HABER

CHP’li Akkaya: Basın susarsa her şey susar

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, "Muhalif duruş sergileyenlerin soluğu mahkemelerde aldığı bir ülkede yaşıyoruz. Unutulmamalıdır ki demokrasilerde basın susarsa her şey susar" dedi.

Akkaya yazılı açıklamasında, 24 Temmuz Basın Bayramını kutladı.

Bugün gazeteciler ve medyanın var olabilmek için özgürlüğe, halkın da haber alabilmek için özgür bir medyaya şiddetle ihtiyaç duyduğunu ifade eden Akkaya, "Türkiye uluslararası kuruluşlar tarafından son yıllardaki sansür ve baskı politikaları nedeniyle basın özgürlüğünde dünyanın en kötü siciline sahip ülkelerinden biri olarak gösteriliyor. İktidarı eleştirdiği için onlarca gazetecinin hapse atıldığı, yüzlercesinin işsiz kaldığı, binlercesinin tazminat davalarına muhatap olduğu Türkiye'de sosyal medya üzerinden hükümeti eleştirmek dahi cezalandırılabiliyor" dedi.

-"TÜRKİYE 180 ÜLKE ARASINDA 149. SIRADA"-

Basın özgürlüğü konusunda çalışmalar yapan ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedom House'un, yayınladığı yıllık raporunda Türkiye'yi geçen yıl olduğu gibi yine'Basının Özgür Olmadığı Ülkeler' arasında gösterdiğini anımsatan Akkaya, "Türkiye'nin son 5 yılda Tayland ve Ekvador'un ardından basın özgürlüğünde en hızlı gerileyen 3'üncü ülke oldu. Türkiye'nin notu basın özgürlüğü derecelendirmesinde en kötü puan olan 100 üzerinden, 65 olarak açıklandı. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün (RSF) '2015 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi' raporuna göre de Türkiye, Nijerya, Liberya, Zambiya, Mali ve Zimbabwe gibi ülkelerin gerisinde 180 ülke arasında 149'uncu sırada yer aldı" dedi.

-"MUHALİF DURUŞ SERGİLEYENLERİN SOLUĞU MAHKEMELERDE ALDIĞI BİR ÜLKE"-

AK Parti iktidarının 13 yıllık döneminde basın, düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda Cumhuriyet tarihinin en ağır, en baskıcı dönemi yaşandığını savunan Akkaya şöyle devam etti:

"Bu süre içinde yazıları, haberleri, görüşleri ve siyasal bakışları nedeniyle çok sayıda gazeteci cezaevlerine konulmuştur.Halen cezaevlerinde 24 gazeteci bulunmaktadır. Eskinin Başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı gazeteci, yazarlar ve çizerler için en fazla dava açma rekorunu elinde bulundurmaktadır. İktidar yanlısı olmayanların, muhalif duruş sergileyenlerin soluğu mahkemelerde aldığı bir ülkede yaşıyoruz. Akreditasyon uygulaması altında olay izlemeye, görev yapmaya giden gazeteciler cami avlularına bile sokulmamaya başlandı.

Artık Türkiye'de gazete ve TV'ler büyük oranda iktidarın hizmetinde hareket ediyor. Sansür ve baskının yanı sıra medya çalışanlarının sendikalı olma hakkı da işverenler tarafından gasp ediliyor.300'e yakın gazeteci hapislerden tahliye olmasına rağmen dosyaları Yargıtay'da bekletildiği için baskı altındalar ve kalem oynatamıyorlar.

-"GAZETECİLERİN ÖZGÜRCE ÇALIŞTIRILMADIĞI TOPLUMLARDA DEMOKRASİDEN SÖZ EDİLEMEZ"-

Türkiye'de artık yalnızca ulusal medya organlarının değil, internet üzerinden bilgi paylaşan, haber izleyen, yorum yapan insanların bile tutukluluğa varan cezai müeyyidelerle karşılaştığını görüyoruz. Unutulmamalıdır ki demokrasilerde basın susarsa her şey susar. Gazetecilerin olmadığı, özgürce çalıştırılmadığı, yasaklanıp sansürlendiği toplumlarda, demokrasiden söz etmek de inandırıcı değildir. 24 Temmuz'ları Bayram tadında kutlayacağımız günlere kadar mücadeleye devam etmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor, bütün basın emekçilerinin Gazeteciler ve Basın Bayramını kutluyorum." (ANKA)

En Çok Aranan Haberler