CHP: "Yanlış uygulama devam etmez"
ANKARA (İHA) - CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Anayasa Mahkemesi'nden ikinci oylamaya kadar karar çıkmazsa ikinci oylamayı da Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını söyledi. Sav, 367 üyenin toplantı yeter sayısı için salonda bulunması koşulunun, sadece 1. ve 2. oylamalara mahsus olmadığını, 3. ve 4. oylamalarda da geçerli olduğunu savundu.
CHP Grup Başkanvekilleri Ali Topuz, Kemal Anadol, Haluk Koç ve Genel Sekreter Önder Sav, TBMM tutanaklarını Anayasa Mahkemesi'ne getirdi. Çıkışta konuya ilişkin bir açıklama yapan Sav, bugün cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk tur oylamasının yapıldığını ve 361 katılım sağlandığını belirterek, anayasanın 102. maddesi gereği ilk oylamada üçte iki çoğunluğun şart olduğunu söyledi. Bugünkü oylamada 367 çoğunluk sağlanamadığı için Meclis Başkanı'nın ikinci oylamayı 2 Mayıs Günü'ne ertelediğini kaydeden Sav, "Aslında bu uygulama Meclis iç tüzüğünün 102. maddesine aykırıdır. Anayasaya göre cumhurbaşkanı, TBMM'nin üçte iki çoğunluğu ve gizli oyla seçilir. Bugün Meclis Başkanı çok ilginç bir oylama yaptı. Oturumu açarken oylama yapmadı. Anayasal hakkını kullanarak 'yeterli çoğunluk var' dedi. Meclis Başkanı zaten düşüncesinin ne olduğunu daha önce ifade etmişti. Meclis Başkanı'nın yaptığı uygulama bizim için sürpriz olmadı. Meclis Başkanı 367 aramadığı gibi 184'ü de aramadı. Tüzüğün 57. maddesinden gelen yetkisini kullanarak salonda 184 oyun olduğuna dair tereddüdü olmadığını düşünerek oturumu açtı. Bu bir iç tüzük ihlalidir. Ayrıca kendisinin bu görüşünü TBMM'ye oylatıp karara bağladı. Böylece Meclis kararı anayasaya aykırı alındı. Biz bütün bunlarla ilgili dilekçemizi 134 imzayla Anayasa Mahkemesi'ne sunduk. Kayıtlara geçirdik. Bizim talebiz bugün yapılan ilk tur oylamanın Meclis iç tüzüğüne, anayasa ve hukuka aykırı olduğu yolundadır" diye konuştu.
Sav, anayasanın 102. maddesi tam okunup yorumlandığında aranması gereken çoğunluğun Meclis üye tam sayısının üçte ikisi olan 367 üyenin Meclis salonunda bulunması gerektiğinin altını çizerek, "Cumhurbaşkanı seçiminin yapılacağı böyle kritik bir oylamada üçte bir çoğunluğun bile aranması gerekirdi. Bırakınız bir ciddi hukukçunun, okuması olan birinin bile gitmesi gereken yol budur. Bunu yapmadığı gibi sakat işlemi Meclis'e de yorumlatarak bir hukuk ihlali daha yaptı" diye konuştu.
Sav, bugün verdikleri dilekçeyle 2 Mayıs 2007'de yapılması söz konusu olan ikinci oylamanın, Meclis Başkanı'nın açıklamalarından yola çıkarak birinci oylamanın yok sayılması gerektiği ve bu nedenle Meclis iç tüzüğü ihlaline bağlı olarak esas karar verilinceye kadar yürürlüğün durdurulması taleplerini Anayasa Mahkemesi'ne ilettiklerini kaydetti. Sav, Anayasa Mahkemesi'nin cumhurbaşkanlığı seçiminin sakatlandığı iddiasıyla kendisine yapılan bir başvuruyu fazla geciktirmeden ele alacağını umduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde 1982 Anayasası'nın bu konuyla ilgili ilk başvurusunu kendilerinin yaptığına dikkat çeken Sav, "Bugüne kadar Özal, Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer'in oylamalarında üçte iki toplantı yeter sayısının aranmadığı savı fevkalade geçersizdir. Bir hukuk ihlalinin defalarca yapılmış olması, son defada yapıldığında bu hukuk ihlaline CHP'nin yol vereceği anlamına gelmez. 25 yaşını doldurmuş anayasanın 102. maddesi bundan önce yanlış uygulanmış ve bu uygulama anayasa yargısına taşınmamışsa bu, o zamanki taşımayan insanlarla ilgili konudur. CHP milletvekilleri olarak bu yanlış uygulamayı anayasa yargısının önüne getirdik. Bundan sonraki karar yüce mahkemenindir" şeklinde konuştu.
"CHP'LİLERİN SALONDA BULUNMASI O TOPLANTI YETER SAYISINA KATKI YARATMAZ"
Meclis'te 368 sayısına ulaşıldığı yönünde iddialar olduğunun hatırlatılması üzerine ise Sav şunları kaydetti:
"Meclis Başkanı oturumu kapatırken 368 rakamını telaffuz etmedi. '361 katılım, boş 1, 3 geçersiz oy var' dedi. 368 rakamı ne Meclis Başkanı'nın ne de başka birinin ağzından çıktı. Divan katibi arkadaşlarımızla, 1-2 CHP'li arkadaşımız oylamaya geçildikten sonra bilerek, bir tespit yapmak istediler. Tespit yapmak ihtiyaçları, bu AK Parti içinde maalesef oy kullanma bakımından sabıkası olan arkadaşlardan kaynaklanıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi yaşamsal bir konuda sahte oy kullanabileceği varsayımı CHP'lilerin gündeminde olduğu için bu sahteliği önlesinler, bir gözlem yapsınlar, bize de bilgi versinler diye salona gönderdik. Bunların salonda bulunması veya sonradan gelen bir kaç kişinin salonda bulunması o toplantı yeter sayısına katkı yaratmaz. '368 rakamı var' diyenlere bir hukukçu olarak çok üzüldüm. Bu, kendi zaaflarının bir işaretidir."
Bu başvurunun, CHP'nin bu konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı son başvuru olmasını temenni eden Sav, "Anayasa Mahkemesi bir yürürlüğü durdurma kararı verir, ona göre ne yapılacağı önümüzdeki günlerde konuşulur. Anayasa Mahkemesi bizim başvurumuzu sonuçlandıramadan yaptıkları takdirde ikinci oylamayı da Anayasa Mahkemesi'nin önüne getireceğiz" diye konuştu.
Kimi basın mensupları ve kimi hukukçuların 'kafasının net olmadığını' savunan Sav, 367 üyenin toplantı yeter sayısı için salonda bulunması koşulunun, sadece 1. ve 2. oylamalara mahsus olmadığını, 3. ve 4. oylamalarda da geçerli olduğunu savundu. Sav, "Biz 3. ve 4. turlarda da 367 üyenin, toplantı yeter sayısı bakımından bulunması koşulunu yine tartışmaya getireceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül'ün, 'Cumhurbaşkanı seçilme niteliklerine ilişkin iddiaların bu dilekçenin içinde yer alıp almadığının' sorulması üzerine de Sav, bu konuyu 367 içinde mütalaa etmediklerini, bunun siyasi bir konu olduğunu ifade etti. Sav, "Sayın Gül'ün Cumhuriyet'in temel nitelikleriyle, demokratik, laik, hukuk devletinin işleyişi ile ilgili kimi sözleri elbette bir siyaset adamının tartışılması gereken sözleridir. Cumhurbaşkanlığı makamına oturacak bir kişinin herhangi bir suçlamaya muhatap olmamış olması gerekir. Biliyorsunuz sayın Gül'ün evrakta sahtekarlık diye nitelendirilen bir fezlekesi, dosyası bulunmaktadır. Daha başka mahkeme kararları da söz konusudur. Bu siyasi bir konudur. Siyasi konuları, hukuki konularla karıştırmıyoruz" diye konuştu.
Öte yandan, başvuru yapan CHP'li vekiller Anayasa Mahkemesi'nden ayrılırken, burada bekleyen bir grup tarafından alkışlanarak uğurlandı.
