İSTANBUL (İHA) - Başbakan Bülent Ecevit, diğer partilerin tutumlarına rağmen, seçimin normal tarihinde yapılmasındaki kararlılıklarını sürdüreceklerini açıkladı. Başbakan Bülent Ecevit, NTV televizyonunda hükümette ve DSP'deki son durumla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Ecevit, Derviş'in istifasını geri alması ile ilgili olarak, "Bence hayırlı bir karar vermiş oldu. Çünkü ekonomik alanda duyarlı gelişmeler başlamıştı. Bunları başka bir çatı altında sürdürmek kolay olmayabilirdi. Cem konuşmasında, sanki Derviş'in yeni oluşumla ilgisi kabul ediliyormuş gibi bir uslüp kullandı. Belki bu kendisinin görüşü olabilir, ama Derviş hükümetimizdeki görevini sürdürüyor. Derviş, hükümet içindeki görevlerini sürdürme kararı aldı. Hem bir partiye, hem başka bir partiye bağlılık olamaz. Bunu eminim ki Derviş de düşünür" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Sezer'in devreye girmesini kimin istediğinin sorulması üzerine Ecevit, "İkimiz de aynı düşüncedeydik. Dünkü görüşmemizde Derviş'i ikna edemediğimizi söyledim. Sezer, bunun üzerine Derviş'i arayıp kendi isteğini belirtti. Daha sonra bildiğiniz durum belirdi" dedi.
"Bütün bu gelişmeler hükümeti nasıl etkileyecek?" şeklindeki bir soruya Ecevit, "Uzlaşmanın zorlukları var. Bizim hükümetimiz bu zorlukları aşmıştır. Zaman zaman Bahçeli ile Derviş arasında tartışmalar olmuştur ama sonuçta bir uzlaşı sağlanmıştır" diye konuştu.
CEM'İN YENİ OLUŞUM GİRİŞİMİ Dışişleri eski Bakanı İsmail Cem'in hükümetten ve partiden ayrılma kararını kendilerine daha önceden bildirmediğini açıklayan Ecevit, "Kendisini yurt dışındaki gezisinden sonra aradım. Son derece karamsar bir tablo çizdi. Ben kendisi ile çalışmak istediğimi belirttim. Aldığı karar beni son derece üzdü. Sanki DSP yoldan ayrılmış gibi oldu" ifadelerini kullandı.
İsmail Cem'in, "DSP önemli reformlara öncülük yapmıştır. Ama ne var ki yanlış uygulamaları ile DSP, ilkelerini hayata geçirebilecek gücü kaybetmiştir. Türkiye'de siyaset yapmak boşlukta kalmıştır" şeklindeki konuşmasını okuyan Ecevit, "Ben beklerdim ki, bu kararı vermeden önce Cem benimle görüşme imkanını bulmuş olsun. Bunu dostluğumuza bağlamak isterdim. Bu DSP için asla kabul edilemeyecek olumsuz iddialardır. Oysa şimdi önderliğini üstlendiği oluşumun bildiğim kadar bir parti hazırlığı yok. Buraya çekmeye çektikleri milletvekillerine sundukları bir proje yok. O bakımdan bu oluşumun nasıl gelişeceğini bilmiyorum" dedi.
İSTİFALARIN EKONOMİK PROGRAMA ETKİSİ Partiden ayrılmak isteyen bazı milletvekillerinin geri gelmek istediğini söyleyen Ecevit, "Bir milletvekili, partiden ayrılanlara ne kadar kızgın olduğunu söylüyor. Ertesi gün o da partiden ayrılıyor. Böyle ilkesizliklerle parti kurulamaz. Bu arkadaşlarımın 'DSP'de düşünceleri bakımından şu yanlışlıkları bulduk, bunları düzeltme olanağını bulamadık' demeleri gerekiyor. Şimdiye kadar böyle bir durum olmadı. Oysa şimdiye kadar Türkiye'de mantığı olmayan bir ayrılığa gitmenin Türkiye'ye yararı değil, zararı olacaktır. Çünkü Türkiye zor bir dönemden geçiyor" ifadelerini kullandı.
Turizm ve ihracat bakımından iyi dönemden geçildiğine dikkat çeken Ecevit, "Üretim ve tüketim artıyordu. Faizler düşüyordu. Bunlar olumlu gelişmelerdi. Bu süreci nasıl devam ettireceğiz? Dıştan baktığımda gerçek anlamda bir ihtiyacı karşılamayan bir ayrılışın yer almasını olumsuz karşılıyorum" diye konuştu.
Bu ay AB'nin üst düzey yöneticilerinin Türkiye'ye geleceklerini, ancak son durumla birlikte bu gezilerin iptal edildiğini belirten Ecevit, "Bu nedenle ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalınacaktır. Bu bakamdan gereksiz bir hareketin yer alması ve erken seçimin yer alması nasıl olacaktır bilmiyorum. Bildiğiniz gibi bir siyasal partinin Meclis seçimlerine katılması için belli koşulları yerine getirmesi gerek. Eğer seçime girecekse, kurulu partilere yamanma ihtiyacını duyacaktır. Bu da tutarlı bir davranış olmayacaktır" dedi.
Başbakan Ecevit, erken seçimle ilgili olarak, "Sayın Bahçeli'nin dile getirdiği bir istek var. Hatta bir isteğin dışında, üyeleriyle imza toplamışlar. 3 Kasım olarak belirlemişlerdir. Buna DSP'nin dışındakiler onay vermiş gibi baktılar. Türkiye'de bir parti erken seçime gitmek ister, diğer partiler de onun gerisinde kalmamak için arkasından giderler. Mertlik denir ona. 1954 seçimlerinde de bu olmuştu. Bütün partiler, bunun arkasından sürüklenip 'Biz de erken seçim istiyoruz' dediler. Biz buna o zaman da karşı çıkmıştık. Oysa bundan en kazançlı çıkan parti biz olduk" dedi.
57. HÜKÜMETİN ÇALIŞMALARI Türkiye'de 57. Hükümet'in çok önemli reformlar başlattığını öne süren Ecevit, "Bunlar hızla uygulanmaya başlandı. Daha başlatacağımız reformlar var. Eğer seçim yapılırsa, bunlar gündemden çıkacak. Herkes seçim sahasına gidecektir" ifadelerini kullandı.
"Cem ithamlarını sürdürürken, kendisi bugün söylediği gibi kimliğinden uzaklaştı mı?" diyen Ecevit, "Kendisi ile birlikte ayrılanların ve kendisinin böyle bir iddiası yoktu. 57. Hükümet, çok köklü reformlar yaptı. Eğitimde ciddi atılımlar yaptı. Bütün dünyada hayranlık uyandırdı. Laiklik benim tabirimle inançlara saygı, Türkiye'de bu hükümet döneminde büyük gelişme gösterdi. Bu büyük bir başarıdır" şeklinde icraatlarını anlattı.
AB kapısının da 57. Hükümet döneminde açıldığını dile getiren Başbakan Ecevit, "57. hükümet çağdaş ekonomi kavramını Türkiye'ye getirdi. AB ilişkilerinde önemli mesafeler alındı. Partiden ayrılanların bazı duygusal nedenleri olabilir, ancak ne yapmak istedikleri, DSP'den farkları neler olacaktır. Bu konuda hiçbir düşünsel hazırlık yapılmadan kendilerini ortaya attılar. Bu nedenle ciddi bir olay ortada görmüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
KOALİSYON ORTAKLARININ ERKEN SEÇİME BAKIŞI Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin son konuşmasında ve koalisyonu oluşturan 3 partinin de Nisan 2004'ten önce seçim yapılmaması çağrısında bulunduklarını ifade eden Ecevit, "Bunu biz söylüyorduk, diğer ortaklarımız da. Biz yine buna karşı çıkmaya devam ediyoruz. Diğer partilerin tavırları ne olursa olsun, bunu söylemeye devam edeceğiz" dedi.
"İstifalar artar da hükümet güvenoyunu sağlayamazsa ne olacak?" şeklindeki bir soruya Ecevit, "Biz de ayrılmak durumunda kalacağız. Aslında MHP ile aramızdaki milletvekili sayısına bakıldığında, normal olarak bizim istifa etmemiz gerekirdi. MHP bunu uygun bulmuyor. Olabildiğince hükümetin başında kalmamız gerektiğini söylüyor. Biz de bir hükümet krizi olmaması için devam ediyoruz. Çok kısa bir süre içinde yeni hükümet kurulması gerekecek. Bu da bir hayli zaman israfına neden olacak. Zaman bizim açımızdan çok kıymetli" şeklinde yanıt verdi.
Ecevit, "Ortak değiştirme durumu söz konusu olabilir mi?" şeklindeki bir başka soruya ise "MHP'de bu senaryolar çok tepki uyandırıyor. Koalisyon ortaklarını değiştirmeye yönelik bir teşebbüsümüz yok" yanıtını verdi.
Parti ile ilgili hiçbir sorunu olmayan bazı kişilerin partiden ayrılmasına bir anlam veremediğini dile getiren Ecevit, "Belli ki bir ilkesizlik durumu var. Bu siyasal yaşam açısından üzüntü verici bir olay. Bir parti kurulması için veya başka bir partiye gidilebilir. Ancak bunun bir açıklaması olmalı. Fakat bunlar olmadı. Cem'le eski hukukumuza dayanarak, bu konudaki kararını bana bildirebilirdi. Bunu gerek görmedi" dedi.
"İstifalar Cem'den sonra artacak mı?" sorusunu Ecevit, "Bilmiyorum. Bu tür hesaplar yapmıyorum" diye yanıtladı.
Ecevit, Gürel'in ataması ile ilgili olarak, "Gürel, bu işin bilimini yapmış bir arkadaşımız. O da AB üyeliğini istiyor. Bu konuda nüanslı düşünceler olabilir. Şu ana kadar olmamıştır. Gürel, bir politikacı ve siyaset bilimcisi olarak uzun yıllar birlikte çalıştığımız bir arkadaşımız. Bazı konularda direnebilir ama hiçbir zaman AB kapılarını bize kapatacak ölçüye varacağını sanmıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Dışişleri Bakanlığı'na da Şükrü Sina Gürel'in atandığını açıklayan Ecevit, "Özkan'la aramızda bir soğukluk başlamıştı. Geçmişte çalışmalarımız olmuştu. Onun ayrılma nedenini biliyorum. Ama onun dışındakiler için ayrılma nedeni göremedim. Özkan'a başarılar diliyorum. Artık geçmişi irdelemenin bir faydası olmayacaktır" dedi.
Derviş'in hükümette kalması ile ilgili olarak Ecevit, "Kalmasına ilişkin gelişmelerin içinde ben de varım. Ben kendisinin bizimle birlikte kalması için özellikle ısrar ettim" ifadelerini kullandı.
Yeni bir takım hazırlıklara vakit bırakmayacak bir sürece girme olasılıkları olduklarını açıklayan Ecevit, "O bakımdan yeniden düşünmem lazım. Şu aşamada görevimin başındayım. Başka bir takım süreçleri gerçekleştirmek için zaman yok" diye konuştu.
Gürel'in Başbakan Yardımcılığı görevine atanmasıntın bazı çevrelerce veliaht olarak nitelendirilmesine yolaçtığı yolundaki soruya Ecevit, "Demokraside padişahlık ve veliahtlık gibi şeyler söz konusu olmaz. Kendiliğinden oluşan bir şeydir. Ben buna katkıda bulunabilirim. Asıl temennim Sayın Bahçeli'nin fazlasıyla erken seçim projesinden vazgeçmesidir. Kolay kolay vazgeçmeyeceğini biliyorum. Bunu da saygıyla karşılıyorum. Biz üç hükümet ortağı olarak, bir hükümet ortağı hazırladığımız takdirde erken seçime gerek olmadığını Bahçeli de kabul eder" yorumunu yaptı.
İDAM CEZASI İdam cezasının en duyarlı konu olduğunun altını çizen Ecevit, "MHP, büyük anlayış gösterdi benim ricam üzerine. Bunu bir koalisyon sorunu yapmayacağını söyledi. Böylelikle aslında idam sorunu çözülmüş oldu. Bu sorun çözülemezse, buna MHP sebep olmayacaktır. Diğer sorunlara gelince, biz henüz bu konuları gündemimize alarak Bakanlar Kurulu'nda görüşmüş değiliz. Bu konuda şimdiden karamsarlığa kapılmanın bir gereği yoktur. Bu konuda bir takım farklılıklar olacağı kanısındalar ama ben o kanıda değilim. Ben ilke olarak çok geniş görüşlü davranılmasından yanayım. Ama ben bir de Türkiye'nin koşullarını gözönünde tutmak zorundayım. Türkiye'yi bölme düşüncesinde olan kişiler ele almış olmasalardı, ben bunu çözerdim. Ama bunu istismar etmek isteyen kişiler var. MHP'nin de bu konuda kaygıları var. Bütün kusuru MHP'ye yüklemek doğru olmayabilir. Biz buna ortak bir çözüm getirmeliyiz diyebilirler" dedi.
"Başbakanlığın Bahçeli'ye geçmesi sözkonusu mu?" sorusuna Ecevit, "Ne olacağı belli olmaz. Bizden giden oyların sayısı belli noktaya varmadıkça, MHP başbakanlığımı sürdürmek istiyor. Ama o sayının dışına çıkarsa ne olacağını bilemem" dedi.
Çiller'in, "ABD Irak'a saldırma girişiminde başbakanlık görevinde olmak istiyorum" sözünün hatırlatılması üzerine Ecevit, "ABD yönetiminin içinde değişik düşünceler var. Çiller'in demecini de çok yadırgıyorum. Başbakanlığın kendisine verilmesini istemek garip bir istek. Irak sorununa savaşçı yaklaşımı uygun bulmuyorum" yanıtını verdi.
Ecevit, son olarak sağlığı ile ilgili soruya, "Kendimi çok iyi hissediyorum. Yapmam gereken görevleri yataktayken de yapmaya çalışıyordum. Çok sınırlı imkanlarım oluyordu. Şimdi daha rahat çalışıyorum. Rahatsızlığım sırasında koalisyon ortakları ile aramda herhangi bir sorun olmaması çok sevindirici bir durumdu. Hiçbir ülkede bu kadar uzlaşmalı hükümet görülmemiştir. O bakımdan ben Türkiye'nin geleceğine umutla bakıyorum. Biraz gayret. Dışardan ve içerden kışkırtmalara gözlerimizi kapatırsak, biz 3 koalisyon partisi olarak görevi sürdürebiliriz ve sürdürmek zorundayız" diye cevap verdi.