Cezayir gibi, başkent Cezayir şehri de tarihinde birçok karışıklık ve kaos ortamı görmüş. Çok yakın bir tarih olan 2007 yılında ise birkaç bombalı saldırı olmuş. Belki de bu sebepten dolayı kent tam olarak turistlerin, turistik amaçları için ilk tercihleri olmamakla beraber, burayı tercih edip etmemek size kalmış. Haber başlıklarının her zaman gerçekleri söylemediğini unutmayın. Ancak UNESCO Dünya Mirası Alanları ve muhteşem dağlık kıyılarının varlığı bile, şehrin gizemini ortaya çıkarması ve turistlerin şehre akın etmesi için yeterli bir sebep olabilir. Kazbah ya da kale, şehrin dünya mirası alanı ve etrafı duvarlarla çevrilmiş. Bu bölgede birçok kasaba bulunuyor. Cezayir Kalesi, denize bakan konumu, UNESCO'ya göre kale kalıntıları ve toplumun köklü duygusunu yansıtan Osmanlı tarzı geleneksel kentsel yapıları ve eski camiileri ile eşsiz. Kısaca burası görmeye değer bir yer. Bir diğer kayda değer cazibe merkezi ise Notre Dame D'Afrique'te bulunan muhteşem körfez kıyısı. 125 metre aşağıdaki denizi gören uçurumun üstünde kurulmuş ve manzarası mimari olarak nefes kesici nitelikte. Ama sakın başkent Cezayir'in tek çekici yanının tarihi yapısı olduğunu düşünmeyin. Gezi alanları etrafında biraz yürüyüş yapıp etrafa baktığınızda, bu şehrin o kadar da kötü olmadığını göreceksiniz. Hatta, şu da bir gerçek, şehir oldukça göz kamaştırıcı.