HABER

Cerrahi Enfeksiyon Derneği 1. Başkanı Prof. Dr. Metin Çakmakçı, cerrahi alan enfeksiyonu hakkında bilgiler verdi

Anadolu Sağlık Merkezi John Hopkins Genel Cerrahi Uzmanı ve Meme Merkezi Yöneticisi ayrıca Cerrahi Enfeksiyon Derneği 1. Başkanı Prof. Dr. Metin Çakmakçı, 'Cerrahi alan enfeksiyonu' hakkında bilgiler verdi.

Kocaeli'nin Gebze İlçesinde bulunan Anadolu Sağlık Merkezi John Hopkins Genel Cerrahi Uzmanı ve Meme Merkezi Yöneticisi ayrıca Cerrahi Enfeksiyon Derneği 1. Başkanı Prof. Dr. Metin Çakmakçı, 'Cerrahi alan enfeksiyonu' hakkında bilgiler verdi. Cerrahi alan enfeksiyonu ile hastane enfeksiyonunun ne olduğunu açıklayan Prof. Dr. Metin Çakmakçı, "Hastane enfeksiyonları ya da yeni tanımıyla tedavi ile ilişkili enfeksiyonlar hastanın daha başlangıçta var olmayan ama tedavisi süresince maalesef ilave olarak ortaya çıkan hastalıklar, enfeksiyonlardır. Bunların önemli bir kısmı ameliyatlardan sonra oluyor ve bunlara da cerrahi alan enfeksiyonları diyoruz. Konuyu detaylandırırsak, Dünya Sağlık Örgütüne göre dünya da yılda yaklaşık 235 milyon ameliyat yapılıyor. Bu ameliyatların en iyimser bakış açısıyla modern dünyada yüzde 3 ile 5'inde bir sorun ortaya çıkıyor. Bu da yaklaşık yılda dünyada en az 7 milyon kişinin ameliyat sonrası bir sorunla karşılaştığı anlamına geliyor. Bu sorunların önemli bir kısmı enfeksiyon ile ilgili sorunlar. Ameliyattan sonra hastanın bir enfeksiyon hastalığı kapması. Bunların bir kısmı ameliyat bölgesinden uzakta olan enfeksiyonlar ama büyükçe bir grubu da ameliyatla ilgili enfeksiyonlar. Örneğin karın ameliyatı olan birinin ameliyat olduğu yerde yarada ya da karnın içerisinden bir enfeksiyonun olması önemli” şeklinde konuştu.

"Cerrahi alan enfeksiyonlarının ortaya çıkması ya da kaynaklanması ameliyat sırasında olur”

Cerrahi alan enfeksiyonlarının nasıl bulaştığını ve ne zaman ortaya çıktığını anlatan Çakmakçı, "Cerrahi alan enfeksiyonlarının ortaya çıkması ya da kaynaklanması ameliyat sırasında olur. Çok büyük oranda ameliyat yapıldığı anda olur. Ama hastanın kendisinden bulaşır. Hem vücut yüzeyimizde hem de ağzımızda, bağırsaklarımızda çok sayıda bakteri, mikrop var. Bunlar mikropsuz alanlara bulaştığı zaman Cerrahi alan enfeksiyonları'na neden olurlar. Sanıldığı gibi ortamdan, aletten, havadan ya da cerrahtan, hemşireden değil de esas olarak büyük bulaşma kaynağı hastanın kendisidir. Bu nedenle ameliyat yaparken doğru önlemleri almak gerekiyor ki bu durum gerçekleşmesin” ifadelerini kullandı.

"Hedefimiz Cerrahi alan enfeksiyonlarını ortadan kaldırmak”

Cerrahi alan enfeksiyonlarının önlenmesine yönelik ameliyat öncesi ve sonrası ne tarz önlemlerin alınabileceğini açıklayan Çakmakçı, "Hedefimiz cerrahi alan enfeksiyonlarını ortadan kaldırmak. Bunu sıfırlamak bugün ki bilgilerimizle pek gerçekçi değil gibi gözüküyor ama büyük oranda azaltabiliyor olmamız lazım. Burada şöyle yanlış bir beklentimiz var hem bizim hem profesyonel dünyanın; Ameliyat yapılıyorsa belli bir oranda enfeksiyon olacaktır diye bakıyoruz ama bu doğru değil. Niye o oranda olsun diye bakmak lazım. Olacaktır diye değil de olmasın diye bakmamız lazım. Olmamasını sağlamak için alacağımız pek çok önlem var. Bunların bir kısmı ameliyattan önce düşünülmesi gereken şeyler. Örneğin zamanı beklenebilecek bir ameliyatsa acil değilse sigara içen bir hastanın sigarayı kesmesi bir yarar sağlıyor çünkü tütün kullananlar da enfeksiyon oranının arttığını biliyoruz. Önceden yapabileceğimiz bir takım şeyler var. Hastanın beslenme durumunun iyileştirilmesi, sağlığının iyileştirilmesi, var olan enfeksiyonlarının ortadan kaldırılması gibi. Esas olarak ameliyat sırasında yapmamız gereken şeyler var. Bunların başında doğru antibiyotik kullanımı var. Antibiyotik her hastada kullanılmak zorunda değil ama pek çok hastada ameliyat döneminde çok kısa süreli antibiyotik kullanımına ihtiyacımız oluyor. Bu konuda çok bilgili değiliz. Bizlerin yani profesyonel tarafın maalesef bilgi eksikliği var. Yanlış antibiyotikler kullanılabiliyor, gereksiz antibiyotikler kullanılabiliyor. Hastanın ameliyat alanının temizliğinin doğru yapılması gerekiyor. Ameliyat sırasında yapılacak olan tekniklerin enfeksiyona yol açmayacak şekilde kullanılması gerekiyor, malzemenin ona göre seçilmesi gerekiyor. Hepsi yan yana getirildiğinde en azından yarısını önleyebileceğimizi hesaplıyoruz bugün için” dedi.

"Cerrahi alan enfeksiyonları'nın çok boyutlu olumsuz etkileri var”

Cerrahi alan enfeksiyonları'nın hastaneye, hastaya ve kamuya ne gibi etkileri olduğu konusunda bilgiler veren Çakmakçı, "Cerrahi alan enfeksiyonlarının çok boyutlu olumsuz etkileri var. Birincisi sosyal yani kişinin kendisi ile ilgili iki günde üç günde iyileşecekken daha uzun sürede ve daha sıkıntılı bir şekilde iyileşmesi. Enfeksiyon ortaya çıktığında hastaneye yatış süresinin en az ikiye katlandığını biliyoruz. Bunları bütün ameliyatlarla ilgili göstermek mümkün. Örneğin,koroner bypass olacak bir hastanın taburcu edilme süresi aşağı yukarı 2 katına çıkabiliyor. Fıtık ameliyatında enfekte oluyorsa iki katına çıkabiliyor ve hastanede daha uzun süre kalıyor, işe daha geç gidiyor, daha fazla canı yanıyor. Bu doğrudan hastane kullanımını, kaynakların kullanımını kötüleştiriyor. Kaynakları kullanabileceğimiz başka bir hasta yerine enfekte olan hastaya bakarak kaynakları kullanmış oluyoruz. Maliyetler iki katına çıkıyor. Neden, ilki kaynakların kullanılması ama onun ötesinde antibiyotikler, pansuman malzemesi, yeniden ameliyat gibi nedenlerle maliyetleri çok yükseltiyoruz. Türkiye'de birkaç çalışma var ama çok baştan bu amaçla tasarlanmış çalışma yok. Amerika'ya bakacak olursak, yıllık maliyeti 22 milyar Dolar. Korkunç bir rakam. Cerrahi alan enfeksiyonları her durumda çok büyük bir para kaynağına mal oluyor. Bunların dışında ölüm oranını da arttırıyor. Değişik tıbbi çalışmalardan biliyoruz ki, büyük riskli ameliyatlardan sonra bir enfeksiyonun olması, o hastanın bu yapılan işleme bağlı ölüm olasılığını ikiye katlıyor. Buda çok önemli bir sorun. Bütün bunları yan yana koyarsak hem toplumsal, hem idari hem de büyük mali sorun cerrahi alan enfeksiyonları” şeklinde konuştu.

"Türkiye olarak, ortalamadan da daha iyi bir durumdayız”

Cerrahi alan enfeksiyonunun görülme sıklığı ve devlete olan maliyetini göz önünde bulundurulduğunda Türkiye'nin Dünyadaki konumuna yönelik açıklamalarda bulunan Çakmakçı, "Türkiye ile ilgili özel olarak cerrahi alan enfeksiyonları konusunda bulunduğumuz noktada somut bir veri veremem. Türkiye, tıbbi uygulamalar konusunda ortalamanın epey ötesinde iyi bir konumda. Coğrafi olarak konumumuza baktığımız da Türkiye bir sağlık çekim merkezi. Türkiye'de doğru bir sağlık hizmetinin verildiğini düşünüyorum. Fakat cerrahi alan enfeksiyonları konusunda özel bir bilgi ve beceriye de sahip olmadığımızı düşünüyorum. Bu konuda Batı da çok önemli bir noktada değil. Yapılacak çok iş var. Amerika için söylenen rakamsal bilgilerin Türkiye için de orantılandığında doğru olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin de milyarlarca lira maddi kayba uğradığını, binlerce insanın bu konuda zarara uğradığına inanıyorum. Onun için yapacağımız çok şey var. Türkiye olarak özellikle bu konuda kötü bir durumda olduğumuzu söyleyemem. Muhtemelen de ortalamadan da daha iyi bir durumdayız” ifadelerini kullandı.

Cerrahi alan enfeksiyonları hakkında sağlık personelleri ve hastaların ne kadar bilinçli olduğu konusuna değinen Metin Çakmakçı, "Cerrahi alan enfeksiyonu konusunda hastaların özel bir bilgiye sahip olmadığını ya da bu konuyu özel olarak merak etmediğini düşünüyorum.Biz hastalarla ameliyat öncesi sohbet ettiğimizde riskleri konuştuğumuzda biz uyarmadıkça hemen hemen hiç kimse enfeksiyon konusunu gündeme getirmiyor. Demek ki bir sorun olarak akılda değil. Profesyonel tarafa da baktığımda genel eğitimin dışında özel bir bilgiye sahip olmadığımızı düşünüyorum. Bu konuyu çok uzun yıllardır Türkiye'de de konuşuyoruz. Bu konulara ilişkin bilgiler birçok kez paylaşılmasına rağmen bunlara kimsenin itiraz etmemesi ile birlikte uygulama tarafına baktığımızda önemli oranda açıkların olduğunu ve her maddenin tam anlamıyla doğru olarak uygulanmadığını söyleyebilirim. Biraz daha özene ihtiyacımız olduğu çok açık” dedi.

"Bizim için el hijyeni önemli çünkü bir hastadan aldığımız mikrobu diğer hastaya taşıyabiliyoruz”

Sağlık personelleri ve hastaların cerrahi alan enfeksiyonu hakkında bilinçlendirilmesi için ne gibi önlemler alınması gerektiğini söyleyen Çakmakçı, "Sağlık personelinin bilinçlendirilmesi tabi ki okulla başlıyor. Okul eğitim süresince bu konu bugüne kadar kullanıldığından ya da verilmiş olan yerden biraz daha fazlasını hak ediyor. Mezuniyet sonrası eğitimlerde daha yoğun olarak gündeme getirilip kullanılmalı. Ama çok etkili bir yöntem bütün sağlık uygulamalarında olduğu gibi kamunun ya da bu konuda esas sınırları belirleyen gücün yani Türkiye için Sağlık Bakanlığının daha somut kuralları belirlemiş olmasıdır. Örneğin cerrahi güvenlik açısından yapılmış çok önemli işler var. Özellikle birkaç yıl önce Dünya Sağlık Örgütünün de önderliğiyle Türkiye'nin hemen konuya dahil olması ve Sağlık Bakanlığı bunu bir genelge haline getirip uygulamasını zorunlu hale getirip bir cerrahi güvenlik sistematiği var. Hastaların karışmaması için, yapılan ameliyatın doğru olması için, şimdi bu gibi kılavuzların, uygulama kurallarının spesifik olarak cerrahi uygulama alanlarının konusunda da yapılabilirliği var. Sağlık Bakanlığı burada da bir adım atabilir. Doğru antibiyotiği doğru sürede, doğru kuralları kullanmayı daha net tarif edip sorgulayabilir. Enfeksiyona yönelik işlemler mercek altına alınabilir. Önemsediğimiz bir konu daha var, o da el hijyeni. Çünkü bizim ellerimiz riskli. Gece gündür elimizi yıkıyoruz ama usullü yıkamadığımız zaman elimizde ki görülmeyen mikroplar hep var. Bunlar sizden farklı mikroplar. Çünkü hastalıkla temas ediyoruz. Hastalıklı ortamlarda ya da sağlık ortamlarında ki mikropların dirençleri farklı daha riskli mikroplar. Biz bir hastadan o mikrobu alıp diğer hastaya taşıyabiliyoruz. Sürekli elimizi yıkayıp mikropsuz halde tutmamız lazım” şeklinde konuştu.

"Sağlık kurumlarının genel kurumsal davranış modelleri vardır”

Cerrahi alan enfeksiyonu kontrol kültürü ya da alışkanlığının bir hastanede nasıl oluşturulabileceği konusunda açıklama yapan Çakmakçı, "Sağlık kurumlarının genel kurumsal davranış modelleri vardır. Buna o kurumun kültürü diyoruz. Sağlık kurumlarının cerrahi enfeksiyonları, tedavi ile ilgili enfeksiyonları öncelik haline getirmeleri ve bunların o kurumun ana kalite göstergelerinin birisi olacak haline getirmeleri çok önemli. Öyle olunca yöneticisinden, satın alma müdürüne, hemşiresinden hekimlerine kadar herkes yaptığı bütün hareketlerde öncelikli konulardan birisi olarak hasta güvenliği olduğunu ve hasta güvenliğinin önemli unsurlarından bir tanesinin de enfeksiyonlar olduğunu benimseyecektir. Ona göre yapılan işlemlerdeki özen, dikkat, kullanılan malzeme önceliklendirilecektir. Bu tek bir adımlık bir çözüm olmadığı için her adım da dikkate almış olmak önemli olacaktır” ifadelerini kullandı.

2016 yılında yayınlanan Dünya Sağlık Örgütü Kılavuzu, Cerrahi Alan Enfeksiyonu konusuna büyük yer verdi. Burada bahsedilen başlıca güncellemeler hakkında bilgi veren Çakmakçı, "Dünya Sağlık Örgütü de tedavi ile ilişkide enfeksiyonları ve bunun önemli bir alt kolu olan Cerrahi alan enfeksiyonlarını çok önemsiyor. Yıllar içerisinde bunlar ile ilgili kılavuzlar yayınlanıyor. 2016 yılında birkaç yıldır beklenen bu kılavuzun yeni bir versiyonu yayınlandı. Çok ayrıntılı bir belge. Bunun içerisinde bütün o doğru işlemlerin yapılması doğru malzemenin kullanılması doğru davranışlar, önlemlerin ayrıntıları var. Bu kılavuzun temelleri mutlaka Türkiye'de olmazsa olmaz belge haline getirilmelidir. Bunu da yapacak olan yer yine Sağlık Bakanlığı olmalı. Bunun ülkesel genel kural haline getirilip uyulması zorunlu maddeler haline dönüştürülürse o toplam rakamı ciddi olarak düşürebileceğimize inanıyorum” dedi.

"Cerrahi alan enfeksiyonlarında toplum bilincinin artırılması etkili olur”

Toplum bilincinin artırılması cerrahi alan enfeksiyonlarının azalmasında etkili olur mu sorusunu cevaplayan Prof. Dr. Metin Çakmakçı, "Toplum bilincinin artırılması etkili olur. Bizim için çok kolay değil yani Doğu kültürü için çok kolay değil. Örneğin, Batı'da hasta odalarında hemşireye ya da doktoruna sana elini değdirmeden önce elini yıkayıp yıkamadığını sor diye bir poster görebilirsiniz. Bu çok doğru bir şey çünkü hasta olası bir zararı kendisine bir zarar gelmemesi için sorabilir. Doğu kültüründe bunlar kolay değil ama o alışkanlıkları edinmemiz lazım. Hastanın ve yakınlarının enfeksiyon kontrolü konusunda bilgilendirilmiş olmaları belli bir doza kadar hesap sorabiliyor olmaları doğrudur. Bunu hepimiz benimsemeliyiz. Sonuçta hastanın zarar görmemesi bizim de zarar görmemesi bizim de işimizin kolaylaşması, bizim de emeğimizin boşa gitmemesi anlamına geliyor. Ve o bakış açısını desteklememiz uygun olur” şeklinde konuştu.

En Çok Aranan Haberler