CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu'nun 25 şehit için bölgeye gelen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'e hediye vermesini eleştirerek, "Siz neyin kutlamasını yapıyorsunuz beyler? Ben bu zihin bulanıklığını, bu akıl tutulmasını, bu sağduyu iflasını izah edebilecek bir kelime bulamıyorum" dedi.
Genel Merkez'de Parti Meclisi (PM) toplantısı öncesi bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Afyonkarahisar'da 25 askerin şehit olmasıyla sonuçlanan olaya değinen Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet tarihi boyunca, sadece son birkaç haftada yaşanan vahim olayların bir benzerinin, Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşmiş olabileceğine ihtimal vermiyorum.25 ana kuzusu akıldışı, izan dışı bir şekilde can verecek, bölgeye giden Genelkurmay Başkanı ve o ilin valisi hem de milletin gözünün içine baka baka birbirlerine halı kilim verecek, hediyeleşecekler. Birbirlerini üstün başarılarından dolayı plaketle ödüllendirecekler. Siz neyin kutlamasını yapıyorsunuz beyler?Ben bu zihin bulanıklığını, bu akıl tutulmasını, bu sağduyu iflasını izah edebilecek bir kelime bulamıyorum. Gerçekle, devlet terbiyesiyle, vicdanla ilişkisini kesmiş bir iktidar dönemine, bu ülke bu güne kadar hiç şahit olmamıştır" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kendi adamlarına sahip çıkmakla suçlayan Kılıçdaroğlu, "Onların sonsuz bir dokunulmazlığı var.Yasalar onlara işlemiyor, kurallar onlar için çalışmıyor. Onlar hesap vermiyor. Bunun günümüzdeki en tipik örneği ÖSYM Başkanıdır…Başbakan: “Ben kendi adamlarımı yedirmem” diyor. Hangi görüşe sahip olursa olsun, hangi inancı taşırsa taşısın, bütün vicdan ve insaf sahibi kişilere sesleniyorum,Halkıma sesleniyorum: Gelin Türkiye’ye vicdanını yeniden kazandıralım.Gelin Başbakan kendi adamlarını korurken, biz de kendi adamlarımızı, yani halkın çocuklarını koruyalım. Şehit analarının hukukunu koruyalım,Bu ülkenin çocuklarının kanının, canının ucuz olduğu zannına kapılan bu zalimlerden hesap soralım.Kimse bir daha “3-5 Mehmet’in ne önemi var” diyemesin.Sorumluluk sahibi bakanlar “Allah’ın takdiri” diyerek sorumluluğundan kaçamasın. Yoksa bu zulmün vebaline sesi çıkabilecekken çıkmayanlar, kalemi varken yazmayanlar da ortaktır.Anaların ahı, bu zulme seyirci kalan herkesin yakasına yapışacaktır" diye konuştu.
Afyonkarahisar'da yaşanan olayın CHP olarak ilk günden bu yanan takipçisi olduklarını, olayın bütün yönleriyle araştırılıp, ortaya çıkarılmasını sabırsızlıkla ve titizlikle bekleyeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Halkımız henüz bu olayla ilgili olarak bilgilendirilmedi.Tıpkı Uludere bombalamasında olduğu gibi,Tıpkı düşen savaş uçağımızda olduğu gibi.Sayın Genel Kurmay Başkanının, “Her şey ortada” diye bir beyanatı var.Sayın Başbakan, Genelkurmay Başkanı’nın dediği gibi, eğer her şey ortadaysa niye çıkıp bir açıklama yapmıyorsun.Şehitler, bu milletin şehitleri, bu halkın evlatları. Hepimizin bilmeye hakkı var. Çık ve ne olup bittiğini açıkla, fakat gerçekleri açıkla, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık makamına yakışır biçimde, yalan söylemeden açıkla"
Konuşmasında Türkiye'nin Suriye politikasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, "Dış politikada çapsızlık, öngörüsüzlük, içine düşülen yalnızlık. Aslında Erdoğan da dış politikadaki basiretsizliğinin farkında, o nedenle saldırganlaşmış durumda.Kimse kendisini ciddiye almıyor. Irak, İran ve Suriye üçgeninde Tayyip Erdoğan’ı dinleyen kimse yok. Bugün uyguladığı politika, Suriye bölgesinde hem El-Kaide militanlarının hem de PKK terör örgütünün amaçlarına hizmet ediyor. Kızdıkça bizi Baas'çılıkla suçluyor. Esas yerli Baas Partisi AKP’dir. Zaten kol kola girenler de onlardır.Esad ülkesinde ne yapıyorsa, Erdoğan’da ülkesinde aynısını yapıyor.Özgürlüğü kısıtlıyor, medyayı sansürlüyor, yargıya talimat veriyor, muhalifleri hapse attırıyor, güvenlik güçlerini halka karşı kullanıyor." dedi.
Başbakan Erdoğan'ın 'Terörün hedefi biziz" yönündeki sözlerine atıfta bulunan Kılıçdaroğlu konuşmasının şöyle sürdürdü: "Terörün hedefi AKP değil, terörün hedefi Türkiye Cumhuriyetinin bütünlüğüdür Ne yazık ki Sayın Başbakan bu girişimi de kendi üzerine alıyor ve soruna yönelik doğru teşhisi koyamıyor. Bundan bir yıl önce iftar sofralarında kendisi “bıçak kemiğe dayandı” diye bağırıyordu. Bundan 3 ay önce Sayın Beşir Atalay’a göre örgüt silah bırakacaktı.Bundan 1 ay önce Milli Savunma Bakanı “terörle mücadele iyi gidiyor” diye açıklaması yapıyordu. Bugün geldiğimiz noktada AKP soruna doğru teşhisler koyamadığı için, doğru tedaviler de uygulayamıyor. Tabii ki Sayın Başbakan yine her zaman ki gibi topu taca atıyor. Alı al, moru mor konuşması terör karşısındaki basiretsizliğinden kaynaklanıyor. Yanlış doktor, doğru çözüm vermez. AKP bu hastalığa şifa olmaz.Biz, bir günde kimseyle dost olacak kadar hafif, dost dediğimizin arkasına bıçakla yaklaşacak kadar da alçak olmadık. CHP dün ne diyorsa, bugün de onu diyor. Biz dün bölgede barış ve demokrasi istiyorduk, bugün de barış ve demokrasi istiyoruz. "
Konuşmasının sonunda okulların açılmasına değinen ve 4+4+4 sistemini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Türkiye son bir yıldır aralıksız süren, AKP felaketlerinin en korkunçlarından biriyle karşı karşıya kalacak.Türkiye’ye, 21. Yüzyılı kaybettirmek için yapılan en büyük tezgahın uygulanma tarihidir 17 Eylül.Direnmek CHP’nin genetiğinde var. Onun için sonuna kadar direneceğiz. Bu örtülü köleleştirme oyununu bozacağız.Çünkü ben bu ülkedeki annelerin gücünü biliyorum. Annelere güveniyorum. Annelerin çocuklarımızın geleceği için yapacağı fedakarlığı herkes görecek.Nene Hatunun torunları, bu ülkenin 5,5 yaşındaki çocuklarına “gerizekalı” damgası vuran bu edepsizliğe, hak ettiği cevabı mutlaka verecektir. Anneler, gücünüzü gösterin" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz