Döviz kurundaki artış ve piyasalardaki hareketlenme sonrası CHP MYK olağanüstü gündemle toplandı.
Saat 12.00'da başlayan toplantının sona ermesinin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, saat 15.00'de kameraların karşısına geçti.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:
Doğrusunu isterseniz söze nereden başlayacağımı bilmiyorum. Öyle bir karamsar atmosfer yaratıldı ki çıkış arıyoruz. Demokrasi için de çıkış arıyoruz. Milleti rahatlatacak bir çıkış arıyoruz.
Öyle bir noktaya taşıdılar ki bir tarafta mutfakta yangın var, diğer tarafta piyasalarda güvensizlik var. Böyle bir tabloyu Türkiye hiç yaşamadı.
Devlette Liyakati yok ettiler, devleti çürüttüler. Devlet aklı denilen kavram tümüyle bitti. Şahsım hükümetinin aklı var başka kimsenin yok ülkede… 2018 Ağustos’undan beri uyarıyorum. Ülkesini seven, ülkesine 27.5 yıl hizmet eden bir kişi olarak daha kriz kapıdayken sorumluluk hissederek uyardım. Neler yapması gerektiğini de madde madde açıklıyorum. En cahil insanın bile anlayabileceği dili kullanmaya özen gösterdim ama uyulmadı sonra kriz çıktı. 2020’de kriz buhrana dönüşmek üzereyken de açıkladım. “Yanlış yapıyorsunuz” dedim. Buhran olursa fatura millete çıkacak dedim ama yine dinlemedi. Geldiğimiz nokta kritik nokta. Fakir fukaranın çocukları açlığa mahkum edilecek. Açlık fakir fukaranın kapısındadır. İnsanlar çocuklarını doyuramayacaklar.
Ben size 21. yüzyılın Türkiye’sinden ve 20 yıldır Türkiye’yi yöneten bir iktidardan bahsediyorum. Devleti bir kişi teslim almış durumda. Bu tablo kaldırılacak bir tablo değildir. Sorumlu bellidir, açıktır sorumlu. ‘Her şeyin sorumlusu benim’ diyen Erdoğan’dır sorumlu. Sarayda oturan zattır sorumlu.
Defalarca uyardım. Kendi ülkende, kendi vatandaşına dolarla borçlanma dedim. ‘Hayır ben borçlanacağım’ dedi. Hani sen milli, yerliydin! “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Londra’daki bir avuç tefeciye teslim etme” dedim.
Ekonomide, mutfaklarda var yangın. Defalarca söyledim. Bir anayasal kurum var; Ekonomik ve Sosyal Konseyi… Bir çağır bunları, bu yangını nasıl söndürebiliriz bir çağır, konuş dedim. Yapmadı. Bir kibrin devlete maliyetidir bugün yaşadıklarımız. Kibirli insanın bir ülkeye hizmet etme şansı yoktur.
İsrafı, yolsuzluğu bırakın engellemeyi, yapanları devletin en önemli kurumlarının başına getirdiler. Böyle bir tabloyu vicdanı olan herhangi bir vatandaş kabul edebilir mi? Bütün bu tabloların tek sorumlusu vardır. Kifayetsiz, kibirli Erdoğan’dır. Kibrini yenememiştir teslim olmuştur. Toplumun başına bu belaları getiren kişi budur.
Açtığı belalardan nasıl kurtulabilir bunun arayışı içinde neymiş dış mihraklarmış… Neymiş efendim ekonomik modellermiş… Ne dış mihrakı kardeşim? Dışardan kimliği belirsiz 13 milyar dolar para geldi, kimin parasıydı bu para? Sen dış mihraklar diye kimden söz ediyorsun? Dış mihraklar kim, çık söyle. Milleti kandıracağını zannediyor, millet artık yemiyor bunları cebindeki paraya, mutfağına, elektrik faturasına bakıyor. Dış mihraklar sana bunu yaptırdıysa senin zaten orada olmaman lazım. Her gelenin kandırdığı bir adam Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetebilir mi? Dış mihraklar demek “Beni kandırdılar” demektir. Çocuk musun sen?
Erdoğan ve şürekasının tek bir hedefi vardır Türkiye’yi, insanımızı fakirleştirmek. Dolar baronlarına hizmet edenler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına hizmet edemezler. Türk Lirası’nın değerini koruyamayan kişiye milliyetçi denilemez zaten. Bunlar gayri millidir. Destekleyenler de gayri millidir. Yangından kurtarmak boynumuzun borcudur. ‘Türkiye düzelir mi…’ Evet düzelir! Sandığı getir kardeşim, demokrasilerde milletten kaçılmaz.