HABER

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karabıyık:

"Taciz, istismar kavramları eğitimle, okulla, öğretmenle, yurtlarla anılır hale geldi" - "Kurulan komisyondaki 6 bakan önce geçmişten günümüze kadar yapılan yanlışlıkları kabul etmelidir. Hatalarını kabul ettikten sonra komisyon belli noktaya gelebilir"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, taciz, istismar kavramlarının eğitimle, okulla, öğretmenle, yurtlarla anılır hale geldiğini belirterek, "Kurulan komisyondaki 6 bakan önce geçmişten günümüze kadar yapılan yanlışlıkları kabul etmelidir. Hatalarını kabul ettikten sonra komisyon belli noktaya gelebilir. " dedi.

Karabıyık, beraberinde eğitimci milletvekilleriyle TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, bir ülkede eğitimin siyasetten uzak, çağdaş, bilimsel etiğe uygun, araştırma, geliştirmeye yönelik, öğrencinin yararını öncelemesi halinde, ülkenin de kalkınacağını söyledi.

Sınav sistemi, milli eğitim ya da yükseköğretimde bir değişiklik yapılacaksa bunu Milli Eğitim Bakanı ya da YÖK Başkanı'nın ağzından duymak istediklerine dikkati çeken Karabıyık, ancak bunları AK Parti Genel Başkanı'ndan duyduklarını savundu.

Karabıyık, bu açıklamanın ardından Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK'ün "koşturarak, aceleyle, çalakalem, sorunları beraberinde getiren hızlı çalışmalar" yapmak durumunda kaldıklarını öne sürdü.

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapan Yönetmeliğin 14 Şubat'ta gündeme geldiğini ifade eden Karabıyık, bunun, "nitelikli okullar" ve "diğer okullar" ayrımını daha da pekiştirdiğini savundu.

Sınavsız öğrenci alan liseler için "ortaöğretim kayıt alanı" tanımlaması yapıldığına işaret eden Karabıyık, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin ortaokul ve liseleri, öğrencilerin tercihlerine göre birbiriyle eşleştireceğini belirtti.

Karabıyık, "Her bölgede, alanda öğrencilere tercih etmeleri için sunulacak yeterli sayıda okul yok. Ülke genelinde 8 bin 457 lise ama buna karşılık 16 bin 397 okul var. Nasıl eşleşecek? Bu eşleşmeyi il ve ilçelerde kurulacak komisyonlar yapacak, dengeli şekilde yerleştirecek. Bu çok belirsiz bir kavram. Bu komisyonlar ya siyasi olarak şekillenme yapmak amacıyla bu yetkilerini kullanırlarsa? Fırsat eşitsizliği söz konusu. Okullar arasındaki nitelik, nicelik farklılıklarını ortadan kaldırmadan getirilen sınav sistemi, 'sen yoksulsun, yoksul kalmaya devam et' anlayışına hizmet ediyor." diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığının, 5 bini ücretli öğretmen arasından, 20 bini diğer havuzdan olmak üzere 25 bin öğretmen ataması yapacağını anımsatan Karabıyık, öğretmenin ücretli ve sözleşmeli olmaması gerektiğinin altını çizdi.

İstismar olaylarının, eğitim sistemine yeni bir toplumsal olay olarak girdiğini ifade eden Karabıyık, "Ensest ilişkiler de var. Ama artık bir taraftan da taciz meselesi, istismar kavramları eğitimle, okulla, öğretmenle, yurtlarla anılır hale geldi. 2002'den bu yana yürütülen politikaların ve zihniyetin etkisi, bu gelinen noktada büyük. 6 bakandan oluşan komisyon kuruldu. Ama 6 bakan önce geçmişten günümüze kadar politikalardaki yanlışlıkları öncelikle kabul etmelidir. Hatalarını kabul ettikten sonra komisyon belli noktaya gelebilir. " değerlendirmesinde bulundu.

CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer de YÖK'ün,1981 darbe anayasasının bir ürünü olduğunu, yıllardır YÖK Yasası'nın kaldırılmasını istediklerini anımsatarak, AK Parti'nin 2002'de iktidara geldiğinde bu yasayı kaldıracağını söylediğini aktardı.

TBMM Genel Kurulunda görüşülen ve yardımcı doçentliği kaldıran yasa teklifini değerlendiren Usluer, YÖK Yasası'nın değiştirilebileceğini, daha iyisinin yapılabileceğini, bunları yaparken hedefin daha iyiye, daha ileriye, sorunu çözene ulaşmak olması gerektiğini vurguladı.

Usluer, üniversitelerle oynanması halinde ülkenin geleceğiyle oynanmış olacağını dile getirerek, teklifle yardımcı doçent kadrosuna atamaların anabilim dalının görüşü alınmadan direkt rektöre bağlandığını, bunun akademide öğretim üyeliğinin daha birinci basamağında kadrolaşmayı getireceğini savundu.

Teklifle, doçentlik için üniversiteler arası kurul tarafından sadece eser inceleneceğini, sözlü sınavın kalkacağını anımsatan Usluer, birçok ülkede sınavın bulunmadığını ancak eser inceleme aşamasının çok ciddi olduğunu söyledi. Usluer, üniversiteler arası kurulun etkisizleştirildiğini ileri sürerek, bütün bunların sonucunda bilimin olamayacağını, Türkiye'nin ileri noktaya gelemeyeceğini, "AK Partilileşen" öğretim üyeleri ve AK Parti örgütleri içine dahil olan üniversitelerin olacağını savundu.

Milli Eğitim Bakanlığının, yüksek öğretim kurumlarını anlamakta yetersiz ve bihaber olduğunu öne süren Usluer, iktidarında yüksek öğretim kurumları için ayrı bir bakanlık kuracaklarını kaydetti.

En Çok Aranan Haberler