HABER

Çengelköy davası avukatları kararı değerlendirdi

Avukat Alagöz: - "Gazilerimiz ve şehit yakınlarımız tabii ki bütün sanıkların, bütün suçluların cezalandırılmasını ister. Ama aslında ayıklamak da istiyorlar. Fakat ayıklanamadığı zaman da onlar toptancı olarak değil, en azından tespit edilen erlere yönelik ceza verilmesini savunuyorlar" - Avukat Yaşar: - "Erlerin ve askeri öğrencilerin de durumunun rütbelerinden bağımsız olarak, statülerinden bağımsız olarak, tek tek değerlendirilmesinin daha doğru olduğunu düşündüğümüz için, erlerden de askeri öğrencilerden de bize göre ceza alması gereken kişiler vardı. Bunu da esas hakkında sunduğumuz beyan dilekçesinde belirttik"

İSTANBUL (AA) - Çengelköy ve Kuleli'deki darbe girişimi davasını takip eden Avukat Mehmet Alagöz, "Gazilerimiz ve şehit yakınlarımız tabii ki bütün sanıkların, bütün suçluların cezalandırılmasını ister. Ama aslında ayıklamak da istiyorlar. Fakat ayıklanamadığı zaman da onlar toptancı olarak değil, en azından tespit edilen erlere yönelik ceza verilmesini savunuyorlar." dedi.

Davayı takip eden müşteki avukatları, mahkeme heyetinin verdiği karara ilişkin Anadolu Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu.

Avukat Mehmet Alagöz mahkemenin rütbelere göre değil, eylemlere bakarak karar verdiğini, bazı sanıkların cezalarının açıklanmasının bir nebze de olsa mutluluk verdiğini kaydetti.

Beraat etmesi gereken bir sanığın ceza alması veya ceza alması gereken bir sanığın daha az ceza almasının ortaya çıkmaması için istinafa başvuracaklarını anlatan Alagöz, 57’si er, 7’si askeri öğrenci olan 64 sanığa ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi sonucunda gazilerin ve şehit yakınlarının bu karara tepki göstermesini şu şekilde değerlendirdi:

"Gazilerimiz o geceyi yaşadılar ve karşılarında üniformalı askerler vardı. Kimin rütbeli, kimin er olacağı çok fazla ayırt edilecek durumda değildi. Zaten yargılamaya geldiklerinde birçok müşteki, rütbeli bazı şahısların dışındakileri tespit edemedi ne yazık ki. İçlerinde ateş eden erler de var. Bir kısım erler de mahkemedeki savunmalarında ateş ettiklerini kabul ettiler ama havaya ateş ettiklerini söylediler. Toptancı yaklaşımdan ziyade hangi er kime doğru ateş etti, bunun tespitinin gerekeceğini düşünüyoruz. Dosyada da somut olarak şu er, şu kişiyi vurdu şeklinde bir tespit olmadığından mahkeme hüküm kuramadı, bu erlerle ilgili."

- "Tespit edilen erlere yönelik ceza verilmesini savunuyorlar"

Askeri öğrencileri sokağa salan komutanların öğrencilere şarjör vermediğini, bazı erlerin silahlarını ise komutanlarının alarak ateş açtığını söyleyen Alagöz, "Gazilerimiz ve şehit yakınlarımız tabii ki bütün sanıkların, bütün suçluların cezalandırılmasını ister. Ama aslında ayıklamak da istiyorlar. Fakat ayıklanamadığı zaman da onlar toptancı olarak değil, en azından tespit edilen erlere yönelik ceza verilmesini savunuyorlar. Fakat duruşmaları başından sonuna kadar takip eden şehit yakınları ve gazilerimiz orada biraz daha durumun farkında olan, kimin ateş ettiğini, kimin ateş etmediğini, kimin eylemlerin içerisinde olduğunu, kimin eylemlerin içerisinde olmadığını, kimin kaçma mücadelesi içerisinde olduğunu görebildikleri için onlar daha sakin ve sağduyulu yaklaşabiliyor." ifadelerini kullandı.

-" Erlerden ve askeri öğrencilerden de ceza alması gerekenler vardı"

Avukat Mehmet Fatih Yaşar da mahkemenin kararını genel olarak olumlu ve önemli bir karar olarak bulduğunu belirtti.

Mahkeme heyetinin genel olarak rütbeli, rütbesiz, er ayrımı yapmadan bu yargılamayı yapmaya çalıştığını, erler ve askeri öğrencilerle ilgili ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiğini söyleyen Yaşar, "Bu açıdan erlerin ve askeri öğrencilerin de durumunun rütbelerinden bağımsız olarak, statülerinden bağımsız olarak, tek tek değerlendirilmesinin daha doğru olduğunu düşündüğümüz için, erlerden de askeri öğrencilerden de bize göre ceza alması gereken kişiler vardı. Bunu da esas hakkında sunduğumuz beyan dilekçesinde belirttik. Ama bunun haricinde yargılama hukukun temel ilkelerine, evrensel hukuk kurallarına uygun olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bir problem teşkil etmeyecek şekilde düzgün yapıldı." diye konuştu.

Sanıkların savunma hakkını sonuna kadar kullandığını, gaziler ile şehit yakınlarının duruşmayı takip ederek mağduriyetlerini dile getirdiğini kaydeden Yaşar, gazilerin ve şehit yakınlarının 64 sanık hakkında verilen ceza verilmesine yer olmadığına kararını eleştirmelerinin haklı olduğunu söyledi.

Bazı sanık erlerin de sanık polisler gibi "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan cezalandırılması gerektiğini düşündüğünü anlatan Yaşar, "Bu anlamda da istinaf sürecine giderek, o gece orada darbeye katıldığını gördüğümüz ve darbeyi engellemek için hiçbir şey yapmadığını müşahede ettiğimiz, darbecilerin emir ve komutasında olan ve kendi asli görevini yerine getirmeyen erlere de yardımdan ceza verilmesi gerektiğini değerlendiriyorum." dedi.

- "Bu karar hoş bir karar değil"

Avukat Necip Kibar ise mahkemenin verdiği kararı olumlu bulmadığını, 14'ü eski polis 2'si asker hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan verilen 12 yıl altışar ay hapis cezasının hukuki açıdan mümkün olmadığını söyledi.

Hiçbir mahkemenin darbe girişimi davalarında bunu uygulamadığını belirten Kibar, " Bu cezaların da infazlarının üçte biri, dörtte biri bitmeden tahliye etmesi, hukuki bir karar olarak bulmuyorum. Burada 57 ere ceza verilmesine yer olmadığı kararı verildi. Bu erler içerisinde, olay gecesi özellikler oradaki cami imamının derdest edilerek, sanık eski albay Mürsel Çıkrıkçı’ya getirilip sabaha kadar alıkonulması ve darp edilmesi olayına iştirak eden erler var. Sahil bölgesinde bulunan restoranların, kafenin ve oradaki esnafın zorla dükkanlarının kapatılmasına iştirak eden erler var. Sabaha kadar alıkonulan özgürlüklerinden mahrum edilen, elleri kelepçeli olarak sabaha kadar tutulan, darbeye karşı çıkan insanları elleri kelepçeli olarak sabaha kadar tutulmasında iştirak eden erler var. Bunlara yönelik verilen ceza verilmesine yer olmadığı kararları hiçbir hukuk sisteminde doğru bulunmaz. Bu karar her haliyle hoş bir karar değil. Bu konuda zaten istinaf edeceğiz," şeklinde konuştu.

Çoğu yönden beklentileri dahilinde bir kararla karşılaştıklarını ifade eden avukat Faruk Görmüş ise en alt rütbelisinden en üst rütbelisine kadar verilen cezaların "Bir daha kimse aklından darbe yapmayı geçirmesin" mesajı verdiğini söyledi.

Erler hakkında verilen kararlarla her davada karşılaştıklarını ifade eden Görmüş, "Darbeye karışan kişinin er yada rütbeli olması önemli değil, biz bunu kişi kişi inceleyelim istiyoruz. Bizim çatı davamızda bir albay beraat etti. Albayların beraat ettiği davalardan bahsediyoruz. Kişiyi özgü yapılan, darbeye karışıp karışmadığını gösteren en güzel yargılamalardan biri bu davaydı. Burada erler darbeye karışmıştır veya karışmamıştır şeklinde toptancı yaklaşımı benimsemiyoruz. Erlerin kişi kişi ele alınıp iradesi dahilinde olup olmadığının değerlendirilmesi lazımdı. Bir tek böyle bir eksiklik görüyoruz, onun dışında karar olumlu. Cezaların caydırıcılığı da çok yerinde." beyanında bulundu.

- Karar

Mahkeme heyeti, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan 26 sanığın ağırlaştırılmış müebbet, 8 sanığın da müebbet hapisle cezalandırılmasına hükmetti.

14'ü eski polis 16 sanığın ise "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 12,5 yıl hapisle cezalandırılmasına hükmeden mahkeme heyeti, iradeleri komutanları tarafından fesada uğratıldığı gerekçesiyle 57’si er, 7’si askeri öğrenci olan 64 sanığa ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.

Maktul Murat Akdemir’i kasten öldürme suçundan 14 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapsine hükmederek, bir sanığa iyi hal indirimi uygulayıp cezasını müebbet hapse indiren mahkeme, maktuller Mustafa Cambaz ve Kader Sivri’yi kasten öldürmekten 7 sanığa ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet, 3 sanığa da ikişer kez müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme, maktuller Gökhan Esen, Halil Kantarcı, Burak Cantürk ve Osman Yılmaz’ı kasten öldürmekten 6 sanığı dörder kez ağırlaştırılmış müebbet, 4 sanığı da dörder kez müebbet hapis cezasına çarptırdı.

Mahkeme heyeti, maktul Fatih Dalgıç’ı kasten öldürmekten 5 sanığa ağırlaştırılmış müebbet, 3 sanığa da müebbet hapis cezası vererek, sanık Muammer Aygar'ı 8 maktulü kasten öldürmeye azmettirmek suçundan ağırlaştırılmış müebbete, Mürsel Çıkrıkçı’yı da iki maktulü kasten öldürmeye azmettirmek suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etti.

Mahkeme, sanık eski Albay Muammer Aygar'a 127 müştekiye karşı "kasten öldürmeye teşebbüs etmeye azmettirme" suçundan, eski Albay Mürsel Çıkrıkçı’ya da "kasten öldürmeye teşebbüs etmek" suçundan bin sekiz yüz beşer yıl hapis cezası verdi.

Heyet, ayrıca bazı sanıkları da "kasten öldürmeye teşebbüs etme" ve "kasten yaralama" suçlarından, değişen oranlarda hapis cezalarına çarptırdı.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler