ANKARA (İHA) - CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, solda olmanın önce yurtsever olmayı gerektirdiğini söyledi.
Koç, İçişleri Bakanı Aksu'nun, Hrant Dink cinayeti sonrasında ortaya çıkan bilgi kirliliğinin baş sorumlusu olduğunu da iddia etti. Koç, bugün Parlamento'da düzenlediği basın toplantısında Hrant Dink cinayeti sonrası yaşananları 'bilgi kirliliği' 'kötü niyetlilik' ve 'olayın hedefinden saptırılma' gayreti olarak nitelendirdi. Bu olaylardan AK Parti'yi tek sorumlu gösteren Koç, "İçişleri Bakanı hayalet bakan mıdır? Dünyanın herhangi ülkesinde siyasal cinayet işlendiğinde gözler kime çevrilir? Hükümete. Demokrasinin tam işlediği ülkelerde ilk aşamada bakan istifa eder. Hatta hükümet ciddi sıkıntıya girer. Bugün Türkiye'de ne oluyor? Hükümetin dışında devletin her kurumuna saldırılıyor, toplumun her katmanına bir yakıştırma yapılıyor. Ama AK Parti hükümetinden tık yok. İçişleri Bakanı ise sanki olayın dışında dünyadan habersiz iyi bir seyirci. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Türkiye'nin ve olayın selameti açısından derhal istifa etmelidir. Sayın Bakan bilgi kirliliğinin baş sorumlusudur. Yaşanan tüm olaylar karşısında İçişleri Bakanı sütre gerisinde durmakta, adeta sorumluluklarının hatırlatılmasından korkmakta ve kendisini unutturmaya çalışmaktadır" ifadelerine yer verdi.
İktidarın 'derin devlet' de dahil hiçbir şeyden şikayet edemeyeceğini kaydeden Koç, konuların ve olayların, küreselleşmenin yarattığı tahribatı ortaya koymadan değerlendirilemeyeceğini ifade ederek, "Son günlerde Başbakan'ın günde üç sefer milliyetçiliği dar kalıplarla yorumlaması, kendi teslimiyetçiliğini maskelemeye dönük açıklamalardır. Yaşananların ışığında Başbakan'ın söylemleri hedef saptırmaktır, şaşırtmaktır" dedi. "Küreselleşme süreci insanlığa ne getirdi?" diye soran CHP Grup Başkanvekili, "İnsanlar mikromilliyetçilik ile cemaat kültürünün kucağına itildi. Bu yapılırken aynı zamanda korkunç bir kültür emperyalizmiyle insanlar tek tipleştirilmek istendi.. Birey yerine sermaye özgürleşti" diye konuştu.
Bölücü terör örgütünün hedeflerinin bilindiğini kaydeden Koç, "Bu açıdan toplumda yükselen başkaldırıyı milliyetçilik kavramına indirgeyenlerin bir taşla iki kuş vurmak istediklerini düşünüyorum. Birinci hedef küreselleşme karşısında oluşan anti-emperyalist ulusal uyanışı gözlerden kaçırmak ve güçsüz kılmaktır. Yükselen dalga, kafatası ırkçılığını çağrıştıran yaklaşımlarla etkisiz kılınmaya çalışılmakta ve bunun sonucunda sömürüye karşı ulusal çıkarları savunanlar acımasızca çağdışı olmakla itham edilmektedir. Yükselen duyarlılık dalgasını basit, dar kalıplı milliyetçiliğe indirgemek yanlıştır" ifadelerine yer verdi.
"İkinci hedef ise yaklaşan seçimlerde emperyal hedeflere direnmeyen bir iktidarın işbaşına getirilmesidir" iddiasında bulunan Koç, şöyle konuştu: "Ancak içinden geçtiğimiz tarihsel dönemeç, Türkiye'nin ulusal çıkarlarının törpülendiği yeni bir sürecin yaşanmasını kaldırmayacak kadar ağırdır. Türkiye artık itilen, kakılan, küçük düşürülmeye çalışılan, haksız yere tarihi ve geçmişi suçlanan bir ülke olamaz. Tepki budur, isyan budur, direniş buna karşıdır. İçimize ulusça sindiremediğimiz budur. Yeter artık haykırışı buna karşıdır. Bu açıdan salt milliyetçilik tartışmaları ile yaşanan gelişmelerin gölgelenmesi oyununa gelinmeyeceğine ve bunun bilinciyle hareket edileceğine inancımı belirtmek istiyorum. Unutmayın bugün solda olmak önce yurtsever olmayı ve bu küresel kıskaçta ulusal çıkarları, ulusal bütünlüğü savunmayı gerektirir. CHP böyle bir çizgide buluşan herkesi kucaklamayı görev sayar. Hiç kimseyi dışlamayan, kendisini, kökü kökeni ne olursa olsun Türk milletinin bir parçası hisseden ve bununla iftihar eden, birlikte tasalanan, birlikte sevinen herkesle kardeşçe yaşamayı hedefleyen, ayrımcı olmayan, 'Atatürk milliyetçiliği'nin bugün Türkiye için her şeyden önemli bir duruş olduğunu geç olmadan anlamamız gerekiyor".
Bir basın mensubunun 'soruşturma komisyonu önergesiyle' ilgili sorusuna Haluk Koç, "Hazırlıyoruz. 500 kelimeyle sınırlanan bir genel görüşme, bir gensoru önergesi değil. Hukuk belgesi olarak hazırlanıyor" ifadelerine yer verdi. Cezalandırılmış bir yaptırımın olması gerektiğini kaydeden Koç, bu hazırlıkların tamamlanmasının ardından önergenin TBMM Başkanlığı'na verileceğini söyledi.