HABER

CHP'den darp ve işkence sorusu

Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi sundu.

ANKARA (ANKA) - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, "Başbakanlık korumalarının, protesto haklarını şiddete başvurmadan medeni bir şekilde kullanan vatandaşlara karşı, darp ve işkence boyutlarına ulaşan şiddet uygulamalarına neden seyirci kalıyorsunuz?" diye sordu.

Kart, önergesinde, "Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin'in 23 Şubat 2013 tarihli makalesinde; işçi emeklisi Necati Yılmaz'ın, Başbakanlık korumaları tarafından maruz kaldığı darp ve işkenceyle ilgili idari ve adli gelişmeleri özetlemiştir. Makale, Türkiye gerçeğini ve fotoğrafını dramatik bir şekilde ortaya koyan niteliktedir" dedi. Necati Yılmaz'ın, 24 Şubat 2009 tarihinden itibaren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde hukuk mücadelesini başlattığını ifade eden Kart, şöyle dedi:

"Yılmaz hakkındaki hukuk ihlalleri o kadar açıktır ki, AİHM "İç Hukuk yollarının tüketilmemiş olmasını' gözönüne almamış, doğrudan talebin esas yönünden incelemesine geçmiştir. Mahkeme, inceleme ve yargılama sonucunda; "işkence yasağının' ihlal edilmesi sebebiyle , Türkiye'yi 12.000 Euro tazminat ödemeye mahkum etmiştir.

Ortaya çıkan gerçek şudur; Başbakanlık korumaları, medeni bir şekilde protesto hakkını dile getiren vatandaşı darp etmişler ve taammüden işkenceye tabi tutmuşlardır."

"Başbakan, ortada olan bu bulgulara rağmen, bu kadro ve zihniyeti neden himaye etmektedir?" diyen Kart, şu soruları yöneltti:

"Sözü edilen 12 bin Euro tazminat hangi bakanlık bütçesinden ve hangi miktarda ödenmiştir? Bu tutarın, vatandaşı darp ve işkence eden Emniyet mensuplarından rücuen tahsili konusunda bugüne kadar herhangi bir işlem yaptınız mı?

Bugüne kadar işlem yapılmadıysa, önergemiz üzerine idari ve adli anlamda yasal prosedürü başlatacak mısınız?

Başbakanlık korumalarının, protesto haklarını şiddete başvurmadan medeni bir şekilde kullanan vatandaşlara karşı, darp ve işkence boyutlarına ulaşan şiddet uygulamalarına neden seyirci kalıyorsunuz? Şiddet uygulayan kamu görevlileri hakkında bugüne kadar soruşturma iznini neden vermediniz?

Bu durum devlet yönetiminde keyfilik, sorumsuzluk ve imtiyaz yaratmak anlamına gelmez mi? Keza bu durum, Başbakanlık eliyle "korku ve baskı iklimi' yaratıldığının sübutu anlamına gelmez mi?"

En Çok Aranan Haberler