HABER

Cep telefonlarında 'Koronavirüs' temizliği uyarısı

Hitit Üniverstesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof.

Cep telefonlarında 'Koronavirüs' temizliği uyarısı

Hitit Üniverstesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nurcan Baykam, cep telefonlarının günlük yaşamda insanların en çok temas ettiği eşyalar arasında ilk sırada yer aldığını, bu nedenle yeni tip Korona virüsün cep telefonları aracılığıyla bulaşma riskinin çok yüksek olduğuna dikkat çekerek, "Cep telefonları, sık sık antiseptik solüsyon emdirilmiş mendillerle temizlenmelidir" dedi.

Hitit Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurcan Baykam, yeni Korona virüs salgınına karşı alınması gereken önlemlerle ilgili önemli tavsiye ve uyarılarda bulundu.

CEP TELEFONLARI CİDDİ KONTAMİNASYON (BULAŞTIRMA) KAYNAĞI

Özellikle zorunlu olarak çalışmak durumunda olan insanların, işe gidip gelirken çok daha hassas davranmaları gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Nurcan Baykam, "İşe gidip gelirken, sosyal mesafe kuralına riayet etmenin yanı sıra dolaylı yollardan bulaşın önüne geçebilmek için bilmemiz gereken bazı önemli hususlar var. Özellikle cep telefonu önemli bir kontamine olma aracı olarak düşünülmelidir. Gerçekten cep telefonunu, bulunduğumuz ortamda genel alışkanlığımız nedeniyle ortaya gelişi güzel bırakabiliyoruz, tekrar alıyoruz ve yüzümüze temas ettiriyoruz. Telefonu bıraktığımız yerde kirlilik, virüs bulaşının söz konusu olabileceği ihtimalini düşünerek hareket etmeliyiz. Diğer taraftan kendi elimizle de telefonu kontamine etmemiz mümkün. Birçoğumuzun cep telefonlarının kirlenme ihtimali ve temizliği ile ilgili çok duyarlı olmadığımızı ve bu yüzden cep telefonlarının ciddi kontaminasyon kaynağı olabileceğini düşünüyorum. Cep telefonları, sık sık antiseptik solüsyon emdirilmiş yumuşak mendillerle temizlenmelidir” ifadelerini kullandı.

KORONAVİRÜSE KARŞI EVLERDE TEMİZLİK NASIL OLMALI?

Korona virüse karşı dezenfektanlarla temizliğin çok büyük önem taşıdığını ancak bunun da ölçülü yapılması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Baykam, özellikle kontrol altında olan, başka birilerinin gelip gitmediği, dışarı çıkıp gelenin olmadığı bir evde eğer virüs ile enfekte olan biri de yoksa, evde ortamı normalden fazla su ve deterjanla silmenin anlamının olmadığını kaydetti.
Ancak eve bir başka kişi dışarıdan girerse, enfekte olup olmadığından emin olunmazsa dokunduğu yerlerin hemen silinmeli ve bu yerlere dokunulduğunda ellerin hızla yıkanmasını isteyen Baykam, “Bunun dışında bazen gereksiz önlemler alındığını duyabiliyoruz. Örneğin odanın dip köşe yerlerine dezenfekte edilmek üzere dezenfektan püskürtülmesi veya havaya püskürtmek gibi. Oysaki temizlenmesi gereken yerler, ellerin dokunulması muhtemel yerlerdir. Nerelerdir bunlar? Başta cep telefonu olmak üzere kapı kolları, asansör düğmeleri, ziller, oturulan masalar, dışarıda oturulan toplu taşıma koltukları, tutmaçlar, oturulan koltukların kollukları, trabzanlar gibi herhangi bir şekilde el teması olan yüzeylerdir."

EVLERDE SOSYAL MESAFE UYGULANMALI MI?

Sosyal mesafe kuralının aynı evde yaşayan aile bireyleri arasında uygulanıp uygulanmaması gerektiği konusuna da değinen Prof. Dr. Baykam, şunları söyledi: "Evde kişiler arasında eğer şüpheli bir durum yoksa, 14 gündür birliktelerse ve o kişiler dış ortamda şüpheli kişilerle temas da etmediyse evde sosyal mesafe uygulaması gereksizdir. Ancak birileri evin dışına çıkmış, topluma karışmış, şüpheli bir temas ihtimali söz konusuysa ev içinde de sosyal mesafeyi uygulamak lazım. Evde özellikle yaşlı veya bağışıklığı baskılayan hastalığı olan kişiler varsa, dışarıya çıkıp gelen ve şüpheli temas ihtimali olan kişi, evdeki yaşlılarına, hasta yakınına aralarında 1 metre mesafe koyarak ve ortak bardak vb kullanmayarak önlemini alabilir. Dış ortamdaki şüpheli teması kesin ise o zaman ev içinde çok daha dikkatle sosyal mesafe ve el hijyeni kurallarını uygulamalı farklı odalarda durmaya özen göstermelidir“

BU VİRÜSE KARŞI KORUYUCU ETKİSİ OLDUĞU KANITLANMIŞ ÖZEL BİR GIDA YOK

"Bu hastalıkta da öncelikle virüse karşı daha dirençli olmak, bulaştığında daha hafif seyretmesini sağlamak için kişinin sağlıklı ve bağışıklık sisteminin güçlü olması çok önemli" diyen Prof. Dr. Baykam, "Bu da düzgün beslenme, uyku düzeninin düzgün olması ve egzersiz yaparak sağlıklı bir yaşam sürmekle mümkündür. Düzgün beslenme derken, mevyesini, sebzesini, proteinini, karbonhidratını dengeli biçimde tüketmek gerekmektedir. Bu virüse karşı koruyucu etkisi olduğu kanıtlanmış özel bir gıda yok. Dengeli biçimde beslenme yeterlidir. Ek vitaminler alınması da normal beslenenler için önerilmez. Olabildiğince düzenli uyumak bağışıklık sistemini güçlendirir. Birçok hastalığa karşı danayıklı hale getirir. Egzersiz derken de dışarı çıkmadan ev koşullarında kişinin bunu yapması mümkün olabilir." şeklinde konuştu.

KORONAVİRÜSLE İLGİLİ BİLGİ KİRLİLİĞİNE KARŞI NASIL TUTUM SERGİLENMELİ?

Prof. Dr. Baykam, yeni Korono virüsle ilgili çok fazla yorum yapıldığını, bunun virüsün çok iyi tanınmamasından kaynaklandığını ifade ederek, "Dolayısıyla bilgi kirliliğinin nedeni de bu virüsü halen çok iyi tanımıyor olmamızdır. Dünya bu virüsle ilk defa karşılaştı ve şu anda o süreci hep birlikte yaşıyoruz. Her gün bir önceki aylardaki vakalardan yeni bir veri ve bilgi elde ediliyor, buna dayanarak yorumlar yapılıyor. Bunu farklı yorumlayarak bazen paniğe bazen de rehavete kapılabiliyoruz. Bunları çok fazla dikkate almadan sadece bilimsel kaynaklardan edindiğimiz ve esas olarak da, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun ortaya koyduğu, bildirdiği, açıkladığı tavsiyeleri, önerileri ve uyarıları dikkate almamız en doğrusu olacaktır" şeklinde açıklamalarda bulundu. (İHA)

En Çok Aranan Haberler