CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin diş hekimliği fakültelerine yönelik borçlarını ödeyemez durumda olduğunu öne sürerek, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir örnek yoktur. Devletin iflas ettiğini gösterir. Kararname çıkacak, iskonto oranı belirlenecek, o çerçevede 'Ya parayı kabul edersin, veya ben senin paranı ödemem' diyecek. Devletin fakültesi mecburen kabul edecek." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, vatandaşın borç batağında olduğunu söyledi.
Vatandaşın, 1 Ocak-23 Kasım arasındaki tüketici kredisi borcunun 520 milyar lira olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bu yılın 10 ayında ödedikleri faiz 55,5 milyar lira. Bu tutarı vatandaş 10 ayda götürüp bankalara faiz olarak ödedi. Kim karlı? Vatandaş oturup bir düşünsün, kime çalışıyor? Bankalara çalışıyor. Alın teri kime gidiyor? Bankalara, faize, içerdeki ve dışardaki tefecilere gidiyor." diye konuştu.
Çiftçinin borç batağında olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, Konya'nın yüzölçümünden daha küçük yer kaplayan Hollanda'nın tarımsal ürün ihracatının Türkiye'ninkinden 5-6 kat fazla olduğuna dikkati çekti. Kılıçdaroğlu,"Niye çiftçiyi küstürdüler, niye ekmiyor?" sorularını yöneltti.
Kılıçdaroğlu, pancar üreticisinin sorunlarını da bildiğini anlatarak, "Şeker fabrikaları özelleştirilmesin diye CHP milletvekilleri oraya gittiği zaman, pancar üreticilerinin de orada olması lazımdı. Canı yandı, 'Ben AK Parti'ye oy vermeyeceğim.' Canının yanması mı lazımdı? Komşuna bak, komşunun canı yanıyor." dedi.
Çiftçinin borç batağında olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin, Konya'da çiftçilerle bir araya geldiği toplantıda Avrupa'daki çiftçilerle Türkiye'deki çiftçileri mukayese ettiğini, bu durumdan rahatsız olan çiftçilerin salonu terk ettiğini dile getirdi. Kemal Kılıçdaroğlu, "Konya neresi? AK Parti'nin kalelerinden birisi. Şimdi şikayet ediyorlar. Bunlar yönetmiyorlar, yönetemezler. Bunların yönetim anlayışı, 'cebimizi nasıl dolduracağız' üzerine inşa etmiş durumdalar." diye konuştu.
- "Freni patlamış kamyon gibi duvara çarptık"
Polatlı'daki bir soğan üreticisinin BBC'ye yönelik açıklamasını aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"(Soğan deposuna gelip röportaj yaptılar. Söyledikleri gibi deponun kapılarını kapatıp çekim yaptılar. Akşam haberde benim depoyu gösterip 'Stokçular depoyu kilitleyip kaçmışlar.' yazıyor. Gözlerimize inanamadık, satış yapıyorduk. Kendileri kapıyı kapatmamızı istediler, bu kadar sahtekarlık olur mu?) Olur kardeşim. Sen dua et, seni terörist ilan etmemişler, onu da yapabilirlerdi."
Hükümet tarafından, bugüne kadar ithal edilen ette, şimdi de ihracatın başlayacağı yönünde açıklamalarda bulunulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin yönetilmediğini, savrulduğunu, freni patlamış bir kamyon gibi duvara çarptığını ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumdan işçi, çiftçi, memur ve sanayicinin memnun olmadığını, buna karşılık sarayın ve saraya yakın kesimlerin durumlarından memnun olduklarını vurguladı.
Türkiye'nin tefecilikle soyulduğunu öne süren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye, 114 günde nasıl soyuldu? 13 Ağustos'ta 1 milyon dolar Türkiye'ye getiren biri, bunu TL'ye çevirdiğinde 6 milyon 883 bin 800 lira alıyor. Götürdü bu parayı devlet tahviline yatırdı. 3 Aralık 2018 tarihine geldik, bunu götürdü parasını çekti. Eline geçen 7 milyon 384 bin 675 lira. Götürüyor aynı gün, dolar alıyor. Tutar, 1 milyon 406 bin 524 dolar alıyor. 13 Ağustos'ta getirdiği 1 milyon dolar, 3 Aralıkta 1 milyon 406 bin 524 dolar. Kaç lira kazandı 114 günde? Dolar bazında yüzde 40 kar elde etti. Tefecilik boşuna demiyorum. Dünyanın hangi ülkesinde 114 günde yüzde 40 dolar bazında bir devlet yabancılara, tefecilere kaynak aktarır. 'Ekonomi niye kötüye gidiyor.' diyorlar. Sen yuları tefeciye kaptırmışsın. Yalvarıyorsun 'Para getir.' Para geldikçe de, gittikçe de soyuluyorsun. Sen üretmiyorsun, yuları onlara teslim etmişsin. Bunlar ülkeyi yönetmiyorlar, ülkeyi gerçekten de perişan ettiler."
- "Devletin iflas ettiğini gösterir"
Türkiye'de borcunu ödeyemeyen şirketlerin konkordato ilan ettiklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, iktidar partisinin geçen hafta Meclis Başkanlığına sunduğu kanun teklifiyle hükümet tarafından devlet üniversitelerinin diş hekimliği fakültelerine yönelik borçlara konkordato uygulanmasının yolunun açılacağını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni teklifin 12. maddesinde diyor ki 'devlete ait üniversitelerin diş hekimliği fakültelerinin döner sermaye işletmelerine devletin borcu var. Bu borcu ödeyemiyoruz. Dolayısıyla bu borçlarla ilgili bir oranı Cumhurbaşkanı belirleyecek, kabul edenlere ödeyeceğiz.' 100 lira borcu var diyelim. Cumhurbaşkanı bir kararname çıkaracak, diyecek ki '50'sini ödüyorum, fit olalım.' Bu, bu iktidarın konkordato ilan etmesi demektir. Diş hekimliği fakültesinin borcunu dahi ödeyemez durumdalar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir örnek yoktur. Devletin iflas ettiğini gösterir. Dişçilik fakültelerinin borcunu dahi ödemekten aciz bir devlet olabilir mi? Bunu zorla yapıyorsunuz. Kararname çıkacak, iskonto oranı belirlenecek, o çerçevede 'Ya parayı kabul edersin, veya ben senin paranı ödemem' diyecek. Devletin fakültesi mecburen kabul edecek."
Kemal Kılıçdaroğlu, sağlık tesislerinde mesleki eğitim alan ve staj yapan öğrencilere ücretsiz sunulan yemeğin, bu yıl itibarıyla ücretli hale getirildiğini belirterek, şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti'ndeki bütün vatandaşlara, anne babalara seslenmek istiyorum; Suriyelilere bedava veriyorsun, hastaneler de bedava, ilaç da bedava. Yahu bizim öğrencilerimize niye paralı? Bizim çocuklarımız ikinci sınıf vatandaş mı? Bunu söylediğim zaman kızıyorlar. Tasarruf olarak bula bula bu öğrencilerin yemek parasını mı buldunuz? İnsan gerçekten utanır. Tam bir rezalet. Lüks arabalardan, uçak saraydan, yazlık ve kışlık saraydan, yandaşlara dağıttığınız ihalelerden vazgeçin. Hala dolar üzerinden para alıyorlar, TL'ye dönüştürmüyorlar. Vatandaşa götür dolar bozdur, ki sarayın çevresi dolarla beslensin diye..."
- "Saray çevresi için yok"
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 15 Mayıs 2018'de İngiltere'de Bloomberg TV'ye verdiği röportajda "para politikalarının sonuçlarının sorumlusunun kendisinin olacağını" belirttiğini anlattı.
Erdoğan'ın, söz konusu röportajda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmesinden sonra etkinliğinin farklı olacağını vurguladığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Bütün sorumluluk onda. Açlığın, sefaletin, yoksulluğun, işsizliğin, parasızlığın, üretimsizliğin sorumluluğu tamamen onda. 'Ben üstleniyorum.' diyor. Evet o üstlendi, bütün yetkileri ona verdiniz. Bugün konkordato ilan etme yetkisi de aldı. Bugün dişçilik fakülteleri, yarın da başka şeyler için alacaklar. Dikkat buyurunuz, saray çevresi için böyle bir şey yok, devlet üniversiteleri için var. Rantiyecilere asla dokunulmuyor." diye konuştu.
- "Hani sen 'One minute' demesini biliyordun"
Kemal Kılıçdaroğlu, G20 toplantısında Cemal Kaşıkçı cinayetini Cumhurbaşkanı Erdoğan yerine Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun dile getirdiğine işaret etti. Kılıçdaroğlu, "Erdoğan hiç konuşmuyor, dut yemiş bülbüle döndü. Hangi gerekçeyle konuşmuyorsun? 'Konuşacaktım, toplantı bitti.' Hani sen 'One minute' demesini biliyordun. Ne oldu? Birisi diline acı biber mi sürdü? Konuşamaz." ifadesini kullandı.
"Havuz medyası gazetecilerinin uçan sarayla Erdoğan'a eşlik ettiklerini" anlatan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın Kaşıkçı cinayetine yönelik açıklamalarına ilişkin şöyle konuştu:
"Bu gazeteciler, Sayın Cumhurbaşkanı, bu Kılıçdaroğlu denilen bir adam var. Her seferinde size soruyor, 'Cinayeti işleyen 20 kişiden sizin haberiniz vardı ve gitmelerine izin verdiniz. Niye izin verdiniz?' diye soruyor. Bunu soramıyorlar. Bir de bunlar anlı şanlı gazeteci diye çıkıyorlar. Siz gazeteci değil, havuz medyasının kahramanlarısınız, medyanın yüz karasısınız."
Taşeron işçileri, emeklilikte yaşa takılanları, asgari ücretlileri, asgari ücretin altında aylık alanları, işsizleri, engellileri, hak arayanları unutmadığını, bu kesimlere yönelik gerçekleri dile getirdiğinde hakkında tazminat davaları açıldığının altını çizen Kemal Kılıçdaroğlu, "Yedi düvele de Erdoğan'a da hatırlatıyorum; Şunu iyi bil kardeşim, benim parayla pulla ilgim yok. Ben, haraç toplamam, oğluma telefon edip 'Paraları sıfırladın mı?' demem, ayakkabı kutularını istiflemem, bu dünyada da ahirette de hesap vermesini bilen birisiyim." dedi.
Zonguldak'tan gelen 3 madenci eşi, Kılıçdaroğlu'na madenci anıtı sunarken, Karşıyaka Spor Kulübü forması da hediye edildi.
Öte yandan İstanbul Havalimanı'ndaki protestolar sırasında tutuklanan işçilerin aileleri de toplantıyı izledi.
(Bitti)