HABER

CHP liderinden soruşturma tepkisi

Kılıçdaroğlu hakkında açılan soruşturmaya "Nasıl yani, beni de mi Silivri'ye gönderecekler" şeklinde tepki verdi.

CHP liderinden soruşturma tepkisi

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, Silivri’deki Ergenekon mahkemesi için “Burada siyasi otoritenin emrinde olan yargıçların oynadıkları bir tiyatro var. Vicdanı ile hareket etmeyen yargıç, yargıç olabilir mi” sözleri üzerine Başsavcı fezleke hazırladı. “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “hakaret” suçlarından hakkında 6.5 yıl hapis istenen Kılıçdaroğlu “Nasıl yani? Beni de mi Silivri’ye götürecekler” dedi...

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, geçen Kasım ayında Silivri Cezaevi’ndeki tutuklu milletvekillerini ziyaretinden sonra yaptığı açıklama nedeniyle 6.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle fezleke düzenledi. Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Ali İşgören’in hazırladığı fezlekede, Kılıçdaroğlu hakkında “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek” ve “kurum halinde çalışan kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret etmek” suçlarından yargılanması için dokunulmazlığının kaldırılması istendi.

Haberi MYK’da aldı
Kılıçdaroğlu, hakkında soruşturma başlatıldığı haberini MYK toplantısında aldı. Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan MYK, Uludere olayı, Başbuğ’un tutuklanması ve kısa da olsa fezlekeyi görüştü. 14:30’da başlayan MYK toplantısı devam ederken CHP liderinin danışmanları 15.30 sıralarında soruşturma belgelerini Kılıçdaroğlu’na sundu.

CHP’li üyeler şaşkın
Kılıçdaroğlu’na “önemli bir gelişme var efendim” denilerek sunulan soruşturma bilgisi hakkında CHP lideri aldığı birkaç sayfalık evrakı hızlıca okudu. Evrakı eliyle kaldırarak MYK’ya gösteren CHP lideri, “Beni de Silivri’ye götürecekler...” dedi. Bu esnada ne olduğunu anlayamayan MYK üyeleri evrakın ne olduğunu sorunca Kılıçdaroğlu, “Yargıçlarla ilgili açıklamalarıma soruşturma açmışlar” dedi.

Fezlekeyi ciddiye almadılar
Bunun üzerine MYK üyeleri Kılıçdaroğlu’na gülümseyerek, “Hayırlı olsun” dedi. MYK üyeleri, “Meselenin özü çok ciddi. Reaksiyon verelim”, “Hepimizin dokunulmazlığı kalksın”, “Siyasi bir soruşturma” gibi değerlendirmeleri olurken Kılıçdaroğlu yine gülümseyerek, “Biz gündemimize devam edelim” dedi ve fezlekeyi ciddiye almadığı mesajını verdi.

Bugün açıklama yapacak
Hakkında hazırlanan fezlekeye ilişkin VATAN’ın ulaştığı CHP lideri, “Yarın grupta açıklama yapacağım. Bugün bir açıklama yapmayacağım. Arayan hiçbir gazeteci arkadaşa konuşmadım” dedi.

Güler: Maalesef partimize sıçradı
CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, “Bugün bu tutuklamalar, yargı eliyle baskın yapmalar ne yazık ki bizim partimize, partimizin genel başkanına adeta sıçradı” dedi. Güler, “Öyle görünüyor ki daha önce üniversiteleri susturan, daha sonra askeri yönetimin hiyerarşisini alt üst eden, sonra yargıyı siyasallaştıran ve yargıyı Türkiye’de güvenilmez kurum kılan AKP iktidarı, şimdi bütün bu diktatoryal gelişmelere direnen ana muhalafet partisini de hedef almış görünüyor” diye konuştu.

Tekin: Boyun eğmeyeceğiz
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin Vatan Gazetesi'ne yaptığı açıklamada CHP lideri hakkında fezleke hazırlanmasına tepki gösterdi ve “Faşizme boyun eğmeyeceğiz” dedi. Tekin, şunları söyledi: “CHP, 12 Eylül dahil Faşizme hiçbir döneminde boyun eğmedi bundan sonra da eğmeyecek. Fezlekeye hodri meydan diyoruz. Tüm CHP’liler aynı görüşte hepimiz, 135 vekilimiz hakkında fezleke hazırlayıp yargılayıp içeri atsınlar. Meclis Başkanı’na çağrı yapıyorum 135 vekilin de dokunulmazlığını kaldırın. Bütün muhalifleri susturabilirler ama CHP ’yi asla suturamazlar. Hele ki Genel başkanı suturacak güç kimsede yok. Herkes haddini bilsin. Eğer bir bedel ödenecekse bunu tüm CHP’liler ödemeye hazırdır. En başta da CHP Genel Başkanı olmak üzere tüm örgütler vekiller bedelini öder, kimsenin şüphesi olmasın.”

“Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum”
ANKARA - CHP lideri Kılıçdaroğlu, 9 Kasım 2011 tarihinde Silivri Cezaevi’nde Ergenekon’dan tutuklu CHP’li milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ı ziyaret etmiş, ardından cezaevi önünde açıklamalar yapmıştı. Kılıçdaroğlu, Silivri Cezaevi’ni bir toplama kampına benzeterek şunları söylemişti: “Burada önyargılı, siyasi otoritenin emrinde olan yargıçların, sadece oynadıkları bir tiyatro var. Bunun adına ’Yargılama, demokrasi’ diyorlar. Bu, ne demokrasidir ne de adalet dağıtmadır. Bunların kaçma imkanları yok. Zaten kaçamazlar, ülkelerini seviyorlar. Bunlar, yeminlerini içerek, görevlerini yapmak istiyorlar. Ama bu görevler maalesef bazı yargıçlar tarafından engelleniyor. Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum. Çünkü yargıç, ’vicdanıyla hareket eden kişi’ demektir. Vicdanı ile hareket etmeyen bir yargıç, yargıç olabilir mi? Anayasanın 90. maddesi, T.C.’nin imzaladığı uluslararası sözleşmeler var. Bunları görmemezlikten gelip, ’Ben bildiğimi okurum’ mantığıyla yola çıkarsanız, adalet dağıtamazsınız. Buradakilerin tek bir ortak paydası var: İktidara muhalif olmak. İktidara muhalif olmanın bedeli, 21. yüzyılın Türkiye’sinde Silivri’de toplama kampında olmaktır. Bu bir demokrasi ayıbıdır.”

“Dokunulmazlığı kaldırılsın”
Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamalarının ardından Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma açıldı. Soruşturmada, Kılıçdaroğlu’nun milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması için 4 sayfalık fezleke düzenlendi. Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Ali İşgören’in hazırladığı fezlekede, Kılıçdaroğlu’na “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “hakaret” suçlarından soruşturma dava açılması için dokunulmazlığının kaldırılması istendi. Savcılığın Kılıçdaroğlu hakkında talep ettiği cezanın alt sınırı 1 yıl 9 ay hapis iken üst sınırı 6.5 yılı buluyor.

En Çok Aranan Haberler