YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Chp Isparta Aday Tanıtım Toplantısı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, Türkiye'nin önemli bir kuşatmayla karşı karşıya...

Chp Isparta Aday Tanıtım Toplantısı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, Türkiye'nin önemli bir kuşatmayla karşı karşıya olduğunu söyledi.Keskin, partisinin Isparta İl Başkanlığında yaptığı konuşmada, çok partili dönemden 2002 yılına kadar siyasi iradelerin cumhuriyetin kurucu iradesiyle herhangi bir tartışmayı Türkiye gündemine taşımadığını belirterek“Cumhuriyetin temelindeki felsefeye saygı duymuşlardır. 2002 yılında yoksulluğu ve yasakları kaldıracağız diye iş başına gelenler Türkiye’ye yepyeni siyasi sorunlar taşıyarak toplum olarak beraber yaşamamızın çimentosu Cumhuriyet iradesi ile onun felsefe ve ideolojisini tartışmaya açmışlardır" dedi.Türkiye'nin önemli bir kuşatmayla karşı karşıya olduğunu anlatan Keskin, şunları söyledi: "Cumhuriyetin bize kazandırdığı yaşam biçim yerine kendi ütopyasını İslami dokulu bir yaşam tarzını topluma kabul ettirmek için Türkiye toplumun dönüştürmeye yönelik uygulamayı gündeme taşımıştır. Dinamik kesimlerin sessizliğini yakaladığı her an sistemden bir tuğla çekerek, cumhuriyetin sütunlarını çökertecek hedefin peşinde olmuştur. Bu amaçla yargıyı, kendisine arka bahçesi yapmıştır. Bugün yargı siyasal iktidarın talimatlarını yerine getiren ve kararlarıyla vicdanları sızlatan kurum haline gelmiştir. Yargı siyasi iktidarla aynı aynayı paylaşmayan onun düşüncelerine iştirak etmeyen ulusumuzun aydınlarını yazarlarını, rektörlerini toplumu korkutmak için hepsini Silivri kampına taşıyarak toplumda korku rüzgarları estirmeye başlamıştır.”Türkiye’de güvenlik güçlerinin toplumun güvenliğini sağlayan kurum olmaktan çıktığını kaydeden Keskin, şöyle konuştu: “Güvenlik güçleri siyasal iktidarın müfreze kolu gibi hak isteyen insanların üzerine biber gazı sıkan, cop kullanan kurum haline gelmiştir. Eskiden işkenceler karakollarda yapılırken günümüz Türkiyesi’nde işkence sokaklar da parklarda yapılıyor. Binlerce gencimiz gözünü kaybediyor, hayatını kaybediyor. Gezi olaylarında yaşanan vahim olaylar demokrasinin ne kadar defolu haline geldiğini göstermektedir. İleri demokrasi diyerek toplumun karşısına çıkıp televizyon ekranlarında gerdan kıvıran siyasi iktidar demokrasiyi arka sokaklar da ucuz tezgahlarda satılan defolu mal haline getirmiştir. Demokrasi siyasi iktidara yandaş olanlar için hak tanımakta, ona karşı olanlar toplum dışına itilmektedir.”Türkiye’de 40’a yakın ulusal televizyon kurumunun iktidarın borazanı haline geldiğini öne süren Keskin, sözlerine şöyle devam etti: “İktidara övgüler düzmekten başka bir işlev görmemektedir. Yanlış doğru takdim edilmektedir. Erdoğan’ın maço tavırları demokrasi kültürü olarak sunulmaktadır. Böyle bir medya olduğu yerde demokrasiden söz edilemez. Medya artık sistemi tutsak etmenin aracı haline gelmiştir. Hangi demokratik ülkede bir Başbakan köşe yazarlarının yazdığı yazılardan ötürü medya patronlarına kapalı imalarla işine son verilsin talimatı veriyor. Hangi demokratik ülkede bir Başbakan gazetelerin genel yayın yönetmenlerinin kim olacağına karar veriyor, haberlerin formatlarını şekillendiriyor. Bunu yapana demokrat denilemez. Bunu yapan faşistin en alasıdır.”Siyasi iktidarın Cumhuriyet'le kazanılan kurum ve kuralları ortadan kaldırmak için bağımsızlıktan gelen onur günlerini aşındırmanın peşine düştüğünü kaydeden Keskin, şöyle konuştu: “Ulusal bağımsızlık savaşının taşıdığı önemden rahatsız olan iktidar yapay bir takım gerekçelerle 30 Ağustos Zafer Bayramını kutlamayı engelleyen yönetmelikler çıkarmıştır. Utanılacak bir tavırla karşı karşıyayız. Bu cumhuriyetin verdiği imkanla o koltuğa oturdular. Şimdi o cumhuriyetin verdiği olanaktan yararlanarak, halkın mutluluğu için kullanman gereken yetkileri, Cumhuriyetin kutlanmasını engellemek için kullanıyorsun."Dersim'den ve camilerin kapatılmasından dem vurulduğunu anlatan Keskin, şu ifadeleri kullandı: "Hem CHP’yi pörsütmek hem cumhuriyetin üzerine gölge düşürmek peşindedirler. Laiklik bu ülkenin betonudur. Mustafa Kemal’in laiklik anlayışı yalnız devletin din işlerine karışmasını öngörmez, onun temelinde ancak özgür akılla çağdaş uygarlığı yakalayabilirsiniz. O nedenle cumhuriyetin laiklik, anlayışı aşktır, iştir ekmektir. Bunu değişik usullerle sindireceksin arkana taktığın koruma polisleriyle camiye gideceksin ama kul hakkı yeme gündeme geldiğinde saklanacaksın. Nasıl bir inanç ki, nasıl dindarlık ki milyonlarca insanın hakkı Cumhuriyetin birikimleri eşe dosta özelleştirme adı altında peşkeş çekildi. Sonra Mustafa Kemal’e, cumhuriyete dil uzatıyorsun."İnançlar siyaset alanına çekilirse toplumda barışı yakalamanın zorlaşacağını anlatan Keskin, sözlerini şöyle tamamladı: "Bugün çevre komşularımız da yaşananlara bakın, alevi gidiyor camide namaz kılanı bombalıyor. Sünni cemevini bombalıyor. Farkı dinler var. İnanç topografayası çeşitli bir ülkede laikliği kendi anlayışınızla şekillendirir bir yorumu kabul eder başka inançlar üzerine baskı yapmaya kalkarsanız, cemevini cümbüş evi diye nitelendirirseniz bu toplumun barışını siz baltalarsınız.“

Express


Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler