CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Silivri’de tutuklu bulunan İnönü Üniversitesi eski rektörü Fatih Hilmioğlu’nun 21 yaşındaki oğlunun trafik kazasında hayatını kaybetmesi dolayısıyla cenaze için verilen iznin ardından akşam tekrar cezaevine götürülmesine tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Çocuğunun cenazesine katılacak ama diyorlar ki 'sen kaçarsın'. Akşam seni tekrar hapishaneye götüreceğiz. Tam anlamıyla bir vicdansızlık. Tam anlamıyla. Hangi çağda yaşıyoruz, evladı ölmüş cenazesine katılmış, elleriyle gencecik oğlunun toprağa veriyor, bunun kaçacak halimi var” dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasına Türk tiyatrosunun önemli isimlerinden Erol Günaydın’ın vefatından doyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı. Silivri’de tutuklu olan İnönü Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun 21 yaşındaki oğlu Emir Hilmioğlu’nun Ankara Çubuk’ta geçirdiği trafik kazasında hayatını yitirdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bugün bazı CHP milletvekillerinin de cenaze namazına katıldığını söyledi. Fatih Hilmioğlu’nun oğlunun cenaze namazına katılmak üzere izin verildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Fatih Hilmioğlu’nun bütün emeğini insanların yetişmesi için emek vermiş bir hoca olduğunu kaydetti. Fatih Hilmioğlu’nun gencecik çocuğunun hayatını kaybettiğini ve kendisinin hapiste bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Çocuğunun cenazesine katılacak, ama diyorlar ki sen kaçarsın akşam seni tekrar hapishaneye götüreceğiz. Tam anlamıyla bir vicdansızlık. Tam anlamıyla. Hangi çağda yaşıyoruz, evladı ölmüş cenazesine katılmış, elleriyle gencecik oğlunun toprağa veriyor, bunun kaçacak halimi var. Onu alıyorlar uyuşturucu baronlarıyla aynı kefeye koyuyorlar. Ben merak ediyorum. Bu kararı veren yargıçta vicdan var mı? Bu kararı veren yargıcın oğlu var mı? Çocuğu var mı acaba. Evlat sevgisi var mı? İnsanda biraz utanma olur, ar olur, haya olur. Böyle bir şey olabilir mi? Neden diyoruz orası adalet dağıtmaz. Bunun için dağıtmaz diyoruz. Neden diyoruz orası siyasal iktidarın sopasıdır diye, bunun için söylüyoruz işte. Vicdanı olmayan bir yargıcın yargıç koltuğuna oturması doğrumudur. Yüreğinde evlat sevgisi olmayan bir yargıcın o koltuğa oturması doğrumudur. Onun için o kararı veren kişi yargıç değildir. Kini kusan bir adamdır” diye konuştu.
“BU TABLO SAĞLIKLI BİR TABLO DEĞİL”
Silivri yargılamaları sırasında hapishanede bulunan birçok kişinin yakınlarını kaybettiğini söylerine ekleyen Kılıçdaroğlu, yargılama sırasında bazı sanıklarında hayatını kaybettiğini söyledi. Bu tablonun sağlıklı bir tablonun olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Arkadaşlarım sadece Silivri ile ilgilenmiyorlar. Türkiye’deki bütün hapishanelerle ilgileniyorlar. Hiçbir ayrım yapmaksızın kim olursa olsun, suçu ne olursa olsun, mahkum olsun olmasın, kim cezaevinde ise gittiler konuştular. Sorunlarını dinlediler. Bütün hasta mahkumlara gittiler. Önümüzdeki günlerde bir mapushane raporunu açıklayacağız ve Türkiye’nin karanlık noktasına ışık tutacağız. Hapishanede yaşayanlarda insan. Onların içinde anneler ve babalar var. Onların geleceğin güvencesi devletin teminatındadır. Eğer siz bugünden kalkıp o insanların toplumun dışına iterseniz ne olacak bu ülke. Öyle bir toplum yarattılar ki, 2002 yılında hapisteki yurttaş sayısı 59 bin. 2012’de bu 130 binlere çıktı. Her şeyin güllük gülistan olduğu, herkesin karnının doyduğu bir ortamda hapishanelerde bu kadar insan olur mu? Demek ki, bir sorun var. Demek ki, açlık var bu ülkede. Demek ki, yoksulluk var, işsizlik var. Demek ki, geçim sıkıntısı var. Bütün bu gerçekleri kim kamuoyu önüne getirecek. Bir kurum kaldı. Konuşan bir kurum kaldı. Söz söyleyen bir kurum kaldı. AK Parti devletine direnen bir kurum kaldı. O kurumun adı da CHP’dir. Herkes bunu bilmelidir” dedi.
“YİNE SÖYLÜYORUM O ZAMLAR AHLAKSIZ ZAMLAR”
BM Tarım Örgütü’nün, Tarım Kooperatiflerinin beslemenin dünyanın anahtarı olarak gördüklerini ve dünyanın her tarafında kutlandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, FAO’nun Tarım kooperatiflerine büyük önem verdiğini kaydetti. FAO’nun verdiği destek kadar AK Parti hükümetinin Fiskobirlik’e önem vermediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, fındık üreticilerinin yerlerde süründüğünü ileri sürdü. Türkiye’nin fındık üretiminde bir numara olduğunu ve fiyatların yerlerde süründüğünü belirten Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Fındık üretiminde bir numarayız, ama fiyatını dışarıda belirliyoruz. Fiskobirlik devre dışı kalmıştır. Bütün tarım kooperatifleri aynıdır. Pamukta bir ara önemli bir ülkeydik. Gidin Şanlıurfa’ya pamuk üreticisine sorun bir bakalım durumu nasıl. Şanlıurfa’da yaşayan yurttaşlarıma söylüyorum. Pamuk fiyatından ve hükümetin izlediği politikadan memnun sanız, oyunuzu gidin gene verin AK Parti’ye. Memnun değilseniz, biraz sesiniz gür çıksın canım. Korkmayın, biraz yürekli olun. Bu parlamento size Şanlıurfa dedi. Korkmayacaksınız, hakkınızı arayacaksınız. Diyeceksiniz ki, ben haklıysam arkamda CHP var. Söyleyeceksiniz. Geçen hafta yaptığım konuşmada AK Parti hükümetinin zamları, ahlaksız zamlar olarak eleştirmiştim. AK Parti sözcüleri vay efendim siz buna nasıl ahlaksız zam dersiniz dediler ve eleştirdiler. Zam her ülkede olabilir. Ama zamanı gerekçesi yoksa, zaman gerekçesi halkın vicdanı tarafından kabul edilmiyorsa. O zaman haklı bir zam değildir. Ahlaklı bir zam değildir. Şunun için söylemiştim; doğalgaz fiyatlarına dünyanın zamını yaptılar. Rusya’dan aldığınız doğalgazın fiyatı uluslar arası piyasa dolar bazında düşmüş ve düşüyor. Türk lirası bazında düşüyor. Yani doğalgazın fiyatı dünyada düşüyor. Sen Türkiye’de zam yapıyorsun. Bunun ahlaklı bir yönü var mı? Yine söylüyorum o zamlar ahlaksız zamlar. Altın tabak içinde ekonomiyi alacaksın. Türkiye krizden Ecevit hükümeti çıkarmış. Bütün kurumları sağlıklı hale getirmiş. 10 yıldır yönetiyorsunuz. Şimdi soru sordum yanıtını da veremiyorlar. Veremezler zaten. Petrol fiyatı artarsa zam yaparsan dersin ki, dünyada petrol fiyatları arttı, bizde petrolü dışarıdan alıyoruz. Ne yapalım dersin. Doğalgaz fiyatı artarsa ne yapalım yüzde 98’ini dışarıdan alıyoruz. Zam yapmayalım da ne yapalım. Bunun mantıklı yönü vardır. Ama dünyada düşecek sen içeride zam yapacaksın. Kötü yönettiği ekonominin faturasını bu milletin sırtına yıkacaksın. Bunu kabul etmiyoruz. Öyle bir hale getirdiler ki ülkeyi ne hale geldik.”
“SON BİR AYDA 97 BİN KİŞİ İŞSİZLER ORDUSUNA KATILDI. MİLLETİ KANDIRIYORLAR”
İşsizlik raporunu da eleştiren Kılıçdaroğlu, gazetelere baktıklarında işsizliğin gene azaldığını gördüklerini söyledi. Son bir ayda işsiz sayısının 97 bin kişi arttığını, ama televizyonlarının alt yazılarında işsizliğin azaldığını gördüklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Siz milletle dalgamı geçiyorsunuz. Bir ayda 97 bin kişi işsizler ordusuna katılacak, sen kalkacaksın televizyonda işsizlik azaldı diye millete haber vereceksin. Onun için size güvenilmiyor. Onun için bu milletin nüfusu artıyor, gazete okuyan sayısı azalıyor. Kendilerine bir sorsunlar bakalım bunu. Bugün gazetelerde bir haber var. Zonguldak’ta çekilmiş bir fotoğraf. Bir uçurumda çöpten geçimini sağlamak için bir şeyler toplayan iki kadın. Bu kadınlardan birisinin yaşı 66, diğerinin yaşı 55. bu fotoğraf AK Parti’nin Türkiye’yi nereye getirdiğinin fotoğrafıdır. Eğer Türkiye’de 66 yaşındaki kadıncağız huzurlu bir yaşam sürdürmesi gerekirken uçurumun kenarında çöp topluyorsa, oturup düşünmemiz lazım. Büyük bir ihtimalle sorsanız o kadına, diyecekki ben oyumu Recep Tayyip Erdoğan’a verdim. Eğer oyunu Recep Tayyip Erdoğan’a verdiysen şunu söylemek isterim o kadınlara, ‘O ve çocuklarının tamamı köşeyi döndüler, sana da uçurumdan çöp içerisinde kağıt toplamak düştü.’ Bizim bu konuda halkı daha fazla aydınlatma görevimiz var. Daha fazla bilgilendirme görevimiz var. Karamsarlıktan halkı çıkarma görevimiz var” dedi.
“FİTNECİDEN, YALANCIDAN DEVLET ADAMI OLMAZ”
Parlamentoda Yerel Yönetimlerle ilgili bir yasanın bulunduğunu ve yasayı AK Parti hükümetinin çok hızlı görüşmek istediğini, halkın ne olduğunu öğrenmemesini istediklerini ileri süren Kılıçdaroğlu, “Niçin halktan kaçıyorsunuz” dedi.
CHP milletvekillerinin mücadelelerini yaptığını ve bazı belediyelerin kapatılmak istendiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, “Belediyeyi kapatıyorsan, o beldede yaşanların oyuna başvuracaksın. Soracaksın halka. Senin belediyen kapansın mı? kapanmasın mı? Kapasan diyorsa mesele yok. Kapanmasın diyorsa sen kapatamazsın” dedi.
Kapatılmak istenen belediyelerde referandum yaptıklarını belirten Kılıçdaroğlu, referandum sonuçlarını da açıkladı. 98 beldeye sandığı koyduklarını ve 123 bin 608 kişinin oy kullandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Oylama sonucunda 121 bin 561 kişi bizi belediyemiz kapanmasın dediler. Belediyemiz kapansın diyenlerin sayısı bin 840’dır. Katılma oranı yüzde 54’dür. Bu şu anlama geliyor. Demokrasimi istiyorsun. Bir beldeyi kurmuşsun, oluşturmuşsun. Bu beldelerden bazıları çok eski. Yüzyıllık beldeler. Oturuyorsun masa başında sen konuşuyorsun. Bizde diyoruz halkın oyuna başvurun diyoruz. Belediye kapanacaksa halka soracaksın. Demokrasiyi savunan biz, otoriter rejimi savunan AK Parti. Herkesin bunu bilmesini isterim. Biz bu ülkede demokrasi sağlıklı gelişsin, tutarlı gelişsin, demokrasiden vazgeçmeyelim, halkı alacağımız kararlara ortak edelim, halkın oyuna bakalım kararımızı ona göre verelim. Hayır efendim biz bunu kapacağız diyorlar. O nedenle beldelerde yaşayan yurttaşlarımıza şunu söylüyoruz, ‘Biz üzerimize düşeni yaptık. Yarın seçim olacak, sizde üzerinize düşeni yapın.’ Böylece sağlık bir demokrasinin adımlarını atacağız. Devlet adamlığı takdim işidir. Devlet adamlığı, devleti ve halkı düşünen kişidir. Devlet adamlığı sıcak politikanın içinde, güncel politikanın içinde boğulup kalmayan, ufku olan, geleceği gören ve tahmin eden insandır. Devlet adamı gelecekteki sorunları görüp önceden önlem alan insandır. Devlet adamlığı budur. Devlet adamlığı öngörü işidir. Fitneciden devlet adamı olmaz. Hele hele yalancıdan devlet adamı hiç olmaz. Ayrımcıdan, bölücüden yana olan devlet adamı zaten olmaz. Bir devlet adamı halkını bölmez, ayrıştırmaz. Sevgiyi emen kılar. Güçlü bir bağ oluşturur. Bölerseniz toplumu çatışma kültürünü beslemiş olursunuz. O nedenle devlet adamlığı kolay bir iş değildir. Ayrıca devlet adamlığı kişisel kaprislerini peşinde koşan kişi değildir. Devlet adamı ülkesini, halkını düşünür. Halkın cebini düşünür, kendi cebini değil.CHP olarak biz diyoruz, önce halk zenginleşmeli, halkın cebi para görmeli. Devlet adamlığının gereği budur.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz