ANKARA (ANKA) - CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Muhteşem Yüzyıl" dizine ilişkin sözlerine yönelik, "Beğenmiyorsa diziyi izlemeyebilir. Şimdilik Muhteşem Yüzyıl ile başlandı bunda başarı kazanırsa sıra diğer bazı dizilere ve sinema filmlerine gelecek. Yakında Kemal Sunal'ın filmlerine sıra gelirse şaşırmayalım" dedi.
ANKA'ya konuşan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Muhteşem Yüzyıl" dizine ilişkin sözlerini değerlendirdi.
Muhteşem Yüzyıl dizisinin her şeyden önce bir belgesel olmayıp televizyon dizisi olduğuna dikkat çeken Hamzaçebi, şöyle dedi:
"Sayın Başbakan bir dizide belgesel özelliği arıyor. Bu bakış açısıyla diziyi mahkum ediyor hatta yetmiyor yargıyı göreve çağırıyor. Sayın Başbakan diziyi beğenmiyor olabilir, bir izleyici olarak eleştiri de yapabilir ama o kadar. Beğenmiyorsa diziyi izlemeyebilir. Diziyi yasaklamayı, yayından kaldırmayı önermek bu yönde bir baskı oluşturmaya çalışmak Sayın Başbakan'ın hakkı da değildir, görevi de değildir. Sayın Başbakan'ın demokrasi anlayışında Sayın Başbakan gibi düşünme özgürlüğü ve onun beğenilerine uygun olarak beğenme özgürlüğü vardır. Böylesine yasaklayıcı bir anlayışın iktidarını yaşıyoruz.
İran, Irak, Gazze, Suriye bütün bu konular bitti, bütün bu konularda Türkiye Cumhuriyeti başarı sağladı sıra televizyon dizilerine geldi. Şimdilik Muhteşem Yüzyıl ile başlandı bunda başarı kazanırsa sıra diğer bazı dizilere ve sinema filmlerine gelecek. Yakında Kemal Sunal'ın filmlerine sıra gelirse şaşırmayalım. Sayın Başbakan arzu ediyorsa Kültür ve Turizm Bakanlığına Kanuni
belgeseli hazırlama görevini verebilir. Kanuni Sultan Süleyman batılıların Muhteşem Süleyman olarak adlandırdığı, doğuluların ise kanunları nedeniyle Kanuni Sultan Süleyman olarak isimlendirdiği büyük bir padişahtır. Amerikan Kongre Binasında dünyanın 23 büyük kanun koyucusundan biri olarak portresi asılıdır. Kanuni'nin hayatı televizyon dizilerine konu olabilir. Bugünün bakış açsıyla o günü değerlendirmek yanlıştır. Hele bu konuda yasaklayıcı bir anlayışı kesinlikle doğru bulmuyorum." (ANKA)