CHP Sözcüsü Tezcan, toplantının ardından yaptığı açıklamada, Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve yazarları hakkındaki davanın, bu haftaki toplantının en önemli gündem maddesi olduğunu söyledi.
Muhalif gazetecilere yönelik "kumpas" davalarının devam ettiğini belirten Tezcan, "Cumhuriyet gazetesi iddianamesi ortaya çıktı. Yargılanmaların bugün üçüncü günü. Dehşet verici iddialarla karşı karşıyayız. Bu dehşet verici iddialar sanıkların fiilleri, eylemleriyle ilgili 'dehşet vericilik' değil, yargının düştüğü durumla ilgili dehşet verici bir tabloyla karşı karşıyayız. Gazetecilik yargılanıyor. İddianamenin tamamı içinde suç yaratmak için sanıkların gazetecilik faaliyetleri suç gibi tarif ediliyor." ifadelerini kullandı.
"UYDURUK DAVALAR BERAATLE SONUÇLANMALI"
İddianamedeki ifadelerden örnekler veren Tezcan, şöyle konuştu:
"Buradan bütün yargıçlara ve savcılara seslenme ihtiyacı duyuyoruz; Adil olun, adaletle davranın. Tek yol adalet, başka bir yol yok. Bugünün zalimleriyle zulüm ittifakı kurmanın bir hazzı, konforu, rahatlığı olabilir ama unutmayın ki dünün zalimleriyle bir zulüm ittifakı kuranlar bugün hangi halde dönüp bakın. Onlardan ibret alın ve hukukçu gibi davranın, hakim gibi, savcı gibi davranın. Yapılacak en doğru şey derhal tahliye kararı verip önce gazetecileri özgürlüklerine kavuşturmak, ondan sonra da bu uyduruk davaları bir an önce beraatle sonuçlandırmaktır."
"ŞİDDETLE İTİRAZINI GEREKTİRİR AMA BAKIYORUZ Kİ..."
Türkiye'de bir "parti devleti" oluşturulduğunu öne süren Tezcan, AK Parti'nin de bir devlet partisi olduğunu savundu. Bütün devlet bürokrasisinin, partinin bir parçası olduğunu ileri süren Tezcan, "Devletin istihbarat kurumları aracılığıyla parti dizayn edilmeye çalışılıyor. Bir köşe yazarı çıkıp diyor ki 'MİT ve MASAK devreye sokularak metal yorgunluğunu gidermek için parti kadrolarında gerekli değişiklik yapılacak.' Bu olayın sadece ifade edilmesi bile AK Parti çevrelerinin şiddetle itirazını gerektirir ama bakıyoruz ki köşe yazısına karşı AK Parti Genel Başkanından tık yok. AK Parti yönetiminden itiraz yok." diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan'ın henüz milletvekili değilken FETÖ'nün silahlı kuvvetler içindeki örgütlenmesini anlatan bir flash diski yetkililere verdiğini belirten Tezcan, o dönemde bu bilgilerin değerlendirilmediğini ve Özkan'ın 6 yıl cezaevinde yattığını anlattı.
ERDOĞAN'IN LOZAN AÇIKLAMALARI
Lozan'ın 94'üncü yıl dönümü olduğunu anımsatan Tezcan, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda birer yıl arayla yaptığı konuşmalardan örnekler vererek, bunlar arasındaki çelişkilere dikkat çekti.
Hamasi milliyetçilik yapma hesabında olanların, Ege'deki Türk adalarını Yunanistan işgaline terk eden 15 yıllık uygulamalarının hesabını millete vermek zorunda olduğunu belirten Tezcan, Türkiye'nin, Avrupa Birliği sürecinden koparan, Ortadoğu'ya hapseden bir dış politika anlayışının içine yerleştirildiğini savundu.
Tunceli'de CHP tarafından, terör örgütü PKK tarafından katledilen öğretmen Necmettin Yılmaz'ın anısına bir yürüyüş yapıldığını anımsatan Tezcan, teröre milletle beraber karşı çıkma zamanı olduğunu, huzur istediklerini söyledi.
"OLAĞAN KURULTAY TAKVİMİMİZ BAŞLAMIŞTIR"
Tezcan, bir gazetecinin, olağanüstü kongrenin MYK'da gündeme gelip gelmediğine ilişkin sorusuna, "Gündemimizde olağanüstü kurultay diye herhangi bir konu yoktur. Olağan kurultay takvimimiz başlamıştır, o takvim devam ediyor. Olağan kurultay takvimimize uyacağız." yanıtını verdi.
HDP'nin "vicdan ve adalet nöbeti" adıyla başlattığı eyleme CHP'nin destek verip vermeyeceğine ilişkin bir soru üzerine ise Tezcan, eyleme katılıp katılmama konusunun ayrıca değerlendirileceğini belirterek henüz bir değerlendirme yapılmadığını kaydetti.
Tezcan, HDP'nin eylemine katılımcıların alınmamasıyla ilgili bir soruya karşılık verirken de şunları kaydetti:
"Devletin güvenlik güçlerinin, masum ve demokratik eylemlere engel olmak yerine imkan ve fırsat tanıyıp sadece eylemi yapanların güvenliğini sağlama kaygısıyla hareket etmesi, hükümetleri küçültmez, büyütür. Onun dışında atılacak adımlar Türkiye'de demokrasiye, hukuk devletine, hükümetin itibarına zarar verir ancak görüyoruz ki mevcut hükümet bu değerleri ve bu çerçevede bir itibarı koruma kaygısında görünmüyor."
AA