CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Turizm sektöründe çalışan yüz binlerce insanımız aç, susuz nasıl yaşayacaklarını düşünüyorlar. En azından bu insanlarımız için Kısa Çalışma Ödeneği'nden yararlanma koşullarında bir rahatlama yaratmak lazım." dedi.
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, internet üzerinden elektronik ortamda karnelerini alan öğrencileri kutladı.
Türkiye'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarının ilk kez görülmesinin üzerinden 100 gün geçtiğini ve bu sürede 4 bin 882 vatandaşın hayatını kaybettiğini belirten Öztrak, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diledi.
Bilim Kurulu'nun öneri ve yönlendirmelerine göre hareket edildiğinde günlük hasta sayısının 700'lere düştüğünü anlatan Öztrak, "Ne zaman ki Bilim Kurulu yerine saray kendi gönül kurulunu dinlemeye başladı hasta sayıları yeniden hızla arttı. Son bir haftada günlük ortalama hasta sayısı 1430, oysa normalleşme sürecine beraber başladığımız İtalya, İspanya gibi ülkelerde günlük hasta sayıları 300'lü rakamlara kadar indi." diye konuştu.
Salgından çıkış ve yeni normale uyum sürecini yönetmenin zor olacağını haftalardır söylediklerini belirten Öztrak, her işte olduğu gibi bu sürecin başarısında da güvenin en büyük sermaye olduğunu vurguladı.
Bilim Kurulu kararlarının kamuoyu ile paylaşılması gerektiğine işaret eden Öztrak, "Haftalardır bu önerilerimizi dile getiriyoruz ancak saray hükümeti hem durumun ciddiyetinin farkında değil hem de yaptıklarının ya da yapamadıklarının, yapmadıklarının millet tarafından denetlenmesi işine gelmiyor." dedi.
Öztrak, hükümetin salgını ele alış biçimine olan güvensizliğin giderek arttığını savundu.
- LGS ve YKS
LGS ve YKS'nin gerçekleştirileceğini ve sınav günlerinde sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacağına dair alınan kararı hatırlatan Öztrak, şunları kaydetti:
"Bu karar yeterli değildir, salgın yayılım hızının arttığı şu günlerde milyonlarca öğrencimiz kapalı alanlarda saatlerce ter dökecek. Haklı olarak pek çok bilim ve tıp insanımız bu konuda kaygılarını, endişelerini dile getiriyor. Öğrenciler ve aileleri de son derece tedirgin ama ne öğrencilerimizin ne ailelerimizin ne de bilim insanlarımızın sesleri saraya ulaşmıyor. Milyonlarca gencimizin sağlığı hangi daha önemli gerekçeyle riske atıldı bunu bilmek hepimizin hakkı."
- "Milletimizin yanında olun"
Almanya'nın Türkiye'yi riskli ülkeler listesine aldığını belirten Öztrak, Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinin hayalet şehirlere döndüğünü söyledi.
Faik Öztrak, "Turizm sektöründe çalışan yüz binlerce insanımız aç, susuz nasıl yaşayacaklarını düşünüyorlar. En azından bu insanlarımız için Kısa Çalışma Ödeneği'nden yararlanma koşullarında bir rahatlama yaratmak lazım. Devletin şefkatli elini bu yurttaşlarımıza uzatın, turizmciyi rahatlatmak için konaklama vergisi ve turizm tanıtma fonu kesintilerini tamamen kaldırın. Bu zor gününde bu insanların, milletimizin yanında olun." dedi.
İstihdam Kalkanı Paketi'ne yönelik de değerlendirmelerde bulunan Öztrak, şu görüşlerini paylaştı:
"18 yıllık iktidarlarında bugüne kadar 20 tane paket açıkladılar. Bunun 15'i istihdam paketi, 5'i ise istikrar ve reform paketi. Sosyete damadın geçen yıl açıkladığı istihdam paketinin sonucu ortada. Damat yerel seçimlerin hemen öncesinde yanına oda başkanlarını da alarak milletin gözünün içine baka baka 2,5 milyon kişiye istihdam sağlama, iş sağlama sözü verdi. Sene sonunda bir de baktık ki bırakın 2,5 milyon kişiye yeni iş sağlamayı işi olan 658 bin yurttaşımız işinden olmuş."
İktidarın 21. paketi açıklamaya hazırlandığını anlatan Öztrak, "Bu paketle işçilerimizin alınteri olan kıdem tazminatını paketlemeye ve gasp etmeye hazırlanıyorlar. İşverenlerle, sendikalarla görüşüyorlar ama bir de bakıyorsunuz Türkiye'deki bazı büyük işçi sendikalarını, DİSK gibi oraya çağırmıyorlar. Şunun açıkça altını çizeyim gasbetmek istedikleri kıdem tazminatlarında emekçilerimizin çocuğunun, torununun hakkı var, düğün ve kefen parası var." diye konuştu.
Öztrak, 25 yaş altındaki gençlere ve 50 yaş üzerindeki çalışanlara esnek istihdam getirmekten bahsedildiğini vurgulayan Öztrak, bunun kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi iş hukukunun sağladığı pek çok güvence olmadan ve çalışanlar korunmadan onları çalıştırmak demek olduğunu savundu.
Esnek çalışmanın neo-liberalizmin emir ve tavsiyesi olduğunu ifade eden Öztrak, "Erdoğan neo-liberalizmin emir ve tavsiyelerini bir de İslam iktisadi paketine sararak milletimize yutturmaya çalışıyor. Neo-liberal politikaların emir ve tavsiyeleri ne zamandan beri İslam iktisadi oldu Sayın Erdoğan? Peygamberimiz 'işçiye hakkını alın teri kurumadan veriniz' diye emretmiş. Bunlar ise işçilerimizin alın terini ve tüm kazanımlarını şu salgın döneminde iç etmeye hazırlanıyorlar." dedi.
Öztrak, salgın döneminde pek çok ülkede hükümetlerin çok zorunlu işler hariç işçilerini evlerinden çıkarmadığını anlattı.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonunun 2020 küresel haklar endeksini yayınladığını belirten Öztrak, Türkiye'nin işçi hakları açısından dünyada en son sırada yer alan 10 ülke arasında olduğunu bildirdi.
Hükümetin Mart 2020 dönemi itibarıyla 15-24 yaş arasındaki her 100 gençten ancak 27'sine iş bulabildiğini ifade eden Öztrak, "Hükümet, ülkemizin en büyük serveti olan gençlerimize ne iş ne de eğitim verebiliyor." dedi.
- "Biz Hamza'dan rahatsız olmuyoruz"
Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Hamza Yerlikaya'nın kamu bankasının yönetim kuruluna atamasına ilişkin eleştiriler üzerine bir AK Parti milletvekilinin "Hamza'dan rahatsız oluyorsanız vatan sevginizden şüphe etmeniz lazım." dediğini aktaran Öztrak, "Biz Hamza'dan rahatsız olmuyoruz, Hamza'yı devletin bankasının yönetimini atayıp milletin diline pelesenk edenlerden rahatsızız, asıl bunların vatan sevgisinden şüphe ediyoruz. Hamza kardeşim sen dünya şampiyonusun, sarayın senin altın adını bakıra çıkartmasına izin verme, o bankanın yönetiminden derhal istifa et." ifadelerini kullandı.
Diğer ülkelerin varlık yönetim fonlarının dünyanın en itibarlı en güvenilir şirketlerin hisselerini satın alarak kendilerinden sonra gelecek nesillerin yararlanacağı kaynakları garanti altına aldıklarını anlatan Öztrak, Türkiye'de ise varlık fonuna devredildikten sonra iflah olan tek bir şirketin olmadığını öne sürdü.
Bütçe gelirlerinin ancak maaş, ücret ve faize yettiğini söyleyen Öztrak, "Şimdi de paralel bütçe olan varlık fonu üstünden eski düzeni nasıl sürdürürüz buna bakıyorlar." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun sosyal medyadan bir gazeteciye yönelik paylaştığı ifadelere ilişkin Öztrak, "Gazetecinin üslubunu, haberini sorunlu buluyorsanız açarsınız telefonu meramınızı anlatırsınız, küfür etmek, hakaret etmek nereden çıktı? Üzülerek söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde devlet kurumları hiç bu kadar çürümemiş hiç bu kadar süflileşmemişti." dedi.
ABD eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın bir kitap yayınlayacağını, bazı bölümlerinin basına sızdığını söyleyen Öztrak, kitapta ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talebi üzerine Halkbank davasına müdahale ederek, savcıları değiştirme sözü verdiğinin yer aldığını anlattı.
Öztrak, "Kitapta Trump'ın damadı ve danışmanı Jared Kushner ile Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak arasında bir bağlantı olduğunu belirtiyor, buna da damat kanalı adını takmış. Bu iddiaların Türkiye'deki muhataplarına soruyorum, Trump'tan Halkbank davasına müdahil olmasını istediniz mi, istedinizse neden istediniz? Kitapta adı geçen damat kanalı nedir? Bu kanaldan hangi işler gelip geçmektedir?" dedi.
Hükümetin TBMM'ye yeni bir bütçe getirmek yerine parti grubundan ikrazen özel tertip DİBS çıkarma yetkisinin artırılmasını istediğini öne sürerek bunun "Siz bana ilave borçlanma izni verin, TBMM olarak gerisine siz karışmayın" demek olduğunu savunan Öztrak, "Bu yaklaşım sarayın Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni nasıl itibarsızlaştırmaya, nasıl devre dışı bırakmaya çalıştığının bir başka göstergesi. Artık laf üretmeyi bırakın, algı yönetmeye çalışmayın." diye konuştu.
Kurban Bayramı'na 2 aydan az bir süre kaldığını hatırlatan Öztrak, emeklilere ödenecek ikramiyenin 1500 lira yapılmasını istedi.
Öztrak, LGS sınavına girecek öğrencilere zihin açıklığı ve başarı diledi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Öztrak, baroların yapısı ve seçim sisteminde değişiklik yapılması düşüncesi ve bazı baroların buna ilişkin gerçekleştirdikleri yürüyüşlere ilişkin bir soru üzerine, iktidarın meslek kuruluşlarının görüşünü almadan bu kuruluşlara müdahale ettiğini öne sürdü.
- "Barışçıl protesto hakkının kullanılmasıdır"
Bunun son derece yanlış bir uygulama olduğunu savunan Öztrak, "Dünyanın neresinde ilgililere sormadan devletler, bu tür hükümetler, bu tür düzenlemeleri yapmaya kalkarlarsa oradaki sivil toplum kurumları buna tepki gösterirler. Baroların yapmakta oldukları yürüyüş anayasal, anayasada yer alan itiraz etme, protesto etme hakkının barışçıl protesto hakkının kullanılmasıdır, biz buna bu şekilde bakıyoruz." dedi.
Öztrak, CHP'nin dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin 2016 yılındaki tavrı hatırlatılarak, gelinen noktada değişiklik olup olmadığına ilişkin soru üzerine, şunları söyledi:
"Cumhuriyet Halk Partisi'nin o dönemde seçilen her milletvekili, birkaç dönem üst üste, kürsü dokunulmazlığı dışında tüm dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda noter kağıdı imzalamıştı, buna onay vereceği... Dolayısıyla bizim burada başka bir adım atmamız mümkün değildi. Ama bugün geldiğimiz noktada dokunulmazlıkların kaldırılması meselesinin iktidar tarafından alabildiğince, saray yönetimi tarafından alabildiğince istismar edildiği iyi niyetin suistimal edildiğini çok açık seçik görüyoruz."
Anayasa Mahkemesinin eski CHP Milletvekili Eren Erdem ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili aldığı karara ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine ise Öztrak, "Anayasa mahkemesinin kararı ilk bakışta sanki Ankara'da da hakimler varmış dedirtecek bir karar gibi gözüküyor ama kararın tamamına dönüp baktığınız zaman aynı itirazın içinde bulunan birçok hususun uluslararası kabul görmüş hukuk normlarına uygun olmasına rağmen dikkate alınmadığı ortaya çıkıyor." dedi.
Türk heyetinin Libya'da yaptığı görüşmelere ilişkin soru üzerine, "Kapsamlı bir heyetle oraya gitmesine bir şey dememekle birlikte Libya'ya Hazine ve Maliye Bakanı'nın gitmesinin nedenini çok fazla anlayabilmiş vaziyette değilim. Çünkü orada sonuç itibarıyla bir iç savaş sürüyor, daha henüz savaşın yaralarının sarılmasının düşünüldüğü noktaya gelinmiş vaziyette değil. O nedenle Libya'ya böyle bir heyetin gönderilmesini yadırgamamakla birlikte bazı bakanların neden oraya gittiğini anlamakta güçlük çekiyorum." yanıtını verdi.
TBMM Başkanlığı seçimine yönelik CHP'nin bir hazırlığının olup olmadığına yönelik soru üzerine ise Öztrak, "Her zaman olduğu gibi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu da bir aday gösterecektir, bu konuyu meclis grubumuz açıklayacaktır." dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz