Chp Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın:

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, "İzmir milletvekili olan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, İstanbul ve Ankara’ya metro desteği verirken neden İzmir’e vermemiştir" dedi.

Çeşitli programlara katılmak üzere İzmir’e gelen Yerel Yönetimlerden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, partisinin il binasını ziyaret etti. Günaydın, ziyaretin ardından basın açın açıklaması düzenledi. Gazetecilerin metroyla ilgili sorularını yanıtlayan Günaydın, üç büyük kentte yapılan metroların maliyetini anlattı. Günaydın, metro konusunda İstanbul ve Ankara'nın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'ndan destek aldığını, CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ise bunu kendi öz kaynaklarıyla en uygun maliyette yaptığını savundu. Günaydın, "İzmir milletvekili olan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, İstanbul ve Ankara’ya metro desteği verirken neden İzmir’e vermemiştir" diye konuştu.

"CHP SEÇİMLERE HAZIR"

Öne alınması planlanan yerel seçimler ile ilgili de konuşan Günaydın, partilerinin her türlü hazırlığı yaptığını söyledi. Günaydın, “Anayasamızın koyduğu süre uyarınca seçim ile ilgili ‘beş yılda bir yenilenir’ deniliyor. Yeni düzenleme yapılması gerekiyor. Seçimlerin öne alınması gibi bir durum var. Meclis açılınca netleşecek. CHP, AKP’nin kendi siyasal takvimi uyarınca yaptığı çalışmayı zaten öngörüyordu. Biz planımızı yaptık. Sürpriz olmadı bizim için. Türkiye’de nüfusu 100 binin üzerinde olan belediye başkanları ve il başkanları ile yerel seçim stratejimizi açıklamıştık. Önceki günlerde belediye başkanlarının projelerini konuştuk. Proje fuarını yürütüyoruz. Yurt çapında anket çalışmalarımız sürüyor. Diğer partiler bunu yapmıyor. CHP yerel seçimlre hazırdır. 2013’te de 2014’te de yapılsa biz planımızı programımızı yürütüyoruz. 2009 Mart yerel seçimlerinden daha başarılı süreç yaşayacağız” diye konuştu.

“12 EYLÜL, TÜRKİYE’NİN AYDINLIK YÜRÜYÜŞÜNÜ DURDURMAK İÇİN YAPILDI”

12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümünde ilişkin Günaydın, “Biz İzmir’de darbenin Türkiye’de yarattığı tahribatı, insanlık trajedisini bu darbeye maruz kalan kişiler ile birlikte değerlendireceğiz. Çok çarpıtılan meselesini ayaklarının üzerine dikmeye çalışacağız. Halkın örgütlü yapılar altında ilerici demokratik kavga olduğu bir zaman içinde dönemin TÜSİAD’ının ilanlar vererek hükümeti istifaya davet etmesini, generallerin darbe yaptıktan sonra okyanus ötesinden ‘bizim çocuklar başardı’ sözlerini unutmuş değiliz. İnsanlar öldürüldü. Binlerce kişi işkencelerden geçirildi. Partimizin kapatılmasını, yöneticilerimizin tutuklanmasını, binalarımıza el konulduğu süreci halen daha hafızamızda tutuyoruz. İl ve ilçe emniyet müdürlüğü olarak kullanılan parti binalarımız vardı. 12 Eylül, Türkiye’nin aydınlık yürüyüşünü durdurmak için yapılan bir çalışmadır. Türkiye o zaman yol ayrımındaydı. Ya tam bağımsızlıkçı bir yürüyüşü sürdürecekti, ya da Batılı emperyalist güçlere göbekten bağlı olacaktı. İşkencelerden geçenler bizleriz. Hayatları savrulanlar bizleriz. Partisi kapatılan, tabelaları indirilen bizleriz. Tabii ki beslediği siyasal yapılanmalar da oldu. Türkiye’de yeşertilen ideolojiler ortaya çıktı. İçeride işkencelerden geçen çocukları seyredenler, ABD donanmasına ‘defol’ diyenlere taşlarla saldıranlar, bugün içerideki arkadaşlarımızın şiirlerini okuyarak demokrat rolünü üstleniyorlar. Kimse siyasi nema elde edemez. Bu darbe beş generalin yaptığı bir iş değildi. Türkiye’yi bundan sonra da yeni rotasına sokacak olan parti CHP’dir” diye konuştu.