CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, herkesin Türkiye'nin geleceği konusunda endişeler taşıdığını belirterek, "Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece Türkiye Cumhuriyeti'nde 82 milyon vatandaşımızın endişeye kapılmasına gerek yoktur. Herkesin bir umudu var. O umudu büyüteceğiz." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Irak'ın kuzeyindeki Haftanin bölgesinde, PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Bayram Günay ve güvenlik korucusu İlyas Bağater'e Allah'tan rahmet, ailelerine de başsağlığı dileyen Kılıçdaroğlu, "Şehitleri yüceltmek, şehit yakınlarını yüceltmek, gazilerimizi yüceltmek, onlara olan haklarını teslim etmek hepimizin görevidir. En başta da CHP'lilerin görevidir." diye konuştu.
Toplantıda gazilerin de bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Endişe etmeyin, sizin haklarınızı sonuna kadar savunacağız." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'na katılmaya hak kazanan A Milli Kadın Voleybol Takımı oyuncularını, antrenör ve yöneticilerini de tebrik etti.
- "Huzur içinde yaşamak istiyoruz" Kemal Kılıçdaroğlu, "Hepimiz Türkiye'nin geleceği konusunda endişeler taşıyoruz. Ama şunu ifade edeyim: Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece Türkiye Cumhuriyeti'nde 82 milyon vatandaşımızın endişeye kapılmasına gerek yoktur. Herkesin bir umudu var. O umudu büyüteceğiz." diye konuştu.
"Güzel Türkiye'mizde nasıl yaşamak istiyoruz?" sorusuna herkesin vereceği cevabın aşağı yukarı aynı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Huzur içinde yaşamak istiyoruz, birlikte yaşamak itiyoruz. Hiç kimsenin yatağa aç girmediği bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz. Bütün komşularımızla barış içinde yaşamak istiyoruz. Ekonomik olarak güçlenmek istiyoruz. Üniversitelerimiz, fabrikalarımız; birisi bilgi üretsin, birisi mal üretsin. Sokakları caddeleri temiz olsun. Vatandaşlarımız belediyenin verdiği hizmetlerden memnun olsun. Aslında istediğimiz Türkiye, böylesine güzel bir Türkiye. Bu isteğimizin temellerini ne oluşturuyor. Bu isteğimizin temelini 'hukuk devleti' kavramı oluşturuyor. Hukuk içinde, hukukun üstünlüğü içinde yaşamak; hak aramak, haksızlığa uğradığımız zaman hakkımızı mahkemede aramak. Dolayısıyla hukukun üstünlüğü kavramı içinde hepimiz güzel bir geleceği güvence altına almak istiyoruz."
"Gazilerimiz onurumuzdur, gazilerimiz şerefimizdir, gazilerimiz geleceğimizdir." diyen Kılıçdaroğlu, gazilerin haklarının yeteri kadar verilmediğini ifade etti.
Bundan dolayı gazilere karşı mahçup bir parlamento olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "saray iktidarının" gazilerin haklarını elinden aldığını öne sürdü.
Kılıçdaroğlu, "Bunun mücadelesini vereceğiz, benim size namus sözümdür. Bu mücadeleyi vereceğiz." dedi.
- "Devlet, adaleti dağıtmak zorunda"
Adaletin olmadığı bir yerde insanoğlunun huzursuz olacağını belirten Kılıçdaroğlu, dünya ve kainatın adalet üzerine inşa edildiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, devletin adaleti dağıtmak ve adil davranmak zorunda olduğunu vurgulayarak, Anayasa'nın 5. Maddesi'nde de bunun belirtildiğini aktardı.
"Çoğu vatandaşımızın bundan haberi bile yok. Ama hatırlatmak bizim görevimiz." diyen Kılıçdaroğlu, devletin temel amaç ve görevinin, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak olduğunu kaydetti.
Kılıçdaroğlu, bu yolda vatandaşın önüne bir engel çıkıyorsa, o engeli kaldırmanın da devleti yönetenlerin görevi olduğunu belirtti.
Salonda bulunan gazilerin "Gaziler onurumuzdur" yazılı pankart açtığını, gazilerin de adalet istediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Allah aşkına bana söyler misiniz? Anayasa diyor ki vatandaşın mutluluğunu sağlayacaksın, huzurunu sağlayacaksın, güvenliğini sağlayacaksın, kalkıyorsun ne yapıyorsun? Gazinin elindeki, 'verdiğim aylığı geri isterim' diyorsun. Niçin? Nasıl bir adalettir bu. 'Yanlışlık yaptım' Yanlışlık yaptıysan yanlışlık gaziye ait değil, sana aittir. Yanlışlığı telafi edeceksin. Parayı alarak değil. Zaten kaç lira veriyorsun? Adalet dediğimiz kavram ciddi bir kavramdır. Adamına göre adalet kavramı değişmez, ülkesine göre değişmez. Adalet evrensel bir kavramdır."
Üniversite öğrencisinin yemeğine zam yapılarak tasarruf sağlanamayacağını anlatan Kılıçdaroğlu, dolar bazında geçiş garantisi verilen köprülerden, yollardan, hastanelerden tasarruf edilebileceğini, ancak tersinin yapıldığını ve fakirden fukaradan tasarruf yapılmaya çalışıldığını ileri sürdü.
Anayasanın 10. Maddesi'ne göre de herkesin kanun önünde eşit olduğunu anımsatan Kemal Kılıçdaroğlu, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya hiçbir sınıfa imtiyaz tanınamayacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, ancak kişilere, ailelere, sınıflara imtiyaz tanındığını öne sürerek, imtiyazdan yana tavır alan herkesi uyarmanın da görevleri olduğunu kaydetti.
Barış bildirisini imzalayan yüzlerce akademisyenin atıldığını belirten Kılıçdaroğlu, bu kişilerin eline silah almadığını, yürüyüş yapmadığını anlattı.
Kılıçdaroğlu, ellerinde kalem kağıt olan akademisyenlerin haksızlığa uğradığını ve haklarını aradığını ifade ederek, Anayasa Mahkemesinin, bu durumun düşünce özgürlüğü olduğunu bildirdiğini anımsattı.
Elinde kalem kağıt olanların atıldığını ancak silahla Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesine doğru nişan alan birinin hoca yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Elinde kalem olanı atıyorsunuz, elinde silah olanı üniversiteye alıyorsunuz. Bu vicdan mıdır bu ahlak mıdır bu adalet midir, bu bilim midir? Nedir bu? Bu, öğrencilere nasıl ders verecek. 'Beyler silahı şöyle tutacaksınız, düşüncesini beğenmediğiniz bir kişi varsa alacaksınız alnının ortasına sıkacaksınız?' Böyle mi ders verecek?" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bu tecrübeleri yaşadığını ve binlerce gencini toprağa verdiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, elinde silah olan bir kişinin üniversiteye alınmasının doğru olmadığını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, "Akla ve mantığa davet ediyorum bu ülkeyi yönetenleri." dedi.
(Sürecek)