CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Nobel Edebiyat Ödülü'nün bugün itibarıyla leke aldığını belirterek, "Bu lekenin sahibi Peter Handke'dir." dedi.
Özkoç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, 2019 Nobel Edebiyat Ödülü'nün, Boşnak kardeşlerinin katili, soykırım inkarcısı Peter Handke'ye verildiğini anımsattı.
Mazlum, mağdurdan yana olan, soykırıma karşı duran herkesin bunu şiddetle kınadığını dile getiren Özkoç, "Kendi işinizde başarılı olabilirsiniz, belki iyi bir yazar olabilirsiniz ama insan, vicdan sahibi değilseniz, yüreğiniz mazlum, mağdurdan yana değilse ne olursa olsun bunun bir karşılığı yoktur. Nobel Edebiyat Ödülü bugün itibarıyla leke almıştır, bu lekenin sahibi Peter Handke'dir." ifadelerini kullandı.
AİHM'den, 770 günden beri tutuklu bulunan Osman Kavala'nın serbest bırakılması kararı çıktığına dikkati çeken Özkoç, "Kavala ne yaptı birini mi vurdu, şiddet mi uyguladı, bir kişiye karşı engellenemez bir güç mü kullandı, devleti yıkmak için mi uğraştı; hayır. Bir feryadın arkasında durdu, Türkiye'de yaşanan krizlerin, gençlerin geleceğinin olmayışının, mazlumların, yoksulların sesi olmaya çalıştı. Kavala derhal serbest bırakılmalıdır." diye konuştu.
- "Neden şehit ailelerine verilmiyor?"
Özkoç, konuşacağı konuların, kendisini derinden yaraladığını, vicdan sahibi olan herkesin de derinden yaralaması gerektiğini ifade etti.
Bundan 3 yıl önce İstanbul'da Beşiktaş-Bursaspor maçı sonrasında düzenlenen bombalı saldırıda 44 kişinin hayatını kaybettiğini anımsatan Özkoç, geride kalanların, ölenlerin anılarını yaşatmak, ülkelerine verdikleri hizmeti tüm ülke ile paylaşmak için mücadele ettiğini söyledi.
Özkoç, hayatını kaybedenlerin yakınlarına destek olmak için herkesin elbirliğiyle yardım kampanyası başlattığını, 52 milyon 29 bin 365 lira toplandığını, devletin, "Bu yardım kampanyasında toplanan para 2 yıldır bizde duruyor, merak etmeyin, bu para 58 milyon 262 bin lira oldu" dediğini vurguladı. Özkoç, yardım kampanyasında toplanan paraların yasa gereği 1 yıl içinde vatandaşa verilmesi, uzatma süresiyle birlikte bunun 2 yıl içinde ödenmesi gerektiğini belirtti. Özkoç, vatandaşın 52 milyon lirayı 3 yıl önce bankaya yatırması halinde bu paranın 76 milyon 876 bin 200 lira olacağını ifade etti.
"Aradan geçen bunca zamana rağmen yardım için toplanan paralar neden şehitlerin ailelerine verilmiyor? İkide bir ahkam kesen, şehitler üzerinden siyaset yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu neden bunun hesabını sormuyor?" sorusunu yönelten Özkoç, bunu başka bir iktidarın yapması halinde gazetelerde 8 sütuna, "İktidar şehitlerin parasının üzerine oturdu" şeklinde manşet atılacağını söyledi.
Özkoç, 15 Temmuz şehitleri için de 309 milyon lira toplandığının altını çizerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Şehitlerle ilgili toplanan bu paraları şehit ailelerinin yakınları değil de hangi vicdana sığarak siz yiyorsunuz? Bütçe aslında şehitler için toplanan yardım paralarının üzerinde kurulmuş bütçe değil mi? Bunlarda vicdan, ahlak, yasalara uymak yok. Yasaları, şehit aileleri için toplanan paraların üstüne oturmak için kurguluyorlar. Şehitlerin paralarıyla oluşturulmuş bir bütçeyi TBMM'de konuşuyoruz. Birazcık vicdanı olan gazeteler 8 sütuna manşet yaparlar, televizyon yayıncıları ana haberlerin birinci haberi yaparlar, 'Verin bu şehit paralarını' derler. Biraz vicdanı, etiği olan sivil toplum örgütleri ayağa kalkarlar."
Engin Özkoç, 1999 depremlerinden sonra iletişim vergisi aldı altında deprem vergisi alınmaya başlandığını anımsatarak, şehidin, depremde ölenin, görevde ölenin parası gasp edilerek bütçede kullanıldığını ileri sürdü. Özkoç, bütçenin milletin bütçesi değil alnının akıyla çalışanlar, namuslu işletme sahipleri, çiftçiden toplanan paraların iç edilip, şehidin, fakirin parasına konan iktidarın, sarayın bütçesi olduğunu savundu.
- "Sokaklarda katiller Cerenleri öldürüyor"
Kadın cinayetlerine işaret eden Özkoç, "Savaş mı var, neden kadınlarımız öldürülüyor? Devlet kadına sahip çıkmıyor, kadın sokakta, evde, işyerinde yalnız, tacize uğruyor. Canı yanan kadınların daha sonra sokağa çıktıklarında, 'Ölmek istemiyorum' diye bağırdığında, katiline hiçbir şey yapamayan devlet, kadınla polisi karşı karşıya getiriyor. Bu milletin evladını, kadının etrafına sardırıp, eline kelepçe vurdurup onu sorgulamak üzere götürüyor. Sokaklarda katiller Cerenleri öldürüyor, elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Kadınlar Türkiye'de hak ettiği hayatı yaşamıyor, korku, panik içindeler." diye konuştu.