Yeni anayasa çalışmalarını yürüten CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, MGK’nin kaldırılabileceğini, başbakanın gerekli gördüğü hallerde sivil asker bürokratları çağırabileceğini söyledi. Türbanın üniversitelerde serbest bırakılması için de üç şart koyan Batum, “Başkalarının hak ve özgürlüklerine karşı olmamak, laik devlet esasına aykırı olmamak ve kamu düzenine aykırı olmamak koşulu ile başlar örtülebilir. Yani çıkıp kimse dinim bunu emrediyor demeyecek, kimseye baskı yapmayacak” dedi.
CHP’nin anayasa çalışmalarını sürdüren Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, siyasi partilerin anayasa taslağı hazırlamasına karşı olduklarını vurgulayarak “Siyasi parti ilkelerini, fikirlerini ortaya koyar. Anayasa sivil toplum ile diğer siyasi partilerin görüşleriyle bir bütünlük içerisinde hazırlanır. Ama bir taslak hazırlayıp ‘Benim çalışmam budur’ demek doğru olmaz. Siyasiler, sadece ilkeler dizisi ortaya koymalı” dedi.
Batum, “Çalışmamızı parti meclisine ileteceğiz. Sivil toplum ile ortaya bir anayasa koymalıyız. Kadın dernekleri, Alevi dernekleri, her kesimin temsilcilerinden görüşler alınarak hazırlanmalı. Anayasayı bence kurucu meclis yapmalı” dedi.
Batum, çalışmanın henüz CHP’nin resmi çalışması olmadığını, taslağı PM’ye STK’lere götürdükten sonra en geç 20 Mayıs’ta açıklanacağını ifade etti.
CHP’nin yürüttüğü ancak henüz kesinleşmeyen çalışmaları anlatan Batum, anayasa çalışmalarında vatandaşlık, yurttaşlık tanımının değiştirilebileceğini ifade etti. “Türk ulusu Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarından oluşur” ifadesine karşı çıkanların olabileceğini ifade eden Batum, şunları söyledi:
“İlk 4 maddenin kaldırılmasına, Atatürk ve Türk ifadelerinin tamamen çıkarılmasına karşıyım. Vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıdır diyelim. Yurttaşlığın, ulusun hangi bağlara bağlı olarak kurulduğu önemli. Vatandaş deyince, etnik ırk temeline dayalı alıyorsun diyorlar, ‘beni görmüyorsun’ diyorlar. Yurttaşlık, hukuksal bir bağdır. Vatandaşlığı ırk ve dine bağlı olmadan; insan onuruna saygı, temel hak ve özgürlüklere saygı, devlete saygı, hukuk devletine saygı olarak ele almalıyız. Türk sözcüğünün çıkmasına karşı değilim. Türk tanımı kaldırılıp ‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır’ denilebilir. Bu benim görüşüm.”
‘Laiklik tanımı netleşmeli’
Laikliğin tanımının değiştirilmesini istemediklerini ama tanımın altının iyi doldurulması gerektiğini ifade eden Batum, “Laikliğin klasik tanımı din ve devlet işlerinin ayrılması olarak yapılıyor. Tanım netleşmeli” dedi. Batum, “Yıllardır farklı tanımlar yapılıyor. Değiştirelim demiyorum. Devlet, din kurallarının egemenliğinde olmamalıdır. Din ve devlet ayrımını açmak lazım. Din ve devlet ayrıdır klasik tanımının işlevsel hale gelmesi, olduğu gibi tanımlanması gerekmektedir. Dinim emrediyor diye kural koyamazsın. Bu laikliğe aykırıdır” diye konuştu.
Kürtçe seçmeli ders
Anadilinde eğitimin değil, anadilinde öğretimin anayasaya girebileceğini ifade eden Batum, “Eğitim dili Türkçedir. Anadilde öğretim seçmeli derstir. Anadilde eğitim olamaz diyoruz, seçmeli ders olur. Tamamıyla Kürtçe eğitiminin verilmesine karşıyız. Bir okulun, Türkçe bir okulun Kürtçe olması gibi değil. Anadil dememizin nedeni, ben Çerkezce de öğreneceğim derse buna izin vermek için” dedi. Batum, din kültürü dersinin de zorunlu olmaması gerektiğini ifade ederek “Devlet kontrolünde din dersi görmek isteyen alır, istemeyen almaz. Din kültürü dışında Kuran kursu vereceğim de denilebilmeli. Bunun eğitimi de dini esaslara göre değil laik devletin çerçevesine göre olmalı, cemaatlerin kontrolüne bırakılmamalı” dedi.
Türban için kırmızı çizgiler
Laik bir devlette hiç kimsenin “dinim emrediyor” diye kural koyamayacağını ifade eden Batum, üniversitelerde türban nedeniyle yaşanan sıkıntının bu nedenle çıktığını söyledi. Batum, “Üniversitelerde, başkalarının hak ve özgürlüklerine karşı olmamak, laik devlet esasına aykırı olmamak ve kamu düzenine aykırı olmamak koşuluyla moda olarak baş örtülebilir. Yani başkalarını rahatsız etmeyecek, başını kapaması için baskı yapmayacaksın. ‘Dinim emrediyor’ diyerek takmayacaksın. Kamu düzeni açısından kara çarşafla da gezmeyeceksin. Dinsel referansla değil, kişisel özgürlük olarak durumu değerlendireceksin” dedi. Kamuda türbana sıcak bakmadıklarını da ifade eden Batum, “Memur, renksiz, kokusuz olarak görülmeli” dedi.
‘MGK kaldırılmalı’
Genelkurmay’ın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasının da tartışılabileceğini ifade eden Batum, “YAŞ kararlarının sivillerce alınması gibi konular da tartışılabilir. MGK’yi kaldıralım diye düşünüyorum. Neye yarıyor? Ne tavsiye ediyor? Başbakan gerekli gördüğü hallerde sivil, asker bürokratı çağırır, değerlendirmelerini alır. Bu konuların hepsini tartışacağız” dedi.