'Hafıza' ile ilgili çalışmalarıyla dikkat çeken Türkiye Zeka Vakfı'nın kurucusu Halıcı, Ergenekon sanığı Haberal'ın sahibi olduğu Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne dair 2002 yılında verdiği demeci, Haberal CHP'den aday gösterilince 'unuttu'.
Türkiye Zeka Vakfı'nın kurucusu olan, aynı zamanda 'hafıza' ve 'zeka' üzerine birçok çalışmasıyla dikkat çeken CHP'li Emrehan Halıcı, 2002'de verdiği demeci 'hatırlayamadı.'
Radikal gazetesine eski Başbakanlardan Bülent Ecevit hakkında, "Eğer hastaneye gitseydi, iş göremez raporu verilecekti" diye demeç vermiş olan Halıcı, röportajın konusunu oluşturan Başkent Üniversitesi Hastanesi'nin sahibi Mehmet Haberal ile aynı partide buluştu.
Ecevit'in tedavi gördüğü ve günden güne daha kötüleştiği 'skandal' hastanenin sahibi Haberal ile aynı çatı altında buluşan Halıcı, o dönemde Ecevit ailesine çok yakın bir isimdi.
2002 yılında başlayan tedavi sürecinde 'iş göremez raporu' verileceği gerekçesiyle Ecevit'in doktoru değiştirilmiş ve tedavisini daha sonra bir ortopedist üstlenmiş, Başbakan da ayağa kalkarak mesaisine zor da olsa devam edebilmişti.
**HABERAL İLE DAVALIK OLMUŞTU**
Radikal Gazetesi'nden Neşe Düzel'e 2002 yılında verdiği röportajda "Ecevit, hastaneye gitseydi, iş göremez raporu verilecekti" ifadesini kullanan Halıcı, bugün bu sözleri sarfetmediğini iddia ediyor. Aynı dönemde Ecevit'in koruma müdürlüğü görevini sürdüren bağımsız milletvekili Recai Birgün ise gazetemize yaptığı değerlendirmede, "Kendisi o dönemde grup başkanvekili olarak bir basın toplantısı düzenledi ve 'iş göremez raporu vereceklerdi, o yüzden Başkent Üniversitesi Hastanesi'ndeki randevuya gitmedik' dedi. Kendisinin bu yönde demeçleri var. Ayrıca bu sözleri nedeniyle Haberal ile mahkemelik oldu. Haberal kendisini mahkemeye verdi" diyerek Halıcı'yı suçladı. Birgün, Halıcı'nın Haberal ile birlikte CHP çatısı altında siyaset yapmasını da eleştirdi.
**İDDİANAMEYE DE GİRDİ**
Halıcı'nın o dönemde verdiği demeç, 3. Ergenekon iddianamesine de girdi. İddianamede Bülent Ecevit'in 11 Temmuz 2002'deki son randevuya gitmemesinin nedeni olarak, Emrehan Halıcı'nın "Gitseydi, kendisine çürük veya 'iş göremez' raporu verilecek ve bu rapora dayanılarak Başbakanlıktan düşürülecekti" sözleri delil olarak yer aldı.
**RAPORU GÖRMEDİM VAR DEMEDİM**
CHP Ankara 1. bölge 2. sıra adayı olan Emrehan Halıcı, konuyla ilgili iddialar için Yeni Şafak'a değerlendirmelerde bulundu. İş göremez raporu verileceği yönünde hiçbir zaman demeç vermediğini dile getiren Halıcı şunları söyledi: "Benim bu yönde hiçbir zaman açıklamam, demecim olmadı. İş göremez raporu olduğu yönünde söylentiler vardı. O dönemde gazetecilerden de bana bu yönde sorular geldi. Böyle bir rapor varmış dendi. Ben de bunun üzerine 'ben iş göremez raporu olduğuna dair herhangi bir rapor görmedim, böyle bir belge görmedim. Ancak söylentiler benim de kulağıma geliyor' dedim. Bu hastanade süreci birden fazla doktor, sağlık görevlisi takip ediyordu. Ayrıca şu anki Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül de hastanede tedavi oluyordu. Başbakanımıza dönük yanlış bir tedavi uygulanabileceğine inanmadım, ihtimal de vermedim. Ben sağlığında Bülent Bey'in ağzından da böyle bir söz duymadım. Bu sorunun en güzel muhatabı Bülent Bey'dir, ona sorulması gerekir. Ancak hayatı boyunca bu konuda olumsuz bir demeci olmadı."
**AKLIMDA SADECE ŞÜPHELER VARDI**
Halıcı, iş göremez raporu olduğuna ilişkin sürecin şu anda daha rahat kanıtlanabileceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde rapor hazırlandığına ilişkin iddiaların gerçek olup olmadığını ortaya koyacak en uygun dönem şu andaki dönemdir. Çünkü Mehmet Haberal eski gücünde görülmüyor. Ben iş göremez raporunu resmi ağızlardan ne duydum, ne de gördüm. Ancak o dönemde bize de sık sık sorulması üzerine insanın aklına şüphe getiriyor, 'hazırlandı da biz mi görmedik' diye şüphe ediyor insan. Tekrar ediyorum, ben böyle bir rapor görmedim, duymadım, sadece söylenti olarak vardı."
**ECEVİT ÖLDÜ MÜ DİYORLARDI?**
CHP'nin Ankara'dan milletvekili adayı gösterdiği Emrehan Halıcı, 2002'de Ecevit'in hastalığı üzerinden farklı bir dönem yaşandığını dile getirerek, hükümetin yapısı bozulmaksızın Ecevit'in görevden el çektirilmek istendiğini kaydetti. "Başbakan Bülent Ecevit çekilsin, yerine başka biri olsun' deniyordu. 'Başbakanlığa parti içinden biri olabilir' deniyordu. 'Koalisyon değişebilir, başka bir koalisyon bu partilerle kurulabilir' deniyordu. Kamuoyunda 'Bülent Bey yürüyecek halde değil' deniyordu. Bülent Bey'in durumu kamuoyunda 'hükümeti bıraksın' diye yüz kat abartılarak yer aldı. Zaten olduğu iddia edilen iş göremez raporu da bu amaca hizmet ediyordu. Sağlık durumu olduğundan çok daha fazla abartılı gösterildi. Futbolda da böyledir. İşler iyi gitmeyince ortaya bir problem atılır, bu problemin çözümü için de değişiklik yapılması gerekir denir" ifadelerini kullanan Halıcı, hükümetin değişmesi için Ecevit'in hastalığının abartıldığına inandığını kaydetti. Sağlık durumuyla ilgili iddialar sonunda 'Başbakan gitsin, yeni biri gelsin' havası oluşturulduğunu anlatan Halıcı, toplumda bunun kabul gördüğünü savundu. Halıcı şunları söyledi: "Her insanın hasta olma hakkı vardır. Ben Bülent Bey'in hastalığı döneminde evine giren nadir insanlardan biriydim. Ben kendisini evde uzanır yatarken görmedim. Öldü bitti dendiği dönemde evinde siyaset konuşurduk. Buna rağmen bir gün Meclis'e geldim ve bana partili arkadaşlarım bile, "Vefat etti, neden saklıyorsunuz?" dedi.
**HASTANEYİ SUÇLAMADIM**
CHP'li Emrehan Halıcı, Bülent Ecevit'in hastalık döneminin siyaseten çalkantılı bir dönem olduğunu hatırlatarak, "Bülent Bey'in siyasetten gitmesini isteyenler, iş çevreleri, basın vardı. İş göremez raporunun olduğu iddiası bu çevrelerce ortaya atılan bir iddiaydı. Bizim de tepki gösterdiğimiz bir dönemdi" ifadelerini kullandı. "Şunu açıklığa kavuşturmamız lazım. Benim hastaneyi suçlayan bir demecim olmadı" diyen Halıcı, sağlığıyla ilgili olarak Ecevit'in ağzından herhangi olumsuz bir ifadeye de şahit olmadığını savundu. Vicdanen rahat olduğunu belirten Halıcı, "Kimseyi haksızlıkla suçlamak istemiyorum" dedi.