“HESABINI KİMLERDEN SORMAM GEREKTİĞİNİN BİLİNCİNDEYİM”
Çetin Doğan, “delillerin henüz tamamen toplanamamış olması, suçun mahiyeti" gibi gerekçelerle 3 haftadır tutuklu olduğunu hatırlatarak “Yakalama, gözaltı ve tutuklanma sürecinde onur kırıcı, hazmedilmesi zor, ‘adli prosedürlerin’ ruhuma ve bedenime yaptığı tahribatın hesabını kimlerden sormam gerektiğinin bilincindeyim. Eski bir asker olarak yaşadıklarımı, verdiğimiz savaşın bir götürüsü olarak görüyorum. Bu nedenle dik duruşuma bozmayacağım" dedi.
Mektubu yazış nedeninin tarihe not düşmek olduğunu kaydeden Doğan, “İş adalete intikal etti, karışmayalım, bekleyelim sözleri kulağa hoş gelebilir ama Türkiye’ nin bugünkü koşullarında ‘boş’ bir laftan ibarettir" ifadelerini kullandı. Doğan mektubunda, amacının adaleti etkilemek olmadığını, kamuoyunu bilgilendirmek istediğini anlattı.
“Öncelikle şahsım ve Balyoz taifesine mensubiyetleri konusunda kuşku duyanlar için yakalama, gözaltı ve tutuklama sürecinde yapılan yanlışları yinelemeden, salt ‘usul’ yönünden yapılan bu can alıcı adli hatanın üzerinde durmak istiyorum" diyen Doğan, savcı ve hakimlerin uluslar arası hukuk normlarının tam tersi istikametinde bir usul gerçekleştirdiklerini kaydetti.
“DELİL VE BELGELERE KISITLAMA NEDENİYLE ERİŞEMİYORUZ"
“Önce içeri alalım, gerisi Allah kerim" anlayışı ile başlatılan bir yargı süreci olduğunu iddia eden Doğan, “ Çetin Doğan’dan istenen adeta kendini aklamasıdır. Bunu yapmak için kollarımızı sıvadığımızda ise bavulla bir gazeteye teslim edilen sözüm ona ‘delil ve belgelere’ avukatlarımızın resmen erişimine savcılık kararıyla konan kısıtlama engeli ile karşı karşıya kalmaktayız. Balyoz Harekat Planı gerçekten 1. Ordu Karargahı’nda mı hazırlanmıştır? Yoksa bu plan özel amaçla kurulmuş bir ‘Senaryo Üretim Merkezi’nin mi ürünüdür?" dedi.