CHP, Sarıgül hakkındaki raporu açıkladı
ANKARA (İHA) - CHP tedbirli olarak 'kesin ihraç istemiyle' Yüksek Disiplin Kurulu'na sevkettiği Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet iddialarının yer aldığı raporu açıkladı. Rapora göre, Sarıgül milyar dolarlık ranta aracılık etti, 300 bin dolar rüşvet aldı.
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında CHP'nin hukukçu milletvekilleri Mehmet Ali Özpolat, İsmet Atalay ve Sırrı Özbek'in hazırladığı raporu açıkladı. Sav, gerek İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nce hazırlanan dosya ve gerekse Tevdi Raporu birlikte incelendiğinde Şişli Belediyesi'nde imar uygulamalarında yolsuzluk, rüşvet ve haksız kazanç elde olaylarında Sarıgül'ün hiç bir sorumluluğunun olmadığını söylememenin imkansız olduğunu kaydetti. Parti içinde kurulan ve üç milletvekilinin görev aldığı komisyonu sadece bu dosyalarla yetinilmediğini, Şişli Belediyesi'ndeki imara aykırı başka uygulamaları da incelediğini belirten Sav, "Üzülerek söylemek gerekir ki, incelemelerden çıkan sonuç hiç de iç açıcı değildir" dedi. Tevdi Raporu'nda Sarıgül'ün görevini ihmal ettiğini ve suç işlediğini belirtildiğini aktaran Sav, konuşmasına şöyle devam etti:
"Garanti İş Merkezi'ndeki 7 kaçak katla ilgili olarak Yapı Kullanma İzin Belgesi alınabilmesi için yaşanan olaylar başlı başına ibret belgesidir. Şişli Belediyesi'nde yolsuzluk ve rüşveti çok çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir. Yapı Kullanma İzin Belgesi alınamayınca Sarıgül ile diyaloğu çok iyi olan Nurettin Tarkan Baykara bulunmuş ve başkanın bilgisi dahilinde Belediye Başkan Yardımcısı Osman Arslan'ın belgeyi imzalaması sağlanmıştır. Bu imzaların bedeli de 300 bin dolarlık rüşvet olmuştur. Yapı Kullanma İzin belgesi Şişli Belediye yetkilileri tarafından ilgili dosyadan yok edilmiş ve İçişleri Bakanlığı müfettişinin olayı ortaya çıkarması engellenmiştır. Üç milletvekili arkadaşımızdan oluşan komisyon müfettişin erişemediği Yapı Kullanma İzin Belgesini bulmuştur."
Sav, söz konusu belgeye göre 300 bin doların 'borç' adı altında verildiğini daha sonra ise bunun geri alındığının belirtildiği oysa yapılan telefon görüşmelerinden durumun böyle olmadığının anlaşıldığını söyledi.
