Chp Grup Toplantısı…(2)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendilerinin hiçbir zaman Esad rejimini savunmadıklarını hatta eleştirdiklerini belirtti. Suriyeli sığınmacılarla ilgili olarak da Kılıçdaroğlu, "Biz göçmenlere karşıymışız. Hayır efendim, Türkiye'nin büyüklüğü gelen bütün mültecilere adam gibi davranmaktır, onlara bakmaktır, beslemektir. Bunda bir tereddüdümüz yok. Silahlı adamın gelip burada eğitim almasına biz karşıyız" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Suriye konusu ve Suriye uçağıyla ilgili hükümete yüklenen Kılıçdaroğlu, hükümetin izlediği politikalarla ayrımcılık yaptığını söyleyerek, "Bakın Suriye'ye birbirlerini öldürüyorlar. Biz ne yapıyoruz? Bu ülkenin yöneticileri ne yapıyor? Çağırıyor oradan bir grup insanı; 'gelin arkadaşlar, bakın size bir kamp yaptım, burada oturun. Ben sizi ayrıca eğiteceğim' diyor. 'Adam nasıl öldürülür, öyle eğiteceğim, bomba nasıl atılır, tuzaklar nasıl kurulur onları öğreteceğim' diyor İnsan nasıl öldürülür onları öğreteceğim' diyor. Sonra git gene Suriye'ye kardeşini öldür. Böyle bir anlayış olabilir mi arkadaşlar?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu Suriye politikasıyla ilgili olarak, "Türkiye Cumhuriyeti tarihine ihanettir bu. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir olay olmamıştır, olamaz zaten. Ama bunlar yaptı" dedi.

Türkiye'nin savaşın eşiğine geldiğini savunan Kılıçdaroğlu, Suriye uçağıyla ilgili olarak ise şunları söyledi:

"Merak ediyorum, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 'Rus uçağında mühimmat var' demişti. 'Bulduk' demişti, 'Var' demişti. Şimdi ben bu mühimmatları merak ediyorum. Tankını, topunu, bombasını, el bombasını, silahını, tüfeğini, tabancısını nedir merak ediyorum. Nedir bu mühimmat. Mühimmat deyince bizim aklımıza şu geliyor; asker postalı mühimmat değildir, Afyon'daki mühimmat deposundaki patlamada o depoda ne varsa biz onu görmek istiyoruz. Bakalım bu mühimmatlar nelerdir?"

"Sayın Başbakanın, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bütün bu olayları görerek ve bilerek yaptığından hiçbir endişem yoktur" diyen Kılıçdaroğlu, "Çünkü onun ülkenin geleceğiyle ilgili bir kaygısı yoktur. Tek bir gerekçesi vardır; ben Başbakanlık koltuğunda nasıl oturabilirim ve ben Cumhurbaşkanlığına nasıl atlayabilirim?" diye konuştu.

“BAŞBAKAN'DA DAVRANIŞ BOZUKLUĞU VAR”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın ayrımcılık yaptığını ve psikolojideki 'Yansıtma' denilen davranış bozukluğuna sahip olduğunu iddia ederek şunları söyledi:

"Araştırdık, yahu neden böyle bir hastalık var? Sonunda bulduk. Psikolojide 'yansıtma' dedikleri bir davranış bozukluğu var. Bilim adamlarının kitaplarında da var. Davranış bozukluğu şu, yansıtma dediğimiz davranış bozukluğu... Şöyle tanımlıyor kitaplar; Yansıtma kişinin kendisindeki bozukluk, yersiz davranışları, beğenmediği duygu, düşünce, istek ve amaçları başkalarına ya da çevresine yüklemesidir. Ne kadar kusuru varsa başkasına yüklemesidir. İki türlü bu davranış bozukluğu ortaya çıkıyor diyor. Bir; kişi beceriksizliğinin, yetersizliğinin, başarısızlığının bedellerini başkalarında arar. İki; kişi kendisinin çirkin, olumsuz, sapkın istek ve tutumlarını başkalarına yakıştırır. Geldiğimiz nokta bu. Şimdi ben size soruyorum, bu davranış bozuklukları kime ait, kimde görülüyor?"

“BİZ HİÇBİR ZAMAN ESAD REJİMİNİ SAVUNMADIK”

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın CHP'yi Esad rejimini savunmakla suçladığını belirterek, şunları söyledi:

"Biz hiçbir zaman Esad rejimini savunmadık. Hiçbir zaman, hiçbir arkadaşım çıkıp 'Esad rejimi iyidir' demedi. Tam tersine, Esad'ın yaptıklarını eleştirdik. Her yerde, hem içeride hem dışarıda... Bize dönüp ne dedi; 'Siz Baasçı'sınız'. Savunsak eyvallah deriz, savunmadık. Savunmuyoruz, neden; demokrasiyi bu ülkeye getiren CHP, bu ülkenin temellerinde harcı olan CHP, bütün dünyaya demokrasi ve özgürlüğü getirmek ister de ondan. Yemen çöllerine baksın, Afrika çöllerine baksın, Libya'ya baksın, Kafkaslara baksın, Balkanlara baksın; binlerce şehit dedemizin türbeleri, cenazeleri, naaşları var. O topraklarda yatıyor o insanlar. Bir bedel ödediler. Şimdi sen durup durduk yerde aynı bedeli bu ülkenin genç çocuklarına ödetmek istiyorsun. Neden? Bir haklı gerekçe, Suriye politikası konusunda çık bana, aklı başında haklı bir gerekçe söyle. Gerekçe yok."

Başbakan Erdoğan'ın uyguladığı politikalar sonucunda bütün dünyada yalnız kaldığını ve yalnızları oynadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın son olarak da Birleşmiş Milletlere savaş açtığını savundu.

“SİLAHLI ADAMIN GELİP KAMPTA EĞİTİM ALMASINA KARŞIYIZ”

Kılıçdaroğlu, kendilerinin Başbakan Erdoğan için 'Taşeron' ifadesini kullandıklarını belirterek, "Bazen o kadar ileri gittik ki, 'sen Batılı egemen güçlerin Ortadoğu'da taşeronluğunu yapıyorsun' dedik. Geldiğimiz noktada, taşeronluğu yapıyor dedik ama galiba biraz insaflı davranmışız. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, geçenlerde bir açıklama yaptı; 'biz Türkiye ile el ve eldiven gibiyiz' diyor. Elin kim olduğu belli de, eldivenin de kim olduğunu da böylece öğrenmiş olduk" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu ayrıca Suriyeli mültecilere karşı olmadıklarını fakat orada bir silahlı eğitim verilmesine karşı olduklarına vurgu yaparak şunları ifade etti:

"Efendim, Suriye'den göçmenler geliyormuş, biz göçmenlere karşıymışız. Hayır efendim, Türkiye'nin büyüklüğü gelen bütün mültecilere adam gibi davranmaktır, onlara bakmaktır, beslemektir. Bunda bir tereddüdümüz yok. Silahlı adamın gelip burada eğitim almasına biz karşıyız. Sen eğitiyorsun onu, sen eline silah veriyorsun, sen sırtını sıvazlıyorsun, sen 'git kardeşini öldür' diyorsun. Biz bunu içimize sindiremiyoruz."