Chp Grup Başkanvekili İnce’nin Çorum Ziyareti

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na bilgi veren eski Başbakanlardan Tansu Çiller’i eleştirerek, “Tansu Çiller sanki mağdur, öyle bir anlatıyor ki gözlerim yaşarıyor” dedi.

CHP Merkez İlçe Örgütü’nün İlçe Danışma Kurulu toplantısına katılmak üzere Çorum’a gelen CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Sungurlu ilçesinde partililer tarafından karşılandı. Burada gündeme ilişkin konularda açıklamalarda bulunan İnce, Siirt Pervari’de askeri helikopterin düşmesi sonucu 17 şehit verildiğini belirterek, “Bugün 17 eve ateş düştü. 17 çocuğumuz bugün şehit oldu” dedi.

Başkanlık sistemi tartışmalarını değerlendiren İnce, “Bu ülkenin valilerini, müsteşarlarını, kaymakamlarını, genel müdürlerini, belediye başkanlarını, bakanlarını, cumhurbaşkanını Recep Tayyip Erdoğan beliryor. Daha ne istiyorsun. Tabi o şimdi hem Başbakan hem de Cumhurbaşkanı olmak istiyor. İkisini bir olmak istiyor. Başbakana da tahammülü yok. Türkiye’nin ihtiyacı başkanlık sistemi değil, yasamanın yürütme karşısında güçlendirilmesi. Yani milletvekillerinin daha güçlü konuma gelmesi. Siyasi Partiler Kanunu’nun değişmesi, milletvekillerinin genel başkanların emir eri olmaması, gücünü halktan alması lazım, denetim mekanizmalarının geliştirilmesi lazım. Zaten başkanlık sisteminde yumruklamışlar. Gensoru yok, güvenoyu yok, denetim yok. Böyle bir sistem olmaz. Türkiye bir diktatörlüğe doğru gidiyor. Türkiye 1900’lü yılların daha gerisine gitti. Zaten yarım yamalak bir demokrasisi var, bu yanlışa düşmemeli” diye konuştu.

Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun çalışmalarına da değinen İnce, “Bu ülkede darbeler oldu mu, oldu. Bu darbeler AKP’lilere mi, solculara mı zarar verdi. 12 Eylül bu ülkenin üzerinden buldozer gibi geçtiğinde, 650 bin kişiyi gözaltına aldığında bu tosuncukları gözaltına aldın mı? İşkence yapılan, tırnakları sökülen, Metris’e atılan, Selimiye’ye atılan, Diyarbakır’a atılan bu ülkenin solcularıydı. Bizim partimiz kapatıldı. Partimizin mallarına el konuldu. Genel başkanımız zorunlu ikamete gönderildi. Milletvekillerimiz, il başkanlarımız hapse atıldı. Bu ülkede zararı biz çektik. Bunu araştırmak istiyor muyuz? Evet istiyoruz. Ama şuna bakmak lazım. Bu darbelere kim icazet verdi, bundan kim yararlandı? İcazet veren Amerika’ydı. Yararlanan ise AKP’ydi. Her ihtilal, her muhtıra bunların önünü açtı, bunları büyüttü. Bunlar gücünü 12 Eylül’den, 28 Şubat’tan aldı. Türkiye’de e-muhtıra dönemi bir danışıklı dövüştür. Seçmeni yanıltmaya, oyları AKP’ye kaydırmaya yarayan bir iştir. Geçmişte askeri darbeler vardı, bugün sivil darbeler var. Geçmişte sivil diktatörler vardı, şimdi sivil diktatörler var” dedi.

“O dönemleri Tansu Çiller sanki mağdur, öyle bir anlatıyor ki gözlerim yaşarıyor” diyen İnce, “O günlerde her dediğini yapan bir Başbakan değil miydi. Çok ilginçtir ki Recep Tayyip Erdoğan geçmişte herkesle hesaplaşıyor, konuşuyor, Çiller ile ilgili hiçbir şey konuşmuyor” dedi.

Açlık grevleriyle ilgili ilk defa konuştuğunu söyleyen İnce, “Bir insanın kendini ölüme yatırması kolay bir şey değildir. Bunu anlamak lazım. Onlarda aç değil, kebap yiyorlar deyip onları tahrik etmemek lazım. Başbakan’ın üslubu hoş değil, tahrik ediyor. O açlık grevi yapmasa bile Başbakan onu tahrik edip, yap diyor. İnsani olarak bakmak lazım. Cezaevinde su akmıyor, bize işkence var, üşüyoruz, dayak var, yemek yiyemiyoruz, pis cezaevi koşulları için mi yapılıyor, hayır. Bunlar için yapılıyor ise bütün Türkiye buna destek olmalı. Buradaki talep cezaevi koşulları ile ilgili değil. Siyasi talepleri, istekleri var. Bunun karşılığında açlık grevi yapıyorlar. Diyorlar ki benim siyasi isteklerim olmazsa dağa çıkar seni öldürürüm. Eğer yakalanırsam hapiste kendimi öldürürüm. Her ikisinde de yapacaksın benim istediğimi. Ya seni öldürürüm yapacaksın, ya kendimi öldürürüm yapacaksın. Bu mantıktan bakacak olursak sorunu daha kolay çözeriz diyoruz” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin geldiği bir başka nokta da Cumhuriyet kurumlarıyla hesaplaşılması” diyen İnce, “Cumhuriyetin değerleriyle, 10 Kasımı’yla, 29 Ekimi’yle, 30 Ağustosu’yla. Artık cüretkarlar, pervasızlar” dedi.