CHP'li Umut Oran Kanal İstanbul projesi ile ilgili tüm İstanbulluları dehşete düşürecek bir senaryo anlattı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, ulusal güvenlik uzmanlarına danışarak, Kanal İstanbul'un yapılması halinde adaya dönüşecek İstanbul'un batı yakası için oluşabilecek risklerle ilgili senaryo oluşturdu.
Milliyet'in haberine göre Oran, bu senaryoya dayalı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, "Batı İstanbul'u bir adaya çevirecek bu proje kabaca 5-6 milyon insanın bir kısmının doğal felaket veya radyoaktif serpinti durumunda tahliyesi gerektiğinde doğuda iki köprü ve Marmaray tüneline; batıda bu kanal üzerinde kurulacak köprülere mecbur kalınması halinde bu felaket durumunda tahliye nasıl gerçekleşecektir? Benzeri biçimde savaş durumunda köprülerin yıkılması halinde Trakya'nın takviyesi sadece deniz yolu ile mi sağlanacaktır?" sorularını yöneltti.
CHP İstanbul Milletvekili Oran, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı'na iki ayrı soru öngeresi verdi. Oran, ulusal güvenlik alanında uzman kişilere danışarak hazırladığı senaryo çerçevesinde, Kanal İstanbul'un yapılması durumunda ulusal güvenlik açısından oluşacak risklere dikkat çekti. Oran, Erdoğan'a, şu soruları yöneltti:
Çılgın Kanal İstanbul projeniz için bölgenin temel antlaşmaları olan KEİ ve Bükreş Antlaşmaları çerçevesinde sahildarlarla istişarede bulundunuz mu?
Dünyada, mevcut doğal ve işleyen bir boğaz var iken buna paralel, insan yapısı, alternatif bir kanal örneği var mıdır?
Kanalın gerçekleşmesinin, sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenlemeyen aynı zamanda Karadeniz-Marmara ve Çanakkale bölgesinde bir güvenlik rejimi de tesis eden, Montreux Sözleşmesine etkisini değerlendirdiniz mi? Sözleşmenin omurgası olan Türk Boğazlarının bütünlüğünü bozarak, değiştirebilecek süreçlere karşı bir planınız var mıdır?
Boyu 40 kilometre, genişliği 150 metre ve yüksekliği 25 metre olan içi su, etrafı beton dolu bir hacmin, beklenen büyük Marmara depreminde deniz dibinde fay kırılmasıyla oluşacak enerjiden ne şekilde etkileneceği; bölgede yaratılan jeolojik değişikliğin bu kanal ve civarında oluşturulacak yerleşim birimleri üzerindeki etkisi modellenmiş midir?
Kanal İstanbul'un ortalama 150 metre genişliği, 25 metre derinliği olacağı öne sürülmektedir. Bu kanalda herhangi bir gemi batması veya 1979'da yaşandığı gibi İndependenta benzeri bir süper tanker günlerce yanarsa, Boğaziçi'nden çok daha dar olan bu kanalda kazaya nasıl müdahale edilecek, gemi enkazları nasıl kaldırılacaktır?
Batı İstanbul'u bir adaya çevirecek bu proje kabaca 5-6 milyon insanın bir kısmının doğal felaket veya radyoaktif serpinti durumunda tahliyesi gerektiğinde doğuda iki köprü ve Marmaray tüneline; batıda bu kanal üzerinde kurulacak köprülere mecbur kalınması halinde bu felaket durumunda tahliye nasıl gerçekleşecektir?
Trakya savunmasız kalacak
Benzeri biçimde savaş durumunda köprülerin yıkılması halinde Trakya'nın takviyesi sadece deniz yolu ile mi sağlanacaktır?
Yaklaşık 5-6 milyon insanın yaşayacağı, yeni Batı İstanbul adasının doğal kaynakları, başta su olmak üzere adayı beslemeye yetecek midir? Bu kapsamda kanalın Ergene havzasıyla etkileşimi irdelenmiş midir?
*Batı İstanbul adasının tüm dış lojistiğinin doğudan ve batıdan birkaç köprüye bağımlı kalmasının ne gibi zafiyet yaratacağı irdelenmiş midir?
Deprem sonrası oluşacak tsunami ve deniz yükselmesinin etkileri veya kanalın doğayı değiştiriyor olmasının yaratacağı "kertik tesirinin" büyüklüğü ve bunun jeolojik sonuçları hakkında gerekli modellemeler yapıldı mı?
Marmaray’da olduğu gibi çıkabilecek 'çanak çömlekler' için herhangi bir ön araştırma yapıp herhangi bir arkeolojik önlem aldınız mı?
Tuzluluk nedeniyle Karadeniz’den Marmara’ya doğru, saatte 8 kilometreden daha büyük bir hızla akacak yeni satıh akıntısının gerek Marmara ve gerekse Batı Karadeniz’de yaratacağı hidrografik etkiler ile eko sistem dengesi üzerindeki olumsuz etkileri modellemeler yapılarak irdelenmiş midir?
Bu akıntının, Karadeniz’de hakim kuzeyli rüzgarların da etkisi ile artacağı ve Tuna Havzası nedeniyle halen Karadeniz'in en kirli bölümünü teşkil eden (Tuna Deltası) Batı Karadeniz'in kirli satıh sularını Marmara’ya taşıyacağı ve zaten çok kirli olan Marmara'daki kirlenmeyi kat be kat artıracağı değerlendirilmiş midir?
*Halen İstanbul Boğazından günde, 130-140 ticaret gemisi, Montreux Sözleşmesine göre geçiş ücreti ödemeden geçme hakkı söz konusu iken bitmesi durumunda İstanbul Kanalından niçin paralı geçiş yapsın?
Coğrafya değiştiren bu projenin gerek Montreux Sözleşmesine gerekse çevreye etkileri göz önüne alınarak TBMM'de onaylanması ve İstanbul/Tekirdağ halkına bölgesel bir referandum ile sorulması gerekli değil midir?
*Söz konusu kanal, Doğu Trakya'nın ekolojisini ne şekilde değiştirecektir? Kaybedilecek tarım arazisinin yıllık getirisi hesap edilmiş midir? Bu devasa projede alt yapı gereksinimleri nedeniyle kaç ağaç kesilecektir?
*Bu kanaldan 150-200 milyon metreküp hafriyat, 8-10 milyon metreküp çimento ve bir o kadar da çelik donatı işi çıkacağı düşünüldüğünde gerçekte ne kadarlık bir maliyet söz konusudur?
*Bu inşaatın yapım- teslim süresi için ne kadarlık bir süre öngörmektesiniz?