Rus askeri birlikleri, Vladimir Putin'in savaş kararı üzerine 13 gündür Ukrayna'yı işgal ediyor. İşgalin ilk gününde Rus güçlerince ele geçirilen Çernobil Nükleer Santrali'nde ise acı bir tablo var. Tesisten ayrılmalarına izin verilmeyen santral çalışanlarının endişeli aileleri çalışanların yorgunluk ve çaresizliğini dile getiriyor.
Yaklaşık iki haftadır Rus birliklerinin kontrolünde olan nükleer santralde durumun sakin olduğu ve çalışanların normal günlük rutinlerine devam ettiği söyleniyor. Ancak BBC'nin görüştüğü kaynaklar içerideki koşulların zorlaştığını, gıda ve ilaç stoklarının azaldığı bildirdi. Tesisten ayrılamayan işçilerin yaşadığı gerginlik ise nükleer alandaki görevlerini güvenli şekilde yerine getiremeyebilecekleri endişesini doğuruyor.
Çernobil'de 1986 yılında santralin dördüncü reaktöründe yaşanan patlama sonucu çevreye 1945'te Hiroşima'ya atılan atom bombasının 50 katına eşit miktarda radyasyon yayılmıştı. Bu olay dünyanın en büyük çevre felaketlerinden biri olarak sayılıyor.
Bu olaydan sonra dördüncü reaktör kapatılsa da diğer reaktörler kapatılmadan evvel birkaç yıl çalışmaya devam etti. Santralde çalışan ama Çernobil bölgesinden uzaklaştırılan işçilerin konaklaması için ise yakındaki Slavutıç şehri sıfırdan inşa edildi.
Çernobil artık aktif bir nükleer santral olarak çalışmasa da hiçbir zaman tamamen kapatılmadı, bu yüzden de hala idare edilmesi gerekiyor.
Bugünlerde yaklaşık 2 bin 400 kişi tesiste çalışmaya devam ediyor. Bu çalışanların arasında bilim insanları, teknisyenler, aşçılar, sağlık görevlileri ve Ukrayna ulusal muhafızları bulunuyor.
Rus birlikleri, Çernobil tesisindeki 32 kilometrelik yasak bölgenin içine girmiş ve santralin çevresini kuşatmış durumda.
Rusya, tesisi Ukrayna ulusal muhafızları ile beraber kontrol ettiğini öne sürüyor, ancak Ukrayna yetkilileri bunu reddediyor.
BBC'ye konuşan tesisteki işçilerden birinin akrabası, Rus askerlerinin işçilerin teorik olarak vardiyalarını dışarıdan bir başkasıyla değiştirmelerine izin verdiğini, ancak santrale seyahat edecek kişilerin güvenliliğinin garanti edilemediğini söylüyor.
Slavutıç ve Çernobil arasında gidip gelen tren, yolun kısa bir bölümünde Rusya'nın müttefiki Belarus'tan geçiyor ve seyahat edecek kişiler oradan geçmenin güvenli olmayacağını düşünüyor.
BBC'ye konuşan Slavutıç Belediye Başkanı Yuri Fomiçev, "Durum çok karışık ve gergin, çalışanların morali, psikolojisi ve fiziksel sağlığı için çok zor" dedi.
İşçiler tesisten ne zaman ayrılabileceklerini bilmiyor, dolayısıyla günde genellikle ekmek ve yulaf ezmesinden oluşan tek bir öğün yemek yiyorlar.
Öte yandan tesiste uyuyacak yer olmadığı için işçiler kamp yataklarında, masalarda ve bazen yerde yatıyor.
Fomiçev, "Bazıları ilaç kullanıyor ve tesiste ilaç stokları azalıyor" diyor ve devam ediyor:
"İşçilerin ailelerine onları henüz tesisten çıkarmanın güvenli bir yolu olmadığını söylemek zorundayız."
Neredeyse iki haftadır santralde kalmaya zorlanan işçilerin artık hem psikolojik hem de fiziksel olarak zorlandığı ifade ediliyor, görevlerini yerine getiremediklerinden endişe ediliyor.
Fomiçev, "Konsantrasyonları düşüyor, bu da güvenlik tehlikesi oluşturuyor. Santral çalışmıyor olabilir ama yine de tüm sistemlerin doğru işlediğine dikkat etmek gerekiyor" diyor.
IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu) Genel Müdürü Rafael Mariano Grossi, işçilerin görevlerini yerine getirebilmesi için dinlenmeleri gerektiğinin altını çiziyor.
Nükleer uzmanlar ise santral aktif olmadığı için büyük bir güvenlik tehlikesi teşkil etmediğini belirtiyor.
Uzun zamandır Çernobil üzerinde çalışmalar yürüten Plymouth Üniversitesi Çevre Bilimi Profesörü James Smith, tesisteki son reaktörün 2000 yılında kapatıldığı için santralden tekrar radyoaktif madde salımı olma ihtimalinin çok düşük olduğunu belirtiyor.
Uzmanlar Çernobil'de nükleer bir felaket ihtimalinin düşük olduğunu düşünüyor. Ancak tesisten günlerdir ayrılamayan işçiler ve aileleri çok büyük zorluklar yaşıyor.
BBC ile konuşan ailelere göre tesisteki işçiler yorgun ve çaresiz, oradan kurtulamayacaklarını düşünüyor.
IAEA müdürü Rafael Grossi, Rusya ve Ukrayna ile tesisteki çalışanların durumu hakkında görüştüğünü belirtti.
Grossi, aynı zamanda iki ülkeyle Ukrayna'da Avrupa'nın en büyük aktif nükleer santrali olan ve Rus birlikleri tarafından ele geçirilen Zaporijya'daki güvenlik endişelerini görüştüğünü belirtti.
Uzmanlar, aktif olarak çalışan nükleer tesislerde olası çatışmaların çok daha tehlikeli olabileceğine dikkat çekiyor. (BBC Türkçe)