Chp İstanbul Milletvekili İhsan Özkes:

CHP İstanbul Milletvekili ve emekli müftü İhsan Özkes, Başbakan'ın kürtaj benzetmesiyle de olsa Uludere'nin cinayet olduğunu kabullendiğini belirterek, "Peki Sayın Başbakan bu Uludere cinayetinin canisi kim, katili kim?" dedi.

Özkes, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, AK Parti tarafından İstanbul'un fethinin yıldönümü kutlamalarının da istismar edildiğini savunarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Fatih Sultan Mehmet'in yaptırdığı Fatih Camini sanki kendisi yaptırmış gibi şov yaptığını ileri sürdü. Özkes, "552 yıl olmuş Fatih Camisi açılalı. Fatih Camisi'ni sanki Recebiye camisi gibi açıyorlar. İnanın merhum Fatih Sultan Mehmet bu muhteşem camiyi açarken belki Sayın Başbakan kadar gösteriş yapmamıştır" dedi.

Fatih Sultan Mehmet'in Bizans İmparatorluğu'na son verdiğini belirten Özkes, "Ancak günümüze baktığımızda Ortadoğu'da oynanan Bizans oyunlarının ortağı kim? Sayın Başbakan BOP un eşbaşkanı değil midir? Fatih'in fethi dışa dönüktür, AKP'nin fethi içe dönüktür" diye konuştu.

"YARIM HOCA OLABİLİR AMA ÇEYREK DOKTOR BİLE OLAMAZ"

Başbakan Erdoğan'ın 'Her kürtaj bir Uludere'dir' dediğini hatırlatan Özkes, şöyle devam etti:

"Uludere'de bombalarla öldürülen bir vatandaşla, kürtajla alınan bir cenini aynı kefeye koymak ne insanlığa sığar ne hiçbir anlayışa. Uludere'de bombalama emrini verenle, kürtaja yaptıran bir kadını ve o kürtajı yapan doktoru bir görmek hiçbir vicdana sığmaz. Eğer bu konuyu Sayın Başbakan dini yönden ele alıyor ve böyle bakıyorsa Sayın Başbakanın dini bilgisinin yeterli olmadığını ben her zaman söylüyorum. Çünkü annenin ve çocuğun hayati bir tehlikesi olduğunda sezaryen de yapılabilir, kürtaj da yapılabilir. İslam'a göre, kürtaj yapan kadına hiçbir ceza uygulanmaz. Bin 400 yıllık İslam tarihinde kürtaj yapan kadına ceza uygulandığını duyan var mı? Ama adam öldürene göre İslam'da kısas vardır. 'Yarım hoca dinden, yarım doktor adamı canından eder' derler. Sayın Başbakan yarım hoca olabilir ama çeyrek doktor bile olamaz."

Başbakan Erdoğan'ın bu açıklamayı Uludere olayını küçümsemek ve gündem değiştirmek için yaptığını ancak gündem değiştirirken kendisinin gündem olduğunu savunan Özkes, "Tam bir çuvallama oldu. Sayın Başbakan geç de olsa, kürtaj benzetmesiyle de olsa Uludere'nin bir cinayet olduğunu kabullenebildi. Küçümsemeyle de olsa Uludere'nin cinayet olduğunu kabullenebildi. Peki Sayın Başbakan bu Uludere cinayetinin canisi kim, katili kim? 75 milyon bunu bekliyor. Aslında herkes biliyor. Ama Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak sizin açıklamanızı bekliyor" dedi.

"KÜRTAJ YASAKLANIRSA MERDİVEN ALTINA İNER"

CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir ise, bu olayın bu kadar gündeme taşınmasının kadınlara saygısızlık olduğunu belirterek, "Kadınlarımızın kendi bedeni hakkında karar vereme yetkisi olmalıdır. Ana kutsaldır. Önce ana sağlığı, sonra bebek gelir" dedi. Geçmişte hastanelerde, kendi kendine düşük yapmak istediği için hastaneye gelenler için özel bir septik servis olduğunu belirten Demir, birçok kadının da hayatını kaybettiğini söyledi. Demir, "Kürtaj yasaklanmalı, kontrollü yapılmalıdır. Şu anda da Türkiye'de kontrollü yapılmaktadır. Modern aile planlama yöntemleri olursa kürtaj da olmayacaktır" dedi.

Çok çocuk tavsiye edilirken bir yandan da tüp bebek için devletin iki hak tanımasının çelişki olduğunu anlatan Demir, "Tam okumadım ama Sağlık Bakanı 'anne ölürse ölsün, biz çocuğa bakarız' demişse bu cinayete teşebbüstür" diye konuştu.

Eğer kürtaj yasaklanırsa, imkanı olanların yurtdışına gideceğini, imkanı olmayanların ise merdiven altına taşınacağını belirten Demir, "Hiç imkanı olmayan Anadolu kadını tığ, kibrit çöpü, ebegümeci ile… Biz de septik odalarına başlarız ve annesiz pek çok çocuk olmaya başlar. Sezaryen yapılmadığı için ölen anne ve bebeklerin, sakat kalan bebeklerin sorumlusu Sağlık Bakanı ve Başbakan olacaktır" dedi.