HABER

"CHP sözünün arkasında, değişen Başbakan"

Baykal, “Değişen CHP değildir. Sözünün arkasında duran CHP’dir. Biz verdiğimiz sözün arkasında olduğumuzu ifade ettik" dedi.

ANKARA (ANKA) – CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anayasa değişikliği paketine ilişkin 6 Nisan’da yaptığı “Bu paketin içindeki 3 temel konuyu ayrıca bir düzenlemeye tabi tutmayı kabul ediniz, geride kalan Anayasa değişikliği önerilerinizi ayrı bir paket haline dönüştürünüz, bunu birlikte yapalım” önerisinin arkasında olduğunu belirtti. Baykal, “Değişen CHP değildir. Sözünün arkasında duran CHP’dir. Biz verdiğimiz sözün arkasında olduğumuzu ifade ettik. 6 Nisan’da ne söylediysek 16 Nisan’da bugün de aynı noktadayız. Değişen Başbakan olmuştur. Giderken bir şey söylemiştir, gelirken başka şey söylemiştir. Giderken ‘kabul edebiliriz’ demiştir, gelirken ‘vazgeçtik’ demiştir. Bu çelişkinin çok iyi anlaşılması lazım” dedi.

Baykal, CHP Genel Merkezi’nde Anayasa değişikliği paketinin TBMM Genel Kurulu görüşmeleri öncesi bir basın toplantısı düzenledi. Anayasa değişikliğine giderken kimin neyi desteklediği konusunda bir belirsizlik varmış gibi ortam yaratılmak istendiğini ifade eden Baykal, durumda hiçbir bulanıklığın söz konusu olmadığını, kimin neyi istediğinin çok net olduğunu söyledi. Siyasi partilerin değişiklik konusundaki tavırları üzerinde “sistematik bir kamuflaj yaratma çabası” olduğunu dile getiren Baykal, “Birileri kendi pozisyonlarını saklamak ihtiyacı içindedirler. Kendi konumlarını net bir şekilde ortaya çıkmasını istemiyorlar. Aynı zamanda CHP’nin bu konudaki tavrının doğru bir biçimde anlaşılmasından rahatsızdırlar. CHP’nin tutumunun anlaşılmasını da engellemeye, sanki onunla ilgili bir tereddüt, bir tutarsızlık, bulanıklık, belirsizlik varmış gibi bir durum yaratmaya çalışıyorlar. Bu bir mugalata, bir demagoji ortamıdır. Bunun gerçek durumla herhangi bir ilişkisi kesinlikle yoktur” diye konuştu.

Anayasa değişikliğinin bir partinin iç işi gibi ele alınmasının yanlış olacağını, değişikliğin her kesimden katılımla olması gerektiğini başından beri dile getirdiklerini anlatan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın “Anayasa değişikliği mutabakatla yapılmalı, yoksa konu bizim önümüze gelir” dediğini anımsattı. Baykal, “Anayasa’yı mutabakatla yapmayacağız da mutabakata nerede ihtiyacımız olacak” diye sordu.

-“ÖNERİMİZİN ARKASINDAYIZ”-

Değişiklik paketindeki maddelerin birbiriyle ilgisi olmadığını, bir kısmının “sadece AKP üst yönetiminde bulunanların kendi kişisel ihtiyaçları düşünülerek” düzenlenmiş değişiklikler olduğunu, bir kısmının ise toplumun hiçbir kesiminin itiraz etmeyeceği düzenlemeler olduğunu ifade eden Baykal, bu maddelerin aynı paket içine konmasının hukuka da, demokrasiye de, halk iradesine de uygun olmadığını söyledi. Paket içinde kabul edilecek ve edilemeyecek maddeler olduğunu, bunun Venedik Komisyonu ilkelerine de uygun olmadığını vurgulayan Baykal, 6 Nisan’da tarihi bir öneri yaptığını “Bu paketin içindeki 3 temel konuyu ayrıca bir düzenlemeye tabi tutmayı kabul ediniz, geride kalan Anayasa değişikliği önerilerinizi ayrı bir paket haline dönüştürünüz, bunu birlikte yapalım. Bu takdirde biz size bu 3 konu hariç, Anayasa Mahkemesi’nin yapısı, HSYK’nın yapısı ve siyasi partilerin hukuki denetimi konusundaki düzenlemeleri hariç tutunuz. Bunun dışındaki diğer maddeleri bir paket haline getiriniz, biz de CHP olarak size bu ayrımı yaparsanız o geride kalan maddelerin kabul görmesi için her türlü katkıyı yapmaya hazırız” dediğini anımsattı.

Önerilerine olumlu yanıt verilmesi halinde toplumun özlediği bir manzara oluşacağını, siyasi kutuplaşmanın bir ölçüde azalacağını kaydeden Baykal, “Ne zaman söyledik bunu? 6 Nisan 2010 tarihinde Salı günü söyledik. Bugün 16 Nisan 2010. CHP, 6 Nisan’da ne söylediyse bugün de aynen o düşüncenin arkasındadır. Bu konuda hiçbir tereddüt yoktur, hiçbir zihni bulanıklığa gerek yoktur. CHP, 6 Nisan’da yaptığımız bu önerinin arkasında durmaya devam ediyor. Bizimle ilgili kimse tereddüt yaratmaya çalışmasın. Bizim ne yapacağımızı bizim adımıza onlar söylemesin. ‘Efendim yaparlar-yapmazlar.’ Yapar mıyız yapmaz mıyız, denersiniz görürsünüz. Kimsenin CHP’nin bu konudaki iyi niyetini sorgulamaya hakkı yoktur. Biz sorumlu bir siyasi partiyiz. Boş konuşmayan bir siyasi partiyiz, söylediğimiz sözün arkasında duran bir siyasi partiyiz” diye konuştu.

-“DEĞİŞEN CHP DEĞİL”-

Bu öneriyi 6 Nisan’da yaptıklarını, Başbakan Erdoğan’ın 11 Nisan’da ABD’ye giderken “Eğer yasal bir olanağı varsa biz de bunu değerlendirmeye hazırız” dediğini, ancak 14 Nisan’da döndüğünde “Bu sulandırmadır” dediğini anımsatan Baykal, “Bir defa herkesin şu fotoğrafı çok iyi çekmesi lazım. Değişen CHP değildir. Sözünün arkasında duran CHP’dir.

Biz verdiğimiz sözün arkasında olduğumuzu ifade ettik. 6 Nisan’da ne söylediysek 16 Nisan’da bugün de aynı noktadayız. Değişen Başbakan olmuştur. Giderken bir şey söylemiştir, gelirken başka şey söylemiştir. Giderken ‘kabul edebiliriz’ demiştir, gelirken ‘vazgeçtik’ demiştir. Bu çelişkinin çok iyi anlaşılması lazım” dedi.

Bugün bazı gazetelerde yer alan haberlere göre Başbakan ABD’ye giderken uçakta gazetecilere “Ben şimdi ‘kabul edebiliriz’ dedim ama göreceksiniz muhalefet kabul etmeyecek” dediğini kaydeden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim kabul ettiğimizi görünce Başbakan, anlaşılıyor ki bir blöf olarak yaptığı, bizim kabul etmeyeceğimizi düşünerek ifade ettiği bu önerisinden vazgeçme noktasına gelmiştir. Bu öyle halkın, kamuoyunun önünde sahnelenecek bir oyun değildir. Herkes ciddi olmak zorundadır. Söylediği sözün sorumluluğunu herkes taşımak zorundadır. Şu anda dahi, biz gene aynı anlayışta olduğumuzu bir kez daha söylüyoruz. Yasal imkan da vardır. Bu konuda gerekli zaman da vardır. Hiçbir engel yoktur. Eğer samimiyet varsa, yani halkın önüne götürülecek olan konunun, herkesin, toplumun, hukukun, demokrasinin gereği doğrultusunda böyle bir ayrımla bu işin halkın önüne götürülmesi konusunda siyasi irade varsa bunun gereği olur. Bizde bu siyasi irade var, AKP’de bu siyasi irade yok.”

-“AYRI AYRI GİDERSE DE DESTEĞİMİZİ VERİRİZ”-

Baykal, “CHP halka gitmekten çekiniyor, referandumu istemiyor” eleştirilerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek “Bu gerekirse halka ayrı ayrı gider. Halka ayrı ayrı giderse de biz desteğimizi veririz, Meclis’teki oyumuzu veririz. Bizim derdimiz halka gitmesinin yanlış olduğu noktasında değil. Halka tuzak kurmadan bu konu halka götürülmesi noktasında. Bir konu halka götürülürken halkın çok net bir tercih yapmasına imkan verecek şekilde konu açıkça ortaya konulmalıdır. Halkın vereceği oyun, ne anlama geleceği ne anlama geldiği çok net anlaşılabilmelidir. Şimdi güya halka gidiyor gibi görünüyorlar, ama halkın doğru bir tercih yapmasının şartlarını yerine getirmiyorlar. Bu, halka da saygısızlıktır, halkın iradesinin de bir anlamda çarpıtılmak istenmesidir. Biz halkın iradesi çarpıtılmadan ortaya çıkmasını istiyoruz” diye konuştu.

-“NİYE HALKIN ÖNÜNE GİDEN TABLOYU KARIŞTIRMAK İSTİYORSUNUZ?”-

“Tartışma yapılmayan maddelerin arkasına o tartışmalı 3 maddeyi koyma ihtiyacını Sayın Başbakan niçin hissediyor acaba?” diye soran Baykal, şöyle devam etti:

“Tartışmalı 3 maddenin açık, net, dürüst ve cesur bir şekilde milletin önüne konulması halinde alacağı tercihe güvenmediği için mi bunu yapıyor. Eğer halkın o noktadaki tercihine güveniyorsa Başbakan açıkça çıksın, o maddeleri ayırsın, o maddeler hakkında o desteğini söylesin, biz o maddelere karşı muhalefetimizi söyleyelim, halk da bütün bunları gördükten sonra tercihini açıkça ortaya koysun, bunda ne sakınca var? Halkın önüne böyle gidelim, ama o 3 maddeyi götürelim. Tartışmamız olan maddeleri ayıralım ve o tartışmalı maddeler etrafında halkın karar almasını isteyelim. Niye halkın önüne giden tabloyu karıştırmak istiyorsunuz? Niye orada görüntüyü bozmak istiyorsunuz? Niye sizin işinize yarayan maddeleri diğerlerinin arkasına saklamak istiyorsunuz? Niye kaçak güreşiyorsunuz? Niye milletin önüne açıkça ‘Biz Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirmek istiyoruz, inanıyorsan oy ver’ diyemiyorsunuz. Biz bu imkanı millete verelim istiyoruz.”

-“3 MADDEYİ ERTELEYELİM ÖNERİMİZİ UNUTUN”-

Baykal, “AKP’nin yaşadığı çelişkinin” sebebinin kendileri olmadığını, bir bahane bularak dönüşümlerini izah etmelerinin mümkün olmadığını tartışmalı 3 maddenin seçimden sonra görüşülmesi yönündeki önerilerinin de ilk önerilerini değiştirme niteliğini taşımadığını ifade ederek “Onu unutun şimdi. Baktık ki bunu değerlendirmeleri mümkün değil. Onu bırakın o zaman. Bu yaptığımız öneriyi değerlendirin. Anlaşılıyor ki sizin o 3 maddeyle ilgili Anayasa’ya, demokrasiye uygun bir düzenleme arayışınız yok. Tamam, gördük onu, bıraktık. O 3 maddeyi şimdi siz takip edeceksiniz, edin. Ama halkın önüne o 3 maddeyle çıkın” diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler