CHP İstanbul Milletvekili, emekli büyükelçi Ünal Çeviköz, Kazakistan'daki olayların yatışması ve ülkenin istikrara kavuşması konusunda siyasi partiler arasında görüş farkı olmadığını söyledi.
Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly ile bir görüşme yaptıklarını anlatan Çeviköz, "Kazakistan Rusya'nın işgali altında değildir. Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünün barışgücü ne zaman Kazakistan'dan çekilir sorusunun cevabı da Kazakistan ne zaman isterse o zaman çekilecek. Onun için her şeyden evvel istikrarın ve asayişin ülkede sağlanması gerektiğini söyledi Kazakistan Büyükelçisi" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışması, emekli büyükelçi Ünal Çeviköz, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü için Meclis'te parlamento muhabirleriyle bir araya geldi, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Kazakistan'da, LPG fiyatlarına zam yapılması ile başlayan protesto eylemlerine ilişkin soruları da yanıtlayan Çeviköz, Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly ile dün bir araya gelerek gelişmeler hakkında bilgi aldıklarını anlattı. Çeviköz görüşmeye, kendisinin yanısıra AKP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi temsilcilerinin de katıldığını bildirdi.
Çeviköz, Büyükelçi Saparbekuly'nin, ekonomik gerekçelerle başlayan gösterilerin hükümete karşı bir hale dönüştüğünü, öte yandan ülkeye gelen bazı silahlı grupların, Almatı'da hükümet binalarına saldırdığını ve silah dükkanlarının yağmalandığını ifade ettiğini aktardı. Ünal Çeviköz, Kazakistan'ın, refah seviyesi ve uluslararası prestij bakımından Orta Asya'nın en güçlü ülkesi olduğuna işaret ederek, "Kazakistan'ın istikrarsızlığa çekilmesi hedeflenmiş olabilir" görüşünü dile getirdi.
Almatı'da 75 Türkiye vatandaşının tahliye edilmeyi beklediğini, şehirdeki olaylar kontrol altına alınamadığı için Türk Hava Yolları personelinin de aralarında bulunduğu vatandaşların, güvenliği sağlanan Almatı Havaalanı'na götürülemediğini anlatan Çeviköz, tahliyeler konusunda bugün gelişme yaşanabileceğini söyledi. Çeviköz, Türkiye'deki 1500'e yakın Kazak vatandaşının da ülkesine dönmek istediğini bildirdi.
Kazakistan'daki olaylara ilişkin Rus askerinin çağırılması nedeniyle yanlış bir algı oluştuğunu belirten Çeviköz, Rusya'nın şu görüşleri dile getirdi:
"Kazakistan, Rusya'nın işgali altında değildir. Tokayev, yarın ulusa sesleniş konuşması yapacak ve büyük bir ihtimalle bu durumu anlatacak. 'Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü Barış Gücü ne zaman Kazakistan'dan çekilir' sorusunun cevabı; Kazakistan ne zaman isterse o zaman çekilecek. Onun için her şeyden evvel istikrarın ve asayişin ülkede sağlanması gerektiğini söyledi Kazakistan Büyükelçisi."
Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün kendi üyeleri içinden ilk kez davet edildiğinive ilk kez "barış gücü" gönderdiğini vurgulayan Çeviköz, "Ama bunu herhalde 1956 Macaristan olaylarına benzetmemek lazım. Çünkü bu bir şekilde şartların gerektirdiği ve Kazakistan'ın da ihtiyaç duyarak Cumhurbaşkanı tarafından yapılan davetin sonucu gerçekleşmiş" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Kazakistan için yapabileceği her türlü girişimde bulunduğunu ve Büyükelçi'nin de bu konuda memnuniyet dile getirdiğini anlatan Çeviköz, siyasi partiler arasında Kazakistan konusunda görüş farkı olmadığını söyledi:
"Türkiye'de herhangi bir şekilde Kazakistan'daki olaylarla ilgili olarak siyasi partiler arasında bir görüş farkı yoktur, çünkü biz Kazakistan'ı kardeş olarak görüyoruz. Türkiye'deki bütün siyasi partilerin görüşü, Kazakistan'ın bir an önce istikrara kavuşması yönündedir."
Ünal Çeviköz, Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesine soru üzerine de sürecin kolay olmayacağını ifade etti:
"12 Ocak'ta Moskova'da yapılacak toplantıda basına açıklama yaparlarsa orada satır aralarından bir şeyler sezeriz. Ben onun öyle çok kolay yürüyeceği kanaatinde değilim. Çünkü geçmişteki birtakım adımlarda da hep zamana yayıldı, hızlı ilerleme olmadı. Kaçan fırsatlar vardı. Ermenistan böyle bir normalleşmeye daha çok ihtiyaç duyuyor. Çünkü Paşinyan savaşı kaybetmiş biri olarak böyle bir normalleşmeyi ancak seçimlerden sonra aldığı yeni güç ve güvenle başlatabildi. Ermenistan'ın daha fazla ihtiyaç duyması daha hızlı adım atılmasını kolaylaştırabilir, bilemiyorum, zaman gösterecek."
Ünal Çeviköz, başka üzerine de Türkiye'nin, S-400 konusundaki adımlarının, Pakistan ile planlanan helikopter projesinin iptal edilmesine yol açtığını söyledi. ABD'nin, Türkiye'ye yönelik bu ambargosunun, milyarlarca dolarlık kayba yol açtığını söyleyen Çeviköz, pazara yeni giren bir ülke açısından bu tutarın büyük bir kayıp olduğunu vurguladı.
Bir başka soru üzerine de Çeviköz, Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan atamaları eleştirdi ve diğer kurumlarda olduğu gibi "liyakat değil, sadakat esaslı atamalar yapıldığını" söyledi.
Millet İttifakı'nın iktidara gelmesi halinde bakanlıkların partilere göre dağılımının nasıl olacağının sorulması üzerine de Çeviköz, bu konuların seçimlerden önce görüşülerek karara bağlanmasının doğru olacağını dile getirdi. Çeviköz, seçimlerden sonra bir "onarım hükümeti" kurulacağını, bunun uzman ve teknokrat niteliğine sahip olması gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin dış politikada öngörülebilir, güvenilir ve inandırıcı olmadığını belirten Çeviköz, bazı ülkelerle normalleşme adımları atılmasını da şöyle değerlendirdi:
"Her normalleşme çabasının arkasından birkaç milyar dolar çıkıyor. Bir muhasebesi var bu işin. Olay, dış politikayı düzeltmek maksadıyla değil, ekonomik bakımdan ülkenin sıkışıklığının önünü açmak maksadıyla bazı palyatif tedbirler olarak, hamleler yapılıyor."
Avrupa Konseyi'nin Osman Kavala davası bağlamında Türkiye'ye yönelik tutumuna ilişkin soru üzerine de Çeviköz, Kavala'nın serbest bırakılmasını umduğunu söyledi:
"Yargıya müdahale olmazsa; işin doğası gereği şimdiye kadar çoktan Osman Kavala'nın serbest kalması gerekirdi. Çünkü Türkiye Anayasa'nın 91.maddesine göre AİHM kararlarını uygulamakla yükümlüdür. Ben Türkiye'nin bu şekilde muameleye maruz kalmasını hak etmediği düşüncesindeyim. Bu yanlıştan dönülecektir diye ummak istiyorum."