Parti Meclisi’ne sunulan ve görüş istenen raporda şu öneriler yer aldı: 1-Eşit anayasal vatandaşlık, 2-Hakikatlerin araştırılması, 3-Temsilde adalet, 4-Anadilin öğretilmesi, 5-Düşünce özgürlüğü, 6-Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, 7-Koruculuğun kaldırılması, 8-Şiddet ve çatışma ortamının sona ermesi.
CHP’nin Kürt politikalarında etkili ismi Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun hazırladığı rapor, üyelerin önerilerini almak için Parti Meclisi’ne sunuldu. CHP PM’de önceki gün ele alınan ve birçok tartışmanın yaşanmasına yol açan “Kürt sorunu olarak adlandırılan Türkiye’nin Kürt kimlikli vatandaşlarının hak ve özgürlük talepleri ve CHP’nin çözüm yaklaşımları için öneriler” başlıklı rapora VATAN ulaştı. “Kürt Kimlikli Vatandaşlar” ifadesi kullanıldı ve “Kürt Kimlikli Vatandaşların ortaklaştığı” sorunlar 8 ana başlıkta değerlendirildi. 18 sayfalık raporda, SHP’nin 89 raporu, CHP’nin kurultaylarında gündeme getirilen görüşler ve CHP’nin gerçekleştirilmesini isteyeceği reformlar ve gündem yaratacak öneriler yer alıyor.
Raporu PM’ye anlatan Tanrıkulu, “Dünyada bütün terör sorunlarını sol partiler çözdü. ETA, IRA gibi sorunları sol partiler çözdü. Biz CHP olarak harekete geçmezsek bu sorun çözülmeyecek. Bu sorunlar bu raporda yazan politikalarla çözüldü. Bunu değerlendirelim, tartışalım” dedi.
Toplantıda yaklaşık 4 saat tartışılan rapora ilişkin öneriler bir sonraki PM toplantısında ele alınacak.
8 başlıkta talepler
Türkiye’nin Kürt kimlikli vatandaşlarının “homojen” ve “tekçi bir yapıya” sahip olmadığı belirtilen raporda, Kürt vatandaşların taleplerinin BDP gibi partilerin önceliği olsa da CHP açısından bu konuların ele alınmasına engel olamayacağı kaydedildi. Raporda, “Kürt kimlikli vatandaşların siyasal ve kültürel konularda ortaklaştığı talepleri” şu maddelerde ele alındı:
1-Eşit anayasal vatandaşlık /Yeni ve demokratik bir Anayasa
2-Hakikatlerin araştırılması / Faili meçhullerin açığa çıkarılması
3-Temsilde adalet ve siyasal yaşama (kendi kimliği ile) katılım /Seçim barajı ve siyasi partiler yasası
4-Ana dil sorunu / Ana dilin öğretilmesi ve eğitimi / Ana dilde eğitim
5-Düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü
6-Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve yetki ve sorumluluklarında karar alma iradelerinin/özerkliklerinin genişletilmesi
7-Köy Koruculuğunun kaldırılması
8-Şiddet, terör ve çatışma ortamının sona erdirilmesi
Soyut değil
Bu 8 talebin temel gerekçelerinin de sıralandığı raporda, “CHP bu sorunun çözüm hedefinin genel çerçevesini tespit ettiği zaman referans olarak kullanılacak insan hakları, demokrasi, eşitlik, adalet ve hukukun üstünlüğü değerleridir. Adı geçen değerler soyut kavramlar değildir. Uygulamaları ile somutlaştırılmış pratik adımlardır” denildi.
CHP’nin reformları
Raporda, 8 talebin tespiti yapıldıktan sonra 2011-2015 döneminde ağırlık verilmesi istenen ve “CHP iktidarında” uygulamaya konulacak reformlar hakkında da bilgiler yer aldı.
CHP’nin yeni Anayasa çalışmasında vatandaşlık tanımı ile vatandaşların hak, özgürlük ve yükümlülüklerinin etnik kimliklere, dini inançlara ve siyasi düşüncelere bağlılığı ifade eden vurgulardan arınmış bir içerikte olması için çalışacağı belirtilen raporda şöyle denildi: CHP, eşit anayasal vatandaşlık hedefine uygun vatandaşlık ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hak, özgürlük ve yükümlülüklerinin tarif edilmesi yoluyla, toplumsal uzlaşı, barış ve demokrasinin birlikte yaşama iradesi ile güçleneceğine inanır. Yeni Anayasa etnik kimlik vurgularına yer vermemeli, yasalardaki ayırımcı dil ortadan kaldırılmalıdır.”
Yerel özerklik
Hakikatleri araştırma komisyonu kurulması, seçim barajının düşürülmesi, ana dil eğitimi Kürtçe’nin müfredat programında farklı bir dil / seçmeli dil olarak yer alması da önerilen raporda yerel özerklik ise şöyle anlatıldı:
Türkiye’nin bugüne kadar Yerel Özerklik Şartı’na koymuş olduğu çekincelerin neredeyse tamamı yerel yönetimlerin önüne konulan gereksiz engellerin sürdürülmesi kaygısından kaynaklanmıştır. Bu nedenle, söz konusu çekincelerin kaldırılması güçlü bir yerel yönetim yapısının kurulmasına yönelik sadece somut politikaların hayata geçirilmesinin önünü açmayacak, aynı zamanda bir zihniyet değişikliğini de sağlayacaktır. Böylece yerel yönetimler mali, yönetsel ve siyasi özerkliklerini anlamlı biçimde kullanabileceklerdir.
Binnaz Hoca’ya kızdı
CHP Parti Meclisi’nin önceki günkü toplantısında hararetli tartışmalar yaşandı. Toplantıda dün VATAN’ın duyurduğu Kılıçdaroğlu’nu kızdıran “Kürt Meselesi ve terör konusunda yaklaşımımız net değil, bu çerçevede neyimiz var?” sorusunu soran ismin Prof. Dr. Binnaz Toprak olduğu öğrenildi. Kılıçdaroğlu birkaç üyenin daha benzer yaklaşım sergilemesi üzerine, “Arkadaşlar yeter artık, yani kaç kere daha anlatacağız” dedi. Toplantıda ayrıca Başta Ercan Karakaş ve İsa Gök olmak üzere 20’ye yakın üye tüzük değişikliğinin ve buna ilişkin tüzük kurultayının ertelenmemesini talep ederken Kılıçdaroğlu bu taleplere, “Bakın PM’nin bu toplantısının gündeminde bunlar yok, tüzük değişikliklerini uygun takvimde yapacağız, olağan kurultayla birlikte de olabilir veya başka bir takvimde de olabilir” yanıtını verdi.
Sen iktidar mısın muhalefet misin?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün İzmir’de bazı açılışlara katıldı ve Ege Sanayici ve İşadamları Derneği 28. Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nda konuştu. Kılıçdaroğlu’nun hedefinde yine Başbakan Erdoğan ve AKP iktidarı vardı:
TERÖR: Başbakan ağzını açtı, başladı muhalefeti suçlamaya. Sanki biz iktidarız, terör olgusuna karşı hiçbir şey yapmamışız, muhalefet partisi iktidarı suçluyor. Buraya kadar geldi söylemek zorunda kaldım. Arkadaş, sen iktidar mısın muhalefet misin? Şu soruyu niye kendimize sormuyoruz, Bu iktidar, iktidarı devralırken sıfır terörle almadı mı? Muhalefet nasıl olur bundan sorumlu? Muhaleflet olarak işimiz çok zor. Eskiden muhalefete muhalefet edilmezdi, iktidara muhalefet edilirdi. Şimdi iktidar muhalefete muhalefet ediyor. Yağmur yağsa sorumlusu CHP.
MEDYAYA BASKI: Başbakan medya patronları ile genel yayın yönetmenlerini çağırıyor. Patronlarını neden çağırıyorsunuz? ’Patronlarınıza söylüyorum ey genel yayın yönetmenleri siz de duyun’ diyor. Bu tehdit ve şantajdır.
‘Çözüme yönelik adımı destekleriz’
CHP PM terörle mücadele konusunda bir bildirge yayınladı: “Çözümün önündeki engel AKP’nin tutarsız, beceriksiz ve partizan yönetim anlayışıdır.
CHP Parti Meclisi’nin önceki günkü olağanüstü toplantısının ardından hazırlanan bildirgede, “hem müzakere hem mücadele” anlayışıyla çözüm üretilemeyeceği vurgulandı. CHP PM üyesi Oğuz Oyan tarafından Genel Merkez’de düzenlenen basın toplantısıyla açıklanan bildirgede özetle şu görüşlere yer verildi:
BİRLEŞTİRİCİ OLMALI: Türkiye yakın tarihinin en acılı günlerini yaşamaktadır. CHP, terörün hiçbir haklı gerekçesi ve meşruiyeti olamayacağı görüşündedir; her türlü terör eylemini şiddetle ve nefretle kınar. Acımız büyüktür, ancak bu acılar toplumumuzu ayrıştırıcı değil birleştirici olmalıdır.
NEFRET SÖYLEMİ: Ülkemizde artarak süren terör olayları, toplumun bütün kesimlerinde büyük infial yaratmıştır. Toplumumuzun sağduyusu bugüne kadar toplumun iç bütünlüğünün bozulmasını engellemiştir. Ancak AKP iktidarında Türkiye’de nefret söyleminin giderek egemen olmaya başlamasını kaygıyla izliyoruz. Bunun nedeni, yönetimi sıfır terörle devralan AKP’nin ülkeyi şiddet dozu giderek artan teröre teslim etmiş olmasıdır.
SAMİMİYETSİZ: AKP’nin tutarsız, samimiyetsiz ve fırsatçı politikaları sorunu adeta içinden çıkılamaz bir duruma getirmiştir. Terörle mücadele tutarlılık ve kararlılık gerektirir. ‘Terörle hem müzakere hem mücadele ederim’ anlayışıyla çözüm üretilemez. AKP, ‘demokratik açılım’ adını verdiği kavramın içini hiçbir zaman doldurmamıştır. Anamuhalefetle bile paylaşmadığı projelerini silah bırakmayanlarla kapalı kapılar ardında paylaşmıştır; onlarla ileri müzakereler yapmış, protokoller imzalamış, taahhütlere girişmiştir.
ÇÖZÜM YERİ TBMM: ‘Siyaset kurumunun çözüm üretmesi gerektiğini’ söylememize kulak tıkamıştır. Yineliyoruz; bu ülke sorununun çözüm yeri TBMM olmalıdır. Ortak aklı egemen kılmanın yolu budur.
DESTEK VERECEĞİZ: Açıkça söylüyoruz; Hükümetin çözüme yönelik tüm adımlarına CHP olarak destek vereceğimizi tekrar vurguluyoruz. Öte yandan, iktidarı, CHP’nin somut çözüm önerileri üzerinde de düşünmeye davet ediyoruz. CHP, çözümün ve toplumsal bütünlüğün adresidir.