ANKARA (ANKA)- Raporda, "Tutuklular havalandırma alanlarına takılan kameralarla devamlı gözetim yapıldığından ve her hareketlerinin izlendiğinden söz etmektedir. Kameraların bu özelliği ile kişilerin vücut hareketlerini kopyaladığı ve ileride bu hareketlerden kişilerin tanınmasının mümkün olduğu iddia edilmektedir. Bu işlemin bir çeşit fişleme ve biyolojik kimlik kaydı olduğu kabul edilmektedir" dedi.
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, YÖK'ü protesto ettikleri için tutuklanan üniversite öğrencilerini 4 Aralık 2013 Çarşamba günü Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde ziyaret etti.
Ankara 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu'nda tutuklu Hüseyin Süngü ve Gökhan İrez ile Ankara Kadın Kapalı ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan Hacer Özcan, Melis Ciddioğlu, Lale Can ve Eylem Kayaoğlu isimli tutuklularla yüz yüze görüşmeler yaptığını ifade eden Atıcı, ziyaretine ilişkin rapor hazırladı.
-"DİRENEN ÖĞRENCİLERE ŞİDDET UYGULANMIŞ"-
Atıcı, raporunda şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dördü kadın ikisi erkek, toplam altı tutuklunun ifadelerine göre; Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde (DTCF) YÖK'ü protestoları sırasında polis şiddetinden kaçıp dekanlık binasına sığınmışlar. O sırada polisin odaya gaz bombası atması sonucu yangın çıkmış. Ardından polis, binayı işgal ve yangın çıkarma gerekçeleri ile 7 kişiyi tutuklamış."
Raporunda öğrencilerin suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini ifade eden Atıcı, "Sadece slogan attıklarını ifade ediyorlar" dedi.
- "BİR ÇEŞİT FİŞLEME"-
Kadın tutukluların ilk gün aralarında temsilci seçerek yetkililer ile görüştüğünü ve siyasi mahkûmlarla beraber kalmak istediklerini ifade eden Atıcı, "Bu istekleri önce kabul edilmemiş ve direnen öğrencilere şiddet uygulanmış" diyerek raporunda şöyle dedi:
"Tutuklular havalandırma alanlarına takılan kameralarla devamlı gözetim yapıldığından ve her hareketlerinin izlendiğinden söz etmektedir. Geniş açılı olduğundan tutukluların her hareketini izleyebilen bu kameralara "şahin göz' adı takılmış. Kameraların bu özelliği ile kişilerin vücut hareketlerini kopyaladığı ve ileride bu hareketlerden kişilerin tanınmasının mümkün olduğu iddia edilmektedir. Bu işlemin bir çeşit fişleme ve biyolojik kimlik kaydı olduğu kabul edilmektedir.
Emniyette yaptıkları açlık grevi sonrası tutuklanarak cezaevine getirilen öğrencilere ilk iki gün su verilmemiş. Hapishane görevlilerinin Muharrem ayında tutuklulara bilerek su verilmedikleri ve böylece nefret suçu işledikleri iddia edilmektedir."
Raporun sonuç bölümünde öğrenci taleplerine yer verilerek, "Öğrencilerin talepleri;
Sayıları 3000'e ulaşan ve haksız bir şekilde tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılması, mağdur edilen öğrencilerin eğitim haklarının iadesi, sınav haklarının korunması ve gerekirse cezaevinde sınavlarının yapılması,
izinsiz davranışsal biyolojik kimlik kaydının/fişlemesinin durdurulması,parasız eğitim,
YÖK'ün kaldırılması, üniversitelerden polisin çekilmesi şeklinde özetlenebilir" denildi.
Atıcı, "Sincan Cezaevi ziyaretimizden iki gün sonra yapılan duruşmada öğrencilerin serbest kalması sevindirici ancak yetersizdir. Öğrencilerin haklı talepler derhal karşılanmalı ve vatandaşlara karşı uygulanan şiddete son verilmelidir" dedi.