CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yerel seçim sonuçlarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, yerel seçimde neden bekledikleri sonucu alamadıkları yönünde bir soruya "Benim samimi inancım, bizim en azından 30'u aştığımız şeklindedir ama seçim sandıklarındaki oy çalmalar ve buna benzer pek çok olay böyle bir tablonun ortaya çıkmasına yol açtı. Mesela biz Ankara'da seçimi kazanmıştık. Bir anlamda sandıklarda kaybettik" dedi.
AK Parti'nin yerel seçimlerde 2 milyon oy kaybettiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Yüzde 50'lerden, 55'lerden söz ediyorlardı. Sonunda de oldu? Yüzde 43 oldu. Demek ki bu toplumun en azından yüzde 57'lik bir karşıtlığı var ve bu giderek artıyor" şeklinde konuştu.
CHP lideri şunları söyledi:
Parti olarak bizim bu seçimlerde bir beklentimiz vardı, her siyasi partinin olduğu gibi. Biz, yüzde 31-32 çıtasını aşabileceğimizi düşünüyorduk ve bütün çalışmalarımızı, stratejilerimizi bunun üzerine inşa etmiştik. Kamuoyu yoklamaları vardı, 28-32 bandında gidip gelen. Şu da vardı, oyumuz sürekli artıyordu. Bu artışın 17 Aralık olaylarından sonra biraz yükselebiceğini, beklentimizin de üzerinde yükseklik yakalayabileceğimizi düşünmüştük ama o gerçekleşmedi. Bunun nedenlerine bakmamız gerekiyor.
Neden gerçekleşmedi? Eleştiriler geliyor, 'Siz, seçimi tümüyle yolsuzluk üzerine inşa ettiniz' söylemleri. Bu nedenle 'Toplum, yolsuzluklar konusunda çok duyarlı değil, herkes çalıyor ve bunlar da çalıyor. Ne var bunda?' diyen bir toplum kültürünün oluştuğu şeklinde eleştiriler geliyor ve 'Böyle bir kültürde sizin sürekli yolsuzlukları dillendirmeniz doğru olmaz' deniyor.
(Yolsuzlukların üzerine gitmenize rağmen beklediğiniz oy neden gelmedi?) Gelmedi ama o insanların vicdanlarının bir yerinde duruyordur çünkü önümüzdeki süreç içinde parlamentoya fezlekeler gelecek. Bütün bu yolsuzluk haberlerine karşın toplumun önemli bir kesimi yolsuzluk olduğunun haberini bile bilmiyor. Böyle bir gelişmeden bilgi sahibi değil. Bu da çok önemli. Toplumun önemli bir kesimi, özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren yurttaşlar, bu haberlerin doğru olmadığını, Başbakanı zor duruma sokmak için bu haberlerin üretildiğini düşünüyorlar. Önümüzdeki günlerde fezlekeler görüşülecek, soruşturma komisyonları kurulacak, bunların gerçek olduğu biraz daha net toplumun önüne konulacak."
Her sandıkla ilgili temsilcilerin bulunduğunu ve bu kişilerin süreci sonuna kadar takip etmesi yönünde uyarıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Bazı yerlerde diyelim ki bizim oy oranımız düşük olduğu zaman, sandık görevlisinin sandığı terkettiği söyleniyor. Bizim aslında şikayet etme hakkımız yok. Sonuçta oyların şu veya bu şekilde çalındığını iddia ediyorsan orada adamını tutacaksın, sandığın başında kalacak, elektrikler söndüğü zaman orada duracaksın, kesinlikle izin veremeyeceksin çuvallara veya sandığa müdahale edilmesine bunun aksadığını görüyoruz.''
Kendilerinin ıslak imzalı tutanakları da genel merkeze istediklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Eğer ıslak imzalı tutanaklar bize gelmiyorsa, o zaman bir sorunumuz var demektir, bunlar üzerinde duruyoruz'' dedi.
(Sosyal medyada yer alan, CHP'nin Prof. Deniz Ülkü Arıboğan'a Cumhurbaşkanlığı adaylığı teklif ettiği iddiaları) İlk kez duyuyorum ben de. Benim aldığım istihbarata göre de böyle bir şey yok. Yok öyle bir şey
Henüz erken ve isim telaffuz etmek doğru değil. Çünkü bugünden herhangi bir ismin deklare edilmesi onun yıpranmasına yol açabilir. Zamanı geldiği zaman oturulur, konuşulur ki kendi aramızda konuşuyoruz. Belli isimleri de kendi aramızda zaman zaman telaffuz ediyoruz ama süreci dikkatle götürmek gerekiyor. Heyecanla hemen öne atılıp isimleri dile getirmek doğru değil...
Diğer siyasi partilerle görüşmeler olur mu? Olur tabii. Sonuçta cumhurbaşkanı CHP'nin veya bir başka partinin cumhurbaşkanı olmayacak. Bütün yurttaşların cumhurbaşkanı olacak. Siyaset aynı zamanda bir uzlaşma sanatıdır. Oturulur, belli bir isim konusunda uzlaşılırsa niçin olmasın Biz kapalı değiliz bu konuda.
Partinin sağa kaydığı yönünde bazı eleştiriler var. Bizim sağa sola falan kaydığımız yok. Bizim programımız var. Biz sosyal demokrat bir partiyiz. Emekten yana, yoksuldan yana bir partiyiz. Adaleti, örgütü, kadın erkek eşitliğini savunuyoruz, yönümüz çağdaşlığa, uygarlığa dönük bir parti. Bizimle kim gelmek isterse biz yolumuza devam ederiz... Biz 'sağa kaydık' diye bir eleştiriyi doğrusunu isterseniz anlamakta zorluk çektiğimi ifade edeyim. Merkez sağdan bize gelenler var, gelecekler tabii niye gelmesinler. Biz kapılarımızı kapayacak mıyız Hayır efendim, biz herkese açacağız kucağımızı. Yeter ki bizim ilkelerimizi, programlarımızı benimsesinler.
ABD ziyaretimde değişik çevrelerden görüşme talepleri geldi ve ben de bazı düşünce kuruluşlarında konuşmalar yaptım. Cemaate yakın olduğu söylenen Türklerin oluşturduğu bir grup daha vardı. Onlar da bizi davet ettiler, bir sabah kahvaltısına. Ona da gittik. Cemaate yakın olduğu söylendi, bizim vatandaşlarımız niye gitmeyelim Oraya gittik, kahvaltımızı yaptık, CHP'yi anlattım onlara... Herkes de dinledi. Bundan sonra bizim cemaatle iç içe olduğumuz yönünde bir söylem gelişti. Niye gelişti ben de bilmiyorum. Bizim özel pazarlıklar yapmamız ya da bir araya gelmemiz söz konusu değil.
8 kez faili meçhul cinayetler araştırılsın diye önerge verdik. AKP'lilerin oylarıyla da 8 kez reddedildi. Faili meçhul bir devlet ayıbıdır. Tuttunuz en yetenekli insanlarınızı 'casus' diye içeri attınız, kendi insanlarınızı içeri attınız elde bilgi, bulgu yokken. Balyoz, Ergenekon davaları tamamı çöktü. Bu MİT yasasından sonra yeni Yeşiller ortaya çıkacak. Bu yasayla beraber ben yabancı sermayenin Türkiye'ye geleceğinden endişe duymaya başladım. Bütün bilgileri MİT alabiliyor, olmaz. Hukuk devletinin temel kuralı şudur: Yönetenler artı onların yönettiği kurumlar hesap verirler. Hesap vermeyecek bir istihbarat örgütü yaratıyorsunuz. Hukuk devletine aykırıdır bu.
TBMM'de kendisine yapılan yumruklu saldırıyı araştırdıklarını ve soruşturmayı takip ettiklerini belirterek, saldırganın bu saldırıyı yapacağını ve yakında çok parası olacağını akrabalarına ifade ettiğini söyledi. Saldırganın telefon kayıtlarının henüz ellerinde olmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, söz konusu kişinin davranışlarının planlı olduğunu dile getirdi.