CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Hazreti Peygamber’e yönelik bir saygısızlığa, İslam her ne kadar hoşgörü emretse de hoşgörüyle bakamayacaklarını söyledi.Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmesi konusuna ilişkin açıklamalarda bulunan Altay, Cumhurbaşkanı’nın görev tanımı içinde Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmesinin bulunduğunu, fakat bunun özel hallerde, savaş halinde, olağanüstü hal ilan edilmesi durumunda gerçekleşebileceğini kaydetti.Bakanlar Kurulu öncesinde bir öneride bulunan Altay, “Bakanlar Kurulu’nda imza atılan kararlarda Cumhurbaşkanı sorumlu değildir. Hem sorumsuzluk halin olacak hem istediğin kararları aldırıp, imza attıracaksın. Yarın mahkeme olduğu zaman, ’benim bir sorumluluğum yok’ diyeceksin. Bu olmaz. Ancak 19 Ocak’ta Tayyip Erdoğan, Bakanlar Kurulu’na başkanlık edecekse, bir önerim var, Ahmet Davutoğlu, sadrazam kıyafetiyle o toplantıda hazır bulunmalıdır. Bakanlar da vezir, defterdar, nişancı, yeniçeri ağası kıyafetlerini giyerek o toplantıda hazır bulunmalıdırlar. O Bakanlar Kurulu bu kombinasyonla toplanırsa bir anlamı olur" açıklamasında bulundu.Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin açıklamalarda bulunan Engin Altay, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bu yönde yaptığı açıklamaları eleştirdi."Hükümetlerin görevi, gerilimi körüklemek değil onu düşürmektir” ifadelerini kullanan Engin Altay, kimsenin Peygamber Efendimize saygısızlığı kabul edemeyeceğini kaydederek, “Başbakan’ı, aklını başına almaya çağırıyorum. Kimse Cenab-ı Allah’ın tahsildarı değildir. Hazreti Peygamber, hepimizin peygamberidir. Hiç birimiz şüphesiz ona yönelik bir saygısızlığı kabul edemeyiz. Hazreti Peygamber’e yönelik bir saygısızlığa, İslam her ne kadar bize hoşgörü emretse de hoşgörüyle bakamayız. Ama tepkilerimizi medeni yollardan, makul yollardan ifade etmenin imkanları vardır. Medeni, makul, hoşgörü içinde tepkiler ortaya konulabilir ama her ne sebeple olursa olsun teröre başvurulması, silaha başvurulması dinimizce de kabul edilen bir durum değildir" dedi.Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı Kamu Yönetiminde Şeffaflık Programı içinden fişleme, ihbar, muhbirlik ve imar düzenlemelerinin çıktığını iddia eden Altay, “17-25 Aralık asrın rüşvet ve yolsuzluğu üzerine oturup, dört zanlı Bakana kendini siper edip, hazır suçüstü hali ortadayken, memurlara ’İhbar edin usulsüzlüğü. İhbar doğru çıkarsa size para vereceğim, ödül vereceğim’ diyen bir Başbakan’a, dünya siyaset tarihinde ilk defa rastlıyoruz. Başbakan’ın, ’şeffaf’ kelimesini ağzına alması için önce şu beş meseleyi çözmesi lazım. MİT tırlarıyla ilgili meseleyi bütün şeffaflığıyla ortaya koyması lazım. Adli Tıp ses kayıtları raporunu niye sakladığını açıklaması lazım. Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki harcamaları sorduk. Buna Başbakan’ın adam gibi cevap vermesi lazım. Ayrıca 17-25 Aralık fezlekelerinin milletvekillerinin incelemesine açılması lazım. Bu fezlekelerin, milletvekillerinin incelemesine açılmasını engelleyen bir hükümetten, Türkiye’nin öğreneceği şeffaflık dersi olamaz” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz