çünkü cinayet tüm yönleriyle aydınlatılmadığı takdirde konu değişik yorumlara, suçlamalara, değerlendirmelere konu oluyor. Bu ise beraberinde yeni sıkıntılar çıkarır. Bu bulanık havayı sevenler var. Onun için bir an evvel bu cinayetin bütün yönleriyle aydınlatılması, bizim en büyük talebimizdir ve beklentimizdir" diye konuştu. Avrupa'nın terörle mücadele konusunda Türkiye ile yeteri kadar işbirliği yapmadığına işaret eden Çiçek, "Hiç olmazsa bu işin arka planının ortaya çıkarılmasında işbirliği yapmaları gerekir. Bu bizim beklentimiz" dedi.

Cenazelerin Türkiye'ye geleceğine işaret eden Çiçek, "Geldiği takdirde de herkesin olabildiğince sabırlı, işi kolaylaştırıcı olması, yeni acılara, yeni sıkıntılara ve ithamlara, yeni suçlamalara meydan vermeyecek ve toplumun huzurunu bozmayacak bir tarzda bu işin gerçekleşmesi lazım. Bu yönde yapılan çağrıları ben de destekliyorum. Doğru olan da budur diye düşünüyorum" değerlendirmesini yaptı.

Çiçek, İmralı ile müzakere sürecine ilişkin tartışmaların hatırlatılması üzerine ise şöyle dedi:

"O konu zaten zaman zaman yapılıyor. Ben de bu konuyla ilgili bir değerlendirme yaptım. Tekrar ifade edeyim; terör sorunu, Türkiye'nin sorunudur. Bunu biz çözeceğiz. Bu işi başkasına havale edemeyiz. Bu işi daha fazla da geciktiremeyiz. Bu iş geciktikçe, dallanıp budaklandıkça yeni acılara kaynak teşkil ediyor. Onun için bu yöndeki çabaları soğukkanlı bir şekilde takip etmek ve bu işin harp cinsinden çözümünün olmadığını da bilmek lazım. Bu, uzun, ince bir yol; sıkıntılı bir yol. Bu işin çözülmesini isteyen kadar istemeyen bir çok çevrenin de olduğunu 30-35 yıllık süreçte görmüş olmamız lazım. Meseleyi bu şekilde değerlendirmemiz lazım."