CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Türkiye'nin zulümle yönetildiğini ileri süren Öztrak, hükümetin beğenmediği basın-yayın organlarına ceza yağdırıldığını savundu. Haberlerinden rahatsız olunan gazetecilerin, aydınların hapse atıldığını öne süren Öztrak, Müyesser Yıldız ve Osman Kavala'nın cezaevinde olmalarını eleştirdi.
Enis Berberoğlu'nun, haksız hukuksuz yere cezaevine girdiğini, çıktıktan sonra yeniden milletvekili seçilip dokunulmazlık kazandığını belirten Öztrak, buna karşın yürütmenin vesayeti altındaki yargının Anayasa'ya aykırı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) yetki ve haklarına tecavüz ettiğini ileri sürdü.
Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararında, Berberoğlu'nun siyasi faaliyette bulunma görevinin engellendiği ve hakkının gasbedildiğinin teyit edildiğini dile getiren Öztrak, bu kararın ardından yargının bir an önce harekete geçmesi, TBMM Başkanı'nın da milletin iradesine uyması gerektiğini söyledi.
Milletin işsizlikle, zamlarla, borçlarla, artan yoksullukla görülmemiş bir buhranın içinde yaşadığını savunan Öztrak, "Son bir yılda işsiz vatandaşlarımızın sayısı 3 milyon kişi artarak 11 milyona dayanmış. Gerçek işsizlik oranımız yüzde 30,4 olmuş. Bir de işi olmayıp işte görünenler var. Ücretli zorunlu izine çıkartılan vatandaşlarımızın sayısı 3 milyonu bulmuş. Bu vatandaşlarımız ayda 1168 lirayla yaşama tutunmaya çalışıyor. İşsizlik en çok bu ülkenin umudu gençlerimizi ezip geçiyor." ifadelerini kullandı.
Milletin alım gücünün günden güne eridiğini söyleyen Öztrak, dolar ve avronun Türk lirası karşısında üst üste rekorlar kırarak yükseldiğini belirtti.
Orta Vadeli Program'da doların 2021'de 7 lira 68 kuruş, 2022'de 7 lira 88 kuruş, 2023'te 8 lira 2 kuruş olmasının öngörüldüğünü ancak doların daha bugünden 8 liraya dayandığını ifade eden Öztrak, üç yıl sonrası için verilen dolar değerine 10 günde ulaşıldığını kaydetti.
Otomobil fiyatlarının dövize endekslendiğini ve bu nedenle her gün arttığını söyleyen Öztrak, üstüne bir de eklenen ÖTV artışlarını eleştirdi. Öztrak, "Buradan bir kez daha ilan ediyoruz, iktidara geldiğimizde haraca dönüşen bu haksız vergilerin hepsini indireceğiz." dedi.
Araç muayene ücretlerini de eleştiren Öztrak, "Araç muayenesi bile milletten haraç kesmeye dönmüş. Bir araç muayenesi için vatandaştan 342 lira alınır mı? Alıyorlar. Bir de egzoz gazı ölçümü için 80 lira veriyorsun. Ediyor 422 lira. Millet alenen soyuluyor." diye konuştu.
Dolar artışından elektrik fiyatlarının da etkilendiğini, elektriğe ayın başında zam yapıldığını belirten Öztrak, evini ısıtmakta zorlananların sayısının artacağını, ısınma faturasını düşürecek tedbir ve desteklerin derhal açıklanması gerektiğini söyledi.
Temel gıda ürünlerinin fiyatlarının da arttığını ancak bakan yardımcılarının TÜİK anketçilerinin sahaya çıkacakları gün talimatla marketlerdeki fiyatları düşürttüğünü iddia eden Öztrak, oynanmış verilerle de emekliye, memura, işçiye düşük maaş zammı verildiğini ileri sürdü.
Hazine ve Maliye Bakanlığının üniversite hastanelerine daha önce tıbbi malzeme ve ilaç satmış medikal firmalara yazı gönderdiğini dile getiren Öztrak, yazıya göre firmaların alacaklarının bir kısmından feragat etmelerinin istendiğini savundu. Öztrak, "Devlet, milletinin şu sıkışık zamanında borcunu ödemezse bu milleti nasıl etkiler? Millet ne yapar? Şimdi ben soruyorum. Dolarla, avroyla garanti verdiğiniz yandaşlarınıza da buna benzeyen bir yazı gönderdiniz mi? Döviz kurundaki olağanüstü yükselişler nedeniyle bütçeyi yiyip bitiren bu garantilerin TL'ye çevrilmesini istediniz mi?" ifadelerini kullandı.
Çin'in Uygur Türklerine yönelik baskısını sonlandırması için 39 ülkenin Birleşmiş Milletlere mektup yazdığını, bunlar arasında Türkiye'nin bulunmadığını dile getiren Öztrak, Çin'den swap hattı açılması için sessiz kalındığı iddiasında bulundu.
Bugün Barış Pınarı Harekatı'nın yıl dönümü olduğunu belirten Öztrak, "Bugün Milli Savunma Bakanlığının sosyal medya hesaplarında kutlanan bu harekatı, hedeflerine ulaşmadan bu hükümet neden yarıda kesti?" diye sordu.
Yurt dışından yüzde 6,4 faizle 2,5 milyar dolar borçlanıldığını ileri süren Öztrak, ekonomideki risk algısının Afrika ekonomileri seviyesine geldiğini savundu. Öztrak, yeni bir düzenlemeyle borçlanma yetkisinin iki katına çıkarılmak istendiğini söyledi.
"Daralan ekonomi, rekorlar kıran döviz kurlarıyla korkarız ekonomimize bir borç tsunamisi yaklaşıyor." diyen Öztrak, reel sektörün net döviz borcunun 162 milyar dolara yükseldiğini, sadece son iki ayda dolar kurundaki 66 kuruşluk artışın, şirketlerin 107 milyar lira kur farkı zararı yazmasına neden olduğunu bildirdi. Geçen yıl Türkiye'nin en büyük 1000 sanayi şirketinin toplam karının 109 milyar lira olduğunu belirten Öztrak, "Kurdaki 66 kuruşluk artış tüm karı silip süpürdü ama maşallah, ekonominin direksiyonundaki Damat Bey, bundan hiç endişelenmiyor." dedi.
Sayıştay raporlarını haber yapan medya kuruluşlarına RTÜK tarafından gözdağı verildiğini ileri süren Öztrak, Sayıştayın milletin kör kuruşu, yetimin hakkı zayi olmasın diye bu raporları hazırladığını, raporlara yansıyan her usulsüzlüğün mutlaka haber değeri taşıdığını söyledi.
Öztrak, milletin gerçekleri öğrenme hakkının gasbedilemeyeceğini kaydetti.
TBMM'ye bütçede fonksiyonel sınıflandırmayı ortadan kaldıran bir düzenleme getirildiğini, düzenlemeyle yollara, köprülere, şehir hastanelerine ne kadar ödeme yapılacağının artık görülemeyeceğini savunan Öztrak, milletin gerçekleri öğrenmesini engellemenin zulüm olduğunu söyledi.
Faik Öztrak, "CHP iktidarında devletimiz akılla, istişareyle, liyakatle yönetilecek. Yepyeni ve güçlendirilmiş bir parlamenter sistem bunun ilk adımı. Bu topraklarda herkes, malından, mülkünden, canından emin olarak huzur içinde yaşayacak. Devletin çökertilen adalet direğini yeniden ayağa kaldıracağız. Hukuku üstün kılacağız. Millete hesap vermekten korkmayacağız. Sayıştayı gerçek işlevine kavuşturacağız. Meclis'te bir Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Bu komisyonun başına da ana muhalefet partisinden birini getireceğiz." şeklinde konuştu.
Daha sonra soruları yanıtlayan Öztrak, Anayasa Mahkemesinin Enis Berberoğlu kararının ardından nasıl bir adım atılması gerektiği yönündeki soru üzerine, "Burada bir an önce yapılması gereken alt mahkemenin bu kararın gereğini yapması ve milletvekilinin hakkının gasbedilmesinin önüne geçilmesi için Millet Meclisi Başkanı'nın da gerekli adımları atması gerekiyor." dedi. Öztrak, bu konuda yaşanacak her gecikmenin zulmetmek anlamına geleceğini söyledi.
Cezalı baz istasyonlarına af getirmeyi amaçlayan bir düzenlemenin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundan geçtiği belirtilerek değerlendirmesi sorulan Öztrak, "Sen önce çiftçinin, esnafın, KOBİ'lerin borcunu affet, vatandaşın borcuna destek ol. Öyle bir şey yok. Niye baz istasyonlarına af getirmeye çalışıyor? Çünkü bu cezaların bir kısmı belediyelere gidecek. Aman belediyelerin eline para geçmesin. Bütün mesele bu." diye konuştu.
"Sayıştay raporlarında liyakatin hiçe sayıldığı çok sayıda adrese teslim ilanlar çıktı. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna karşılık Öztrak, bugün ülkenin her alanda savrulduğunu, bunun arkasındaki temel nedenin de liyakatsizlik olduğunu söyledi. Öztrak, "Memleket, açık söyleyeyim, liyakate, tecrübeye, uzak görüşlülüğe göre yönetilmiyor." ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Katar Emiri'nin önünde eğildiğini iddia ettiği, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da videolu cevapla "Hiçbir gücün önünde eğilmeyiz, sadece rükuda eğiliriz." mesajını verdiği belirtilerek değerlendirmesi sorulan Öztrak, "Dolar ne zaman Türk lirası karşısında rekorlar kırmaya başlasa Erdoğan apar topar soluğu Katar'da alıyor. İşler böyle gidince de tabii bize borç veren Emir her seferinde biraz daha tepeden bakar halde duruyor. Milletimiz de bu manzarayı, bu tür resimleri, bu fotoğrafları görüyor." görüşünü savundu.
Rahip Brunson olayı, ABD Başkanı Donald Trump'ın yazdığı belirtilen mektup, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kapısının önünde bekletilme iddiası konularında da eleştirilerde bulunan Öztrak, "Bunlar bizim içimizi acıtıyor. Evet, borç alan, emir alıyor. Bu manzarayı da büyük bir hüzünle, büyük bir acıyla, büyük bir sıkıntıyla izlemek zorunda kalıyoruz." dedi.
Genelgeyle baroların, meslek örgütlerinin genel kurul yapmasının yasaklanmasına ilişkin soru üzerine de Öztrak, Avukatlık Kanunu'nun açık olduğunu, baroların seçimlerinin ne zaman yapılacağının ay itibarıyla belirtildiğini anlattı. Bu genel hükmün birtakım genelgelerle ertelenmeye çalışıldığını ifade eden Öztrak, "Bu, açıkçası hukuksuzluktur. Kaldı ki pandemiyi gerekçe gösteriyorsunuz baro seçimlerinin ertelenmesine ama kendi partinizin il kongrelerini ara vermeden yapıyorsunuz." dedi.
Bunun çifte standart olduğunu, kabul edilemeyeceğini dile getiren Öztrak, "Avukatlık Yasası'nı değiştirdiler. Paralel barolar kurmak suretiyle iktidar bu sefer yargının savunma kanadını da ele geçirmek istedi ama baktılar ki kazın ayağı öyle değil, şimdi oyun sürerken oyunun kurallarını değiştirerek bu işe müdahale etmeye kalkıyorlar. İstanbul'da bunu denediler ama öyle görünüyor ki başlarına gelenden hala daha ders almamışlar." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun, "Türkiye'de seçime gidiş konuşulmalı." sözleri sorulan Öztrak, "Bu ülkenin yönetilemediği, bu ülkenin savrulduğu her gün biraz daha fazla ortaya çıkıyor. Bizim de bir iddiamız var. 'Bir siyasi parti olarak biz bu ülkeyi çok daha iyi yönetiriz.' diyoruz." ifadelerini kullandı. Ancak erken seçime iktidar ve onu destekleyen partinin karar verebileceğini belirten Öztrak, "Erken seçim isteyecekler, gerekçesi de 'Biz bu işi beceremiyoruz, siz gelin bu işi düzeltin.' olacak." değerlendirmesinde bulundu.
KKTC'de Maraş'ın açılmasıyla ilgili KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın seçime müdahale tepkisinde bulunduğu ve "Çözüm için Rumlara bir miktar toprak verilmeli." dediği belirtilerek değerlendirmesinin sorulması üzerine Öztrak, "Bize göre Maraş'ın açılmasında geç kalınmıştır. Birleşmiş Milletler kararları da dikkate alınarak Maraş çok daha önce açılabilirdi ama bunun bu tarihte yapılmasının seçimlerle bir ilişkisi olduğu da kesindir." dedi.
KKTC'nin tanınması meselesinde de geç kalındığını ifade eden Öztrak, "Borç istemek için kapı kapı dolaşmak yerine KKTC'nin bir an önce 'dostumuz' dedikleri devletler tarafından tanınması için dolaşmaları gerekirdi. Tekrar ediyorum, Maraş'ın açılmasında geç kalınmıştır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bağımsız bir devlet olarak tanınması için de gerekli adımlar bir an önce bu hükümet tarafından atılmalıdır. Orada da çok geç kalınmıştır." şeklinde konuştu.
(AA)