Aldan teklifinde "Tutuklu iken milletvekili seçilenlerin, tutukluluk süreleri bir yılı aşamaz ve bu süre sonunda yetkili ve görevli mahkemece derhal salıverilirler" hükmü bulunuyor.
Aldan'ın TBMM Başkanlığı'na verdiği kanun teklifi, CMK'nın 102. maddesinin 2. fıkrasında değişiklik öngörüyor. Maddenin, "Ağır Ceza Mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez. Tutuklu iken milletvekili seçilenlerin, tutukluluk süreleri bir yılı aşamaz ve bu süre sonunda yetkili ve görevli mahkemece derhal salıverilirler. Tutuklu milletvekilleri hakkında Ceza Muhakemesi Kanununun 252. maddesinin 2. fıkrası uygulanamaz" şeklinde değiştirilmesini isteyen Aldan, gerekçesinde ise şunları söyledi:
"Madde ile azami tutukluluk sürelerini belirleyen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 102. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklikle milletvekili seçilenler için yasama görevinin ifasına olanak sağlama açısından tutukluluk süresi sınırlandırılmaktadır. Buna göre; tutuklu iken milletvekili seçilen kişi, en çok bir yıl süreyle tutuklu kalabilecektir. Bir yıllık süre; hem Anayasal bir yükümlülük olan yasama görevinin daha uzun süre aksatılmamasını temin ve hem de hızlı, adil ve güvenli bir yargılama amacına uygun olarak belirlenmiştir. Tutuklulukta bir yıllık sürenin dolması halinde milletvekili hakkında derhal ve başka bir işleme gerek kalmaksızın yetkili ve görevli mahkemece salıverilme gerçekleştirilecektir. Öte yandan milletvekili seçilen hakkında süre konusunda bir tereddüt oluşmaması ve bir an önce yasama faaliyetine katılmayı sağlama açısından CMK'nın 252. maddesinin 2. fıkrasında yer alan düzenlemenin de uygulanamayacağı hüküm altına alınmaktadır."
Yasama dokunulmazlığı gözetildiğinde, milletvekillerinin tutukluluk sürelerinin bir yıl ile sınırlandırılmasının, Anayasanın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesine de aykırı olmayacağını ifade eden Aldan, teklifinin gerekçesinde amacını da şöyle açıkladı:
"Çünkü yasama dokunulmazlığının ana amacı parlamenter görevin kesintiye uğramaması olduğuna göre, tutukluluğun süreye bağlanmasını da aynı biçimde değerlendirmek mümkündür ve bu durum Anayasadaki eşitlik ilkesine aykırı değildir. Öte yandan tutukluluğun bir üst sınıra bağlanması, Ceza Muhakemesinin 102. maddesinde önceden düzenlenmiş bir husustur. Sonuçta milletvekilinin tutuklanmayacağı gibi bir düzenleme olmayacağından, terör örgütü liderlerine meclis yolu açılacak türünden söylemler de karşılık bulmayacaktır. Ayrıca teklifteki düzenleme genel olarak yirmibeş yaşını dolduran ve seçilme yeterliğine sahip her Türk için uygulanabileceğinden, kişiye özel bir düzenleme olarak da nitelendirilmeyecektir. Her şeyden öte bu teklifin yasallaşması, parlamentonun uyumlu çalışması anlamında yararlar getirecektir."
ANKA