CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, ”Toplumsal mutabakat komisyonunu andıran tarzda bir komisyon kurulabilirse, elbette bunun içinde oluruz” dedi.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında hükümetin dış politikası, PKK ile yürütülen süreç ve akil insanlar konusunda açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Silivri’de yaşanan gelişmelere yönelik değerlendirmelerde bulundu. Silivri’deki duruşmalara 50’ye yakın CHP’li milletvekilinin katıldığını belirten Loğoğlu, ”Orada bulunan vatandaşlarımıza ve milletvekillerimize polisin yine biber gazı ile müdahalede bulunmasını kınıyoruz. Bu Tük polisine yakışmıyor. Türk polisi kendi halinde hareket etse bunu yapmaz. Aynı şeyi Emek Sineması bağlamında da gördük. Ne acıdır, Emek Sinemasının etrafındaki insanlar terörist müdür, militan mıdır? Onlara da şiddet kullanılıyor. Bütün bunlar demokrasi adına yapılıyor. Olmuyor arkadaşlar” diye konuştu.
“TOPLUMSAL MUTABAKAT KOMİSYONUNU ANDIRAN BİR KOMİSYON KURULABİLİRSE BUNUN İÇİNDE OLURUZ”
Beşir Atalay’ın “Muhalefet çözüm sürecine dahil olmalı” şeklindeki açıklamasının hatırlatılması ve “Kendi araştırma komisyonu kurulması yönündeki önerileri ile sizin toplumsal mutabakat komisyonu kurulması önerinizin yakın olduğunu ve birleştirilebileceğini söyledi. Bu iki öneri birleştirilebilir mi?” şeklindeki ve “Beşir Atalay’ın 3 kişilik komisyon önerdik CHP’den yanıt gelmedi” şeklindeki sorulara cevap veren Loğoğlu, “CHP çözüm arama sürecinin dışında değil. Ancak bu sürecin yanlış, bilmediğimiz için içeriğini, verilen sözleri bilmediğimiz için acaba hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde kalıyor mu yoksa bunun dışına mı çıkıyor? şeklinde endişelerimiz var. O bakımdan karşı olmadığımız çözüm arama sürecini doğru yolda tutmaya çalışıyoruz. Biz toplumsal mutabakat komisyonunu andıran tarzda bir komisyon kurulabilirse elbette bunun içinde oluruz. Beşir Atalay’ın söylediği doğru. Bu teklif Sayın Başbakan tarafından geçen Haziran ayında önerimizi götürdüğümüzde yapılmıştı. Biz önerimizin arkasında durmayı tercih ettik. Bu terör sorunu, Kürt sorunu hükümeti de aşan bir sorun olduğu için bunu daha geniş bir yelpazede, TBMM’de bir araya gelelim orada bu meseli harmanlayalım. Bu öneri ciddi bir öneridir. Biz hala terörün sona erdirilmesi ve Kürt meselesinin toplumsal barışa dönüştürülmesi için adresin TBMM, aktörlerinin oradaki siyasi partiler olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
“İKİ AY BOYUNCA HALKIMIZ AVUTULACAK”
“Şuandaki hükümetin önerisi bizim açımızdan sadece yeterli değil değil, aynı zamanda anayasaya aykırı, içtüzüğe aykırı. Araştırma komisyonları belli konularda bilgi edinmek için kullanılıyor. Oysa AK Parti, bize göre sıkıştıkları için TBMM’yi kenardan, özellikle PKK’nın silahlı unsurlarının çekilmesi konusunda meclisi biraz karıştırmak istiyorlar. Meclis üzerinden yükünü hafifletmek istiyor” diyen Loğoğlu, hükümetin terör sorununu kendi baş edebileceği bir sorun olarak görmeye davam ettiğini belirterek, “Bundan önceki yaptığı girişimlere rağmen hala derslerini alamamışlar. Şimdi iki ay süreyle akil insanlar heyeti üzerinden ki, içerisindeki şahısların hiçbirisine kişisel bir itirazımız yok, hepsine saygımız var. İki ay boyunca, bu süreçte insanlarımız, halkımız avutulacak. Bu arada esas süreç, AK Parti ile PKK arasındaki pazarlıklar devam edecek” ifadelerini kullandı.
“BAŞBAKAN’IN BÜTÜN PARTİLERİ KUCAKLAMASI LAZIM”
”CHP sadece teamülü komisyona mı destek verir?” şeklindeki soruya, “Bizim başka bir önerimiz de oldu. Toplumsal sorunlara çare arama şeklinde Sezgin Tanrıkulu’nun ön ayak olduğu bir araştırma komisyonu önerimiz de var. Onunda kabul edilmesi durumunda biz buna ‘evet’ deriz. Ama o önerimiz de tamamen devre dışı bırakıldı” diye cevap veren Loğoğlu, Başbakan’a yönelik olarak, “Sayın Başbakan’ın söylemlerinin değişmesi lazım, onun bütün partileri kucaklayacak bir yaklaşım içinde olması lazım. Yaparsa etkili olur” dedi.
“PKK MEŞRULAŞTIRILDI”
PKK’nın meşrulaştırıldığını ifade eden Loğoğlu, “Bugün artık hiçbir ülke bundan sonra ‘PKK terör örgütüdür, bunun parasal kaynaklarını kesin, televizyon yayınlarını kesin’ şeklindeki talepleri kimse ciddiye almayacaktır. Burada Türkiye’nin ciddi bir stratejik kaybı vardır. Bizim yaklaşımımız, bir terör örgütüne veya onun başındaki insana meşruiyet, yeni hayat tarzı sağlamak değil. Bizim tek hedefimiz Kürt yurttaşlarımızın haklı beklentilerini, toplumun diğer kesiminin beklentileri ile hepsine birlikte sahip çıkmak. Bunun için hep meclis diyoruz. Biz yanlış yönetilen bir süreçten dolayı kaygılarımızı dile getiriyoruz. PKK’nın meşruiyet kazanması Türkiye bakımından mümkün değil. PKK’ya bağlı olarak faaliyet gösteren, suça karışmamış insanlardan bahsetmiyoruz. Ama Türkiye’nin bu şiddet ve Kürt meselesinin çözümünün gereklerinden birisi PKK’ye meşruiyet kazandırmak değildir. Ama hükümet bunu yaptı, karşılığında ne aldığımız henüz belli değil” diye konuştu.
Loğoğlu, “Bugün ya da yarın bir temas bekleyelim mi AK Parti ile?” şeklindeki soruya ise “Bizim kapımız her zaman açık, sadece kapımız değil zihinlerimiz de açık” şeklinde yanıt verdi.
DIŞ POLİTİKA
Toplantıda Türkiye’nin dış politikası üzerine duran Faruk Loğoğlu, İsrail ve Filistin yönetiminin Türkiye’nin bir katkısını istemediklerini açıkladıklarını söyledi. Bunun Türkiye için onur kırıcı olduğunu belirten Faruk Loğoğlu, “Bu Türkiye bakımından çok onur kırıcı bir durumdur ama tesadüfü değildir. Bir noktada sıfıra meraklı olan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, matematikteki sıfırları hızla tüketmektedir. Biz her şeye rağmen bunun orta ve uzun vadede doğru olmamasını, Türkiye’nin Arap-İsrail ihtilafında yapıcı bir rol oynamasını arzu ederiz. İsrail yetkilileri bir açıklama yaptılar, ‘Türkiye’nin katkılarına ihtiyacımız yok.’ Filistin yönetimi daha erken bir açıklama yaptılar ve onlarda Türkiye’nin bir katkısını istemediklerini açıklamışlardı” diye konuştu.
Suriye konusunda ve ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin Türkiye ziyareti üzerinde de duran Loğoğlu, “Suriye bugün giderek daha da karmaşık, tehlikeli bir çizgiye doğru ilerlemekte. Bir defa Suriye’nin kuzeyindeki PKK bağlantılı Kürt güçler rejim ile çarpışmaya başladılar. Bu Birazda Türkiye’de PKK ile AK Parti arasında yapılan pazarlıkların sonucu olarak görülmekte. Son dönemlere kadar birbirlerine sakin duran Suriye’deki Kürtler ve rejim arsındaki durum birden bire neden değişti? Bunu Türkiye’deki PKK ile yapılan görüşmelere bağlamak doğru olabilir. Ayrıca Suriye’de selefiler ve selefi olmayan Müslümanlar arasında çatışmalar olduğu söyleniyor. Zaten zor olan şiddet ortamı giderek ağırlaşıyor. Bütün bu tablo karşısında Suriye’ye müdahale konusunda isteksiz davranan ABD’ye acaba Sayın Davutoğlu, arkasından Sayın Başbakan Washington’a gittiklerinde daha sert tedbirler almaya mı yönetmeye çalışacaklar? Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz” şeklinde konuştu.
Loğoğlu; Beşer Esad’ın verdiği bir röportajda Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin Suriye nedeni ile düzeldiğini söylediğinin hatırlatılması üzerine, “Bunu sadece Beşer Esad söylemedi, bunu daha önceden Netanyahu da söyledi. Suriye’de işler zaten kötü gidiyor. Türkiye ile İsrail’i Suriye bağlamında birbirine bağladığınız zaman Suriye’nin sorunlara daha da ağırlaşacak. Beşer Esad kalsın demiyorum, Beşer Esad’dan sonra oraya gelecek rejimin İsrail’in varlığını tanımama konusunda Hamas’tan farklı hareket edeceğinin bir garantisi yok” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz