Tanrıkulu, Başbakan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde şöyle dedi:
"2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda MİT personellerine bir TIR içerisinde malzeme sevkiyatları yapma ve eşlik etme görevi verilmediği halde 1 Ocak günü Hatay'da durdurulan TIR'ın içerisindeki MİT görevlilerine verilen görev nedir?
Hatay Valisi'nin yazılı talimatında, "doğrudan Başbakanlık makamına bağlı olarak çalışmaları' vurgusu yapıldığına göre aracın ve içindeki MİT personelinin serbest bırakılması talimatı sizin tarafınızdan mı yoksa sizin bilgi ve onayınızla mı verilmiştir?
Olay yerine intikal eden Adana Cumhuriyet Savcısı Özcan Şişman'ın, TIR'da arama yapılıp malzemelerin boşaltılması yönündeki talimatının, yerine getirilmemesi için, Hatay Valisi'ne yazılı talimat hazırlatacak kadar önemli olan, söz konusu TIR'da, El Kaide'ye silah ve mühimmat taşındığı gerçeğinin ortaya çıkmasını engellemek miydi?
TIR'ı takip edip durduran polis ekibi tam da olay saatlerinde neden görevden alınmıştır?
Organize Şubede görevli şube müdür yardımcıları ve bazı amirlerinin görev yerleri neden değiştirilmiştir?
Arama yapılmasına izin verilmeyen TIR'da, MİT'in beyanına göre, Suriye'ye "devlet sırrı' mı taşınmaktaydı?
8 saat boyunca görevini yapmak için direnen Cumhuriyet savcısının araçtaki ve takviye olarak gelen 15 kadar diğer MİT görevlileri tarafından baskı altına alındığı, yine MİT görevlileri tarafından havaya ateş açılarak korkutulmaya çalışıldığı iddiası doğru mudur?
Hatay'da durdurulan TIR, İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala'nın dediği gibi Suriye'deki Türkmenlere insani yardım götürmekteyse, söz konusu yardım zaten Suriye'ye insani yardımlar götüren Kızılay kurumu aracılığıyla neden gönderilmemiştir?
Hükümetiniz eğer Suriye'deki Türkmenlere insani yardım yapıyorsa o halde neden yardımlarını Birleşmiş Milletler ve uluslararası yardım kuruluşları ile entegrasyon içerisinde yapmamaktadır?" (ANKA)