Çevre Ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Ceylan:

Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, “Hızla gelişen bir ekonomi olarak sera gazı emisyonlarını 2030 yılında yüzde 21’e kadar artıştan azaltmayı hedefliyoruz” dedi.Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Ceylan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin düzenlediği “İklim Değişikliği Konusunda Farkındalık Geliştirme” projesinin açılış toplantısına katıldı. İklim değişikliği konusunda açıklamalarda bulunan Ceylan, “İklim değişikliği; insanoğlunun karşı karşıya olduğu en önemli problemlerden biridir. İklim değişikliği sorununun olumsuz etkileri sınır ve gelişmişlik düzeyi tanımamaktadır. Maalesef, dünyanın dört bir tarafında can ve mal kaybına sebep olmaktadır. Bu küresel ölçekli sorunla tüm insanlığın birlikte mücadele etmesi hayati önem taşımaktadır. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı küresel, bölgesel ve yerel ölçekte acil önlemlerin alınması, işbirliğinin güçlendirilmesi ve toplumun tüm kesimlerinin farkındalığının arttırılması gerekmektedir. Farkındalığın arttırılması, sorunla mücadele etmek için atılan en önemli adımdır” diye konuştu.Türkiye’nin yıllardır iklim değişikliği ile mücadelede üzerine düşen görevleri tüm kararlılığıyla yerine getirdiğine dikkat çeken Ceylan, şöyle devam etti:“Devletimiz; Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ni 2004’te, Kyoto Protokolü’nü ise 2009’da ve Paris Anlaşması’nı 2015 yılında imzalamıştır. Büyük bir gururla söylüyorum. Çevre ile ilgili çok büyük ve tarihi öneme sahip bu imzaların tamamı, AK Parti iktidarları döneminde atılmıştır. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında ülkemizin politika ve stratejilerinin belirlendiği İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu oluşturulmuştur. Türkiye, 2010 yılında Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi’ni, 2011 yılında da Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı’nı ve İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi’ni oluşturmuştur. Geçtiğimiz Aralık ayında düzenlenen Paris İklim Konferansı’na Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan geniş bir heyetle katılım sağladık. Paris İklim Konferansı’nda 2020 yılında yürürlüğe girmesi planlanan ve ortalama küresel sıcaklık artışının 2 santigrat derecenin altında tutulmasını hedefleyen Paris Anlaşması, ülkemizin de dâhil olduğu 195 ülkenin oy birliği ile kabul edildi. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında çok önemli sonuçları olan Paris Anlaşması’nın ülkemize ve tüm dünyaya hayırlı olmasını temenni ediyorum.”Küresel iklim değişikliği ile mücadele için yol haritasının 2030 yılı olarak belirlendiğini kaydeden Ceylan, “Hızla gelişen bir ekonomi olarak sera gazı emisyonlarını 2030 yılında yüzde 21’e kadar artıştan azaltmayı hedefliyoruz. Bu hedefimizi kaliteli altyapı projelerini hayata geçirerek, yeni ve temiz teknolojilerden ve yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla istifade ederek ve enerji verimliliğini sağlayarak gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak iklim değişikliği ile mücadele kapsamında 9 adet proje yürütüyoruz. Bu projelerle hem uluslararası sorumluluklarımızı yerine getiriyor hem de ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadeledeki teknik ve idari kapasitesini geliştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca iklim değişikliği ile ilgili çalışmalarımıza ülkemizin 2023 hedefleri doğrultusunda yenilerini eklemeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.İklim değişikliği ile ilgili AK Parti hükümetinin 2023 hedeflerine de değinen Ceylan, konuşmasını şöyle sürdürdü:“İklim Değişikliği Araştırma-Teknoloji ve Eğitim Merkezi İKATEM’i kuracağız. Ülkemizde iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarının bilimsel temele dayandırılması ve ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde iklim değişikliğine yönelik bilimsel çalışmaların arttırılması amacıyla böyle bir merkezin kurulmasını hedefliyoruz. Türkiye’nin Yeşil Büyüme Stratejisi’ni hazırlayacağız. Mevcut iklim değişikliği stratejilerini gözden geçirecek, uzun vadede yeşil büyümeyi mümkün kılacak strateji ve eylemleri tanımlayacağız. Şehirlerimizin iklim değişikliği eylem planlarının hazırlanmasını sağlayacağız. Bu sayede belediyeler ve yerel ölçekte kamu kurumları ile özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının iklim değişikliği ile mücadele kapasitesini geliştireceğiz. Sera gazı emisyon azaltım projelerine yönelik AB ile birlikte hibe destek programını başlatacağız. Bu programla yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarından gelecek sera gazı emisyonu azaltıcı projelere 5.5 milyon euro hibe desteği sağlayacağız. İklim değişikliğinin bölgesel ve sektörel etkilerini belirleyeceğiz. Tarım, turizm, su kaynakları, ekosistem, halk sağlığı ve biyoçeşitlik gibi sektörlerde iklim değişikliğinin etkileri belirlenecek, Kızılırmak, Seyhan, Ceyhan, Çoruh gibi havzalarda iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama ihtiyaçlarını tespit edeceğiz. Tek kaynaktan erişimin sağlanacağı İklim-net adlı web tabanlı uygulamamızla Türkiye’deki tüm iklim çalışmalarını görebileceğimiz bir bilgi ağı oluşturacağız. Kamu, özel sektör, yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının yaptığı tüm iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarını bir araya getireceğiz.”