Özgür Özel, yaptığı yazılı açıklamada, CHP'nin, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki örgüt olan FETÖ ile tarihsel husumeti bulunduğunun, FETÖ ile mücadelede hassas olduğunun, AK Parti'nin ise FETÖ ile hareket ettiğinin yıllardan bu yana kamuoyunun malumu olduğunu savundu.
Bu çerçevede cumhurbaşkanı adayları Muharrem İnce'nin, bir televizyon programında, "Amerikalılar beni aradı, Fetullah Gülen'in iadesi için usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını söylediler. Buradan Sayın Cumhurbaşkanı'na soruyorum; Gülen'in iadesi için usulüne uygun bir başvuru yapılmış mı?" dediğini anımsatan Özel, İnce'nin, kendisine gelen bir bilgiyi paylaştığını kaydetti.
"BİZZAT BELGELERİ GÖRMEYE DAVET EDİYORUM"
Özel, İnce'nin bu sözleri üzerine Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın, "İade talebi ve ekleri ile tüm evrakın tercümesi, Adalet Bakanlığındadır. Sayın İnce, devlet yalan söylemez. Devlette her şeyin kaydı, belgesi ve arşivi vardır. Sayın İnce, sizi hukukçu vekilleriniz ve güvendiğiniz hukukçularla birlikte Adalet Bakanlığına bizzat belgeleri görmeye ve incelemeye davet ediyorum." çağrısında bulunduğunu anlattı.
MUHARREM İNCE VE CHP'YE RAPOR OLARAK SUNULACAK
Bozdağ'ın bu çağrısı üzerine 25 Mayıs'ta Adalet Bakanlığına resmi bir yazıyla başvurarak, ikisi hukukçu milletvekili, ikisi uzman hukukçu olmak üzere dört kişilik bir heyetle belgeleri inceleme taleplerini ilettiklerini anımsatan Özel, şöyle konuştu:
"Bu başvurunun ardından AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs'taki mitinginde, Gülen'in iade başvurusuna ilişkin belgeleri 28 Mayıs'ta katılacağı televizyon programında açıklayacağını ifade etmiş, ancak bu ifadesine karşın katıldığı programda bir beyanda bulunmamıştır. 29 Mayıs'ta Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile yaptığım telefon görüşmesinde, belgeleri incelemek üzere cumhurbaşkanı adayımız İnce'nin bizzat bakanlığa gelmesi çağrısında bulunulmuş, bu nezaketsiz çağrının kabul edilemeyeceği, 4 kişilik heyetimize izin verilmesi gerektiği tarafımca iletilmiştir.
Heyetimizin inceleme yapması konusundaki ısrarımız üzerine Adalet Bakanlığından başvurumuza bir hafta sonra yanıt geldi. 4 kişiden oluşan heyetimiz, 4 Haziran Pazartesi günü saat 11.00'de Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünde ilgili evrakları inceleyecektir. Uzman heyetimizin yapacağı inceleme cumhurbaşkanı adayımız İnce'ye ve partimize bir rapor halinde sunulacaktır. Konunun önemi doğrultusunda yapılan incelemenin sonuçları hakkında kamuoyu da bilgilendirilecektir. "
MUHARREM İNCE'NİN İDDİASI
Geçtiğimiz günlerde bir mitingte konuşma yaptığı sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan'a “Partiyi kurmadan önce Fethullah Gülen'le görüştü” diyen ve Erdoğan cephesi tarafından yalanlanan Muharrem İnce, Kırşehir mitinginde TRT eski Haber Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör'ün kaleme aldığı “Yenilikçi Hareket” isimli kitapta yer alan; 2000 yılında Erdoğan ile Fethullah Gülen'in görüştüğünün detaylarının olduğu bölümü okumuştu.
İnce, "Şimdi elimde bir kitap var. Erdoğan'ın resmi, Yenilikçi Hareket. Nasuhi Güngör. Erdoğan'ın yakın arkadaşı. Bu arkadaşı 17-25 Aralık'tan sonra TRT Haber Dairesi Başkanı yaptı. Yani buna güveniyor, bu dostu. Aldı TRT Haber Dairesi başkanı yaptı. Bu şahsiyet bir kitap yazmış. Kitabın 89'uncu sayfasını okuyorum. Erdoğan sen de dinle ama kumandayı sakın duvara atma" demiş ve kitapta geçen şu bölümleri miting kürsüsünden okumuştu:
"Erdoğan 2000 yılı mayıs ayında ABD'ye yaptığı gezide uzun süre orada yaşayan Fethullah Gülen ile de bir araya geldi. Erdoğan Gülen görüşmesi muhtevasından çok uzun yıllardır birbirine hayli mesafeli olan iki farklı ekolün bir araya gelmesi açısından hayli dikkat çekiciydi"
YAZAR KENDİSİNİ YALANLAMIŞTI
Kitabın yazarı Nasuhi Güngör ise İnce’nin açıklamaları ile ilgili yazılı açıklama yapmış ve kendi kaleme aldığı kitabındaki iddiaların asılsız olduğunu savunmuştu. Kendi kendisini yalanlayan yazar Güngör açıklamasında şunları belirtmişti:
"Bugün Kırşehir'de Muharrem İnce'nin Yenilikçi Hareket kitabım üzerinden yaptığı konuşmayla ilgili bazı açıklamalarda bulunmak istiyorum. Sözkonusu kitap yaklaşık 20 yıl önce yayınlandı. O dönem AK Parti'nin kuruluş sürecine dair bazı iddiaları içeriyordu. Kitapta geçen ‘Tayyip Erdoğan-Fethullah Gülen görüşmesi’yle ilgili iddialar, ne yazık ki somut herhangi bir bilgiye ve belgeye değil, tamamen o dönemdeki bazı dedikodulara dayanmaktadır. Zaten kitapta da buna dair hiçbir bilgi ya da belgeye atıf yoktur.
Üzülerek ifade edeyim ki, bizzat kendi yazdığım bu iddiaların kamuoyuna bilgi ya da belge gibi sunulacak hiçbir yanı yok. Ne gazeteciliğim, ne de bugüne kadar yaptığım herhangi bir görev bu kitaptaki sözkonusu iddiaları doğru kılmaz. Ayrıca sözkonusu iddiaya Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından en net ve açık biçimde cevap verilmiştir. Buna rağmen herhangi bir bilgi ve belgeye dayanmayan bu sözlerin, yıllar sonra bir delilmiş gibi sunulmasının takdirini kamuoyuna bırakıyorum. Nerede ve hangi konumda olursam olayım, benim yıllar önce yazdığım mesnetsiz bir iddianın FETÖ'yle mücadeleye ve Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki tavizsiz duruşuna en küçük bir zarar getirmesine asla razı olamam. Sayın Cumhurbaşkanımızın FETÖ ve benzeri uluslararası şebekelerle mücadelesine gölge düşürmeyi hedefleyen hiçbir sözün ve iddianın, 20 yıl önce de olsa, altında imzam bile bulunsa savunulacak bir yanı olamaz.”