Dünya Sağlık Örgütü tarafından, tedavi gerektiren bir hastalık olan ileri derecede şişmanlık morbid obezitenin kabul edilmiş en etkili tedavi şekillerinden biri olan cerrahi yöntemlerin, ameliyat sonrasında hastalar için yaşam tarzı değişikliğini de zorunlu kıldığı bildirildi.
Obezite tedavisinde uygulanan cerrahi yöntemler ile sadece şişmanlığın kendisinin değil, yol açtığı diyabet (şeker hastalığı) gibi metabolik değişikliklerin de tedavi edilebildiği ifade edildi.
Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Kemal Emek, obezite cerrahisinin hastanın yaşamına etkisi ve ameliyat sonrası dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
VÜCUT KİTLE ENDEKSİ 35 YA DA ÜZERİNDE OLANLAR OBEZ
Kişinin vücut ağırlığının, boyunun karesine bölünmesiyle ortaya çıkan değer vücut kitle indeksini gösterdiğini söyleyen Prof.Dr.Kemal Emek, bu değerin 35 veya daha üzerinde olması durumunda ileri derecede obezitenin söz konusu olduğunu söyledi. Prof. Emek, "Merkezi sinir sistemine açlık tokluk durumunu bildiren hormonların bozukluğu ya da vücudun bu hormonları kullanamaması, enerji alımı ve harcamadaki dengesizlik, fiziksel aktivite azlığı, kalıtım, metabolik bozukluklar, psikolojik bozukluklar ve bazı ilaçlar, aşırı şişmanlık olarak değerlendirilen obeziteye yol açmaktadır" dedi.
OBEZİTE BİRÇOK HASTALIĞIN ANA SEBEBİ
Obezitenin, başta tip 2 diyabet olmak üzere, kalp damar hastalıkları (kalp krizi ve damar tıkanması ile seyreden hastalıklar) hipertansiyon, meme, rahim ve kalın bağırsak kanserlerinin oluşumunda bir risk faktörü olduğuna dikkat çeken Prof.Dr.Emek şöyle konuştu: " Ayrıca reflü, varis hastalıkları, safra kesesi taşı, kireçlenme, kadınlarda adet düzensizlikleri, kısırlık, uyku bozuklukları, depresyon dahil pek çok hastalığa neden olmaktadır. Cerrahi yöntemler hastalık olarak tanımlanan şişmanlığın en etkili ve kabul edilmiş tedavi şeklidir. Cerrahi müdahale sadece şişmanlığın değil onun yol açtığı, diyabet (şeker hastalığı) gibi metabolik değişikliklerin de ortadan kaldırılmasını sağlamaktadır. Obezite için yapılan ameliyatlarda belli başlı 3 yöntem izlenmektedir: Birinci yöntem, midenin depolama görevinin azaltılmasıdır. Band uygulamalar ve mide küçültme ameliyatları buna örnektir. İkinci yöntem, alınan gıdalardan faydalanmayı azaltan bypass ameliyatlarıdır. İnce bağırsakların bir kısmının devre dışı bırakılması buna örnek olarak verilebilir. Üçüncü yöntem ise her iki işlemin birlikte aynı hastada uygulanmasıdır. "
CERRAHİ TEDAVİ SONRASI YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ ŞART
Günümüzde ameliyat sürelerinin kısalığı ve basit olmasının, ameliyat sonrası erken dönem olumsuzlukların daha az görülmesi nedeniyle birinci grup ameliyatların daha çok tercih edildiğini hatırlatan Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Kemal Emek, ameliyat sonrası yaşam tarzının değişikliğinin önemine de dikkat çekti. Emek, "Morbid obezite durumu ortaya çıktığında hastaların cerrahiden başka şansları yok denecek kadar azdır. Ancak hastaları, ameliyat sonrası bambaşka bir hayat beklemektedir. Bu nedenle cerrahi sonrası yaşam tarzı değişiklikleri mutlaka göz önüne alınmalıdır. Hastalar ameliyattan sonra yemek yeme tarzlarında değişiklik yapmalı, fiziksel aktiviteler ve düzenli egzersizlere önem vermelidir. Hastaların bu iki önemli değişikliğe kısa sürede adapte olması, tedavi süreçlerini olumlu etkileyecektir" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz