ANKARA (ANKA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, CHP'nin sağa kaydığı eleştirilerini doğal karşıladığını belirterek, "Türkiye'de toplum büyük ölçüde değişiyor. Siyasi dengeler değişiyor. AKP'ye karşı duyulan rahatsızlık, memnuniyetsizlik artıyor. Bu sadece sol kesimde olan insanlara has bir durum değil, sağcılar da AKP'den memnun değil, bir sürü AKP'li de AKP'den memnun değil. Bu vatandaşları da kucaklamak halk partisi olarak kendini tanıtan bir partinin görevi" dedi.
Loğoğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Geri Kabul Anlaşması'nın bu sabah imzalandığını hatırlattı. Anlaşmanın, Türkiye'ye çok ağır yükümlülükler getirdiğini söyleyen Loğoğlu, şunları ifade etti:
"Buna karşılık AB'nin vize serbestliğini tanıyıp tanımayacağı en az 3,5 yıl sonra gündeme gelecek. Yani, olup olmayacağı belli olmayan bir şeye karşılık biz, çok ağır yükümlülükler üstenen bir noktaya getirilmiş bulunuyoruz. Aslında vize serbestliği hakkı, Türkiye Cumhuriyeti'nin doğal bir hakkıydı. Bu yeterince ve etkilice müzakere edilemediği için bu günlere kadar geldik. AB Bakanı ne diyor? "Direndik, dayattık, kabul ettirdik' diyor. Bu tabirleri kullandığınız zaman kimin, neye direnip neyi kabul ettirdiği gayet açık. AB uzun zamandır Türkiye'ye zorla kabul ettirmek istediği Geri Kabul Anlaşması'nı neticede kabul ettirmiş oluyor. Biz CHP olarak, vize serbestliğine elbette karşı değiliz. Vatandaşlarımız bu vize konusunda AB ülkelerinin getirdiği sıkıntılardan muzdarip. Bunların bir an önce kalkmasını biz de isteriz. Bu konuda hükümet dengeli bir müzakere yapmış olsaydı, bunun arkasında olurduk ama bugün büyük bir tantanayla kamuoyuna tanıtılacak olan anlaşma için Türkiye peşin ödeme yapıyor, AB 3,5 yıl sonra o da kendi değerlendirmesine bağlı olarak verip vermeyeceği bir vize serbestliği hakkından bahsediyoruz, biz bunu yeterli görmüyoruz."
-"DIŞİŞLERİ BAKANI VE BAŞBAKAN BU KONUDA NE DİYECEK"-
Loğoğlu, bir gazetede çıkan Türkiye'nin Suriye'ye silah satışlarıyla ilgili haberleri anımsatarak, "Haberde, Türkiye'nin, Suriye'ye Temmuz 2013'ten, Kasım 2013'e kadar sattığı silahların değeri yer alıyor. Bunun kaynağı da BM. Çeşitli kalemler üzerinden bu satışlar yapılıyor. Bunu kim satıyor, nasıl satıyor, kime satıyor, ambargoya rağmen, uluslararası hukuk kurallarına rağmen, Bakan Davutoğlu'nun ısrarlı inkarlarına rağmen BM bu gerçeği apaçık ortaya koyuyor. Bakalım bu kez Sayın Bakan ve Başbakan bu konuda ne diyecek" diye konuştu.
Bakan Davutoğlu'nun geçen hafta Ermenistan'a gittiğine dikkat çeken Loğoğlu, şunları kaydetti:
"Basından öğrendiğimiz kadarıyla Davutoğlu, bu konuda Osmanlı Devleti'nin uyguladığı tehcir olayının, yani bir kısmının bulundukları yerlerden alınıp imparatorluğun başka yerlerine sürülmesi olayının gayri insani olduğunu söyledi. Bu şekilde düşünebilir. Peki 2013 yılında bunu söyleyebiliyor, kendisi 1915 yılında Dışişleri Bakanı olsaydı acaba ne yapardı, onu da söylemesi lazım. Ama tehcir olayı gayri insanı sözü, bir düşünce tarzının başlangıcıysa, yani soykırım iddialarının aslında reddedilecek bir iddia olmadığı şeklinde bir düşüncenin başlangıç noktasıysa Davutoğlu'nu uyarıyorum; böyle gereksiz söylemlerde bulunmasın. Ya söylesin, arkasını getirsin, ne demek istediğini söylesin ya da bu gibi şeylerden imtina etsin."
-"PM TOPLANTISI SONUÇLANANA KADAR DUYACAĞINIZ HER ŞEY SÖYLENTİ"-
Mansur Yavaş'ın CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olacağı iddialarına da yanıt veren Loğoğlu, şunları ekledi:
"21 Aralık'ta MYK toplantısı var. Orada 5 kişilik Genel Merkez'deki seçim komisyonu yaptığı değerlendirmeleri, vardıkları sonuçları MYK'ya getirecek. MYK tarafından belirlenen adaylar da 22 Aralık'ta Parti Meclisi'ne getirilecek. 22 Aralık Parti Meclisi toplantısı sonuçlanıncaya kadar duyacağınız her şey söylentiden ibarettir. Bir kısmı hayata geçebilir ama o ana kadar duyacağınız her şey daha çok söylenti değeri taşır. Bu konuda kişisel görüşüm yok, ben MYK üyesiyim. MYK'ya getirilecek değerlendirmeye, orada yapılacak tartışmaya bakarım.
CHP sağa kayıyor, eleştirileri doğal karşılıyorum. CHP sosyal demokrat bir partidir, ortanın solundadır. Ancak şu da bir gerçek, Türkiye'de toplum büyük ölçüde değişiyor. Siyasi dengeler değişiyor. AKP'ye karşı duyulan rahatsızlık, memnuniyetsizlik artıyor. Bu sadece sol kesimde olan insanlara has bir durum değil, sağcılar da AKP'den memnun değil, bir sürü AKP'li de AKP'den memnun değil. Bu vatandaşları da kucaklamak halk partisi olarak kendini tanıtan bir partinin görevi."